İSKAN TOLUN Köln:
Son Makaleler
ZULMÜN ARTSIN
“Ülkemiz orman yangınlarıyla, sel felaketleriyle, hayat pahalılığı, geçim derdi ile cebelleşirken ve milyonlarca Suriyeli mülteciyi barındırırken buna şimdi de milyonlarca Afgan mülteci eklendi," diyordu sokakta mikrofona konuşan bir emekli.
Evet, dünya, özellikle de Ortadoğu halkı henüz IŞİD gibi kafa kesen kan emici bir örgütün şokunu atlatamamışken, bir de ona rahmet okutacak kadar barbar, kadın düşmanı Taliban örgütünün korkusu, şoku eklendi.
Yıllardır terör örgütü dediği taliban'a göz açtırmayan, Afganistan dağlarında sıkıştıran ABD, geri çekilip meydanı bu bağnaz terör örgütüne bırakmakla ne yapmak istiyor? Her yere müdahale edip kendi çıkarları ışığında dünyanın demografik yapısını mı değiştirmek istiyor, ne? Girdiği her yerde kan, acı ve gözyaşı bırakıyor bu ABD ve onun emperyal müttefikleri.
Haber bültenlerinde yanan ormanları görünce içim cız ediyor ve bu orman yangınları aylardır muhtelif kırsal bölgelerde devam etmektedir, maalesef. Son olarak yine haftalardır Dersim dağları yanıyor. Herhangi bir yorumda bulunmayacağım. Zira; her sabah ilk kahve ile birlikte YouTube'ta izlemekte olduğum Artı TV, Moon Star TV, Özgürüz radyo videolarının değerli cesur sunucuları, usta yorumcuları her bir şeyi açık açık söylüyor, çok da güzel yorumluyorlar. Onların yorumları üzerine bir yorumda bulunmam gereksizdir bence. Zaten dün akşam (Artı TV, “Söz Sırası," programı) değerli Ertuğrul Kürkçü'nün yorumunu izlerken, “artık söyleyecek ne kaldı ki?" Demekten kendimi alamadım.
Geçenlerde yanmış ormanda gördüğüm bir fotoğrafla için yanmıştı. Beş yumurtalı bir yuvanın yanında piliç gibi kızarmış bir ana kuş yatıyordu, offf!... Evet, of ki of!...
O ana kuş uçup gidebilir, kendini kurtarabilirdi. Belli ki yakında civcivler çıkacak olan o yumurtalarını kurtaracak bir yardım bekliyordu, son ana kadar beklemiş ve yanarak can vermişti yuvasının, yumurtalarının hemen yanında.
Evet, o kuş gibi bütün ağaçlar, ormanda yaşayan bütün canlı varlıklar da yardım bekliyor, ateşin bir an önce söndürülmesini istiyorlardı. Ne var ki, müdahale edilmedi ve o güzelim ağaçlar, ormanların içinde yaşamakta olan bütün canlı varlıklar, hatta dağ taş bile yanıp kül oldu. Sayısız savaş uçaklarının, skorsky helikopterlerinin olduğu bir ülkede orman yangınlarını söndürebilecek uçakların olmadığı söylendi.
Ve o savaş uçakları son olarak, binlerce kilometre uzakta olan Şengal'deki bir hastaneyi bombaladılar. Hastane bir tedavi merkezidir. Tedavi edilen, sağalmayı bekleyen hasta, sivil insanlar, doktorlar, hemşireler katledildi. Orada savaş yoktu, herhangi bir çatışma durumu da söz konusu değildi. Hem savaşlarda bile, dünyanın hiçbir yerinde hastanelerin bombalandığı, böylesine acımasızca tahrip edildiği görülmemiş, duyulmamıştır.
Evet, yerinde katliamlar, tehcirle beyaz katliamlar ve şimdi de orman yangınlarıyla doğa katliamları!...
Aklıma yıllar önce okuduğum ve etkisinde kaldığım Yaşar Kemal'in “Zulmün Artsın," (Yapı Kredi Yayınları-1994 / Edebiyat-586 / 280 Sayfa) adlı kitabı geldi. Elimde Vedat Türkali'nin (Bir anı / Bir roman) Komünist / Tek Kişilik Ölüm (Everest, Alfa yayınları-2008 özel baskı / 456 sayfa) adlı kitabı vardı ve ilk kez iki kitabı paralel okuma gereğini duydum.
Hemen raflara uzanıp tekrar gözden geçirdim. Değerli üstad Yaşar Kemal masum halka, insanlığa, doğaya karşı zulmeden zalimlerin zulmünü yalın bir dille anlatıyor, içeriğine değinmeyeceğim. Lakin şunu diyebilirim:
Türlü entrikalarla, tutuklamalarla, şantajlarla, katliamlarla, tehcirlerle, işkencelerle halka zulmeden zalimlerin zeval bulması, diğer bir tabirle, Uluslararası mahkemelerde hesap vermesi yakındır.
Nitekim bunun emareleri uzaktan da olsa görülüyor, itiraflar start aldı. Tarih kitaplarının sayfaları Uluslararası mahkemelerde hesap veren zalimlerin hikâyeleriyle doludur. Umarım adalet tecelli eder ve artık hiçbir insanın burnu bile kanamadan herkes barış içinde, eşitlik temelinde özgür, mutlu ve huzurlu bir yaşama kavuşur. Ve de artık hiçbir orman yangını yaşanmaz umarım.
Değerli yazar, üstat Yaşar Kemal, “Zulmün Artsın," adlı kitabının arka kapağında şöyle yazmış:
“Egede, Akdeniz yörelerinde gene ormanlar yanıyor. Benim şaşırdığım daha yanacak orman kaldığıdır. Nereden buluyorlar da, bu kadar ormanı yakıyorlar? Ben bu yörelerde dikili ağaç kaldığını sanmıyordum. Demek ki yanılmışım. Öldürmeyen Allah öldürmez derler, şu ormanı da bitirmeyen Allah bir türlü bitirmiyor demek ki."
Nur içinde yat Yaşar Kemal, değerli üstat. Evet, biz de şaşırdık, hâlâ yanacak orman varmış meğer ve ne yazık ki bu yangınları önleyecek ne bir tedbir alınıyor, ne de yanınca söndürecek bir uçak bulunuyor…
Yaşar Kemal'in, Zulmün Artsın adlı kitabı, herkesin okuması gerektiğine inandığım çok değerli bir yapıttır...