Karacadağ’da binbir emekle ekilen domatesler toplanıp kurutulduktan sonra Manisa’daki tesislere gönderiliyor. Burada yıkanan kurutulmuş domatesler bir dizi işlemin ardından kavanozlara konulup ABD, Avrupa ve Arap ülkelerine ihraç ediliyor. Binlerce insana istihdam sağlayan domates üreticileri, kuruttukları domatesleri tesis olmadığından yüksek nakliye ücretleri ödeyerek Manisa’ya göndermek zorunda kaldıklarını belirterek, Diyarbakır’a kurutulmuş domates yıkama, kavanozlama tesisi ile salça fabrikası kurulmasını istiyor.
Diyarbakır’a 30 kilometre mesafede bulunan Karacadağ etekleri organik domates üretiminin merkezi haline geldi. Binlerce dönüm araziye ekilen domatesler toplanıp kurutulduktan sonra tesis olmadığı için Manisa’ya gönderiliyor. Manisa’daki tesislerde yıkanan kurutulmuş domatesler daha sonra kavanozlanıp ABD ve Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor.
Bölgedeki çiftçiler, kurutulmuş domatesin dünyanın birçok ülkesinde her geçen gün daha da fazla rağbet görmeye başladığını, kuruttukları domatesleri yıkayıp kavanozlamak için bir tesis olmadığından dolayı yüksek nakliye ücretleri ödeyerek Manisa’ya göndermek zorunda kaldıklarını belirtiyor. Binlerce insanın bu alanda çalışıp evini geçindirdiğini belirten çiftçilerin talebi kurutulmuş domates yıkama ve kavanozlama tesisi kurulması ve bu yüzden dışarıya aktarılmak zorunda kalan paranın kent ekonomisi için artı değer olmasını istiyor.
25 BİN DÖNÜM ALANA DOMATES EKİLİYOR
Yenigün Haber’e açıklamalarda bulunan üretici Melik Aslan, 22 yaşından beri çiftçilikle uğraştığını belirterek, “Son üç yıldır domates işiyle uğraşıyorum. 3 bin 600 dönüm alana domates ektim ve yanımda toplayıcısı, kesimcisi, tuzlamacısı ve nakliyesiyle 600 emekçi çalışıyor. Karacadağ’ın Siverek alanına kadar 25 bin dönüm domates ekiliyor. Hedefimiz 3600 dönümden 30 ton kurutulmuş domates elde etmek” dedi.
Oldukça meşekatli olan domatesin ekim, toplama ve kurutma süreci hakkında da bilgiler Aslan şunları aktardı:
“İlk önce fidesini ekiyoruz, gübresini atıyoruz,taban gübre, organik ilaçlar kullanıyoruz kimyasal ilaç kullanmıyoruz kullandığımız zaman domateste kalıntı kalıyor bu sefer yurt için birinci kalite olmuyor yani tam kızarmıyorlar domates toplama vakti geldiği zaman bütün arazilere işçi gönderiyoruz. Çalışanlar üç gruba ayrılıyor; toplayıcılar, nakliyeciler ve yüklemeciler. Nakliyeciler 150 TL yevmiye alıyorlar, toplayıcılar 130, yüklemeciler 200 TL. Çünkü işleri daha zor, güneşin altında sergide çalışıyorlar, yevmiye değil kasa başı ücret alıyorlar. Günlük 200 ile 500 TL arası kazanan da var.
“AVRUPA, ABD VE ARAP ÜLKELERİNE İHRAÇ EDİLİYOR”
6 günlük kurutmadan sonra domatesleri 15 grup şeklinde domatesleri kontrol ediyoruz. Yanlış kesim yapılmış domatesler kurumuyor, içi nemli kalıyor torbaya girdikten sonra sağlam domatesleri de bozuyor. İlk önce yanlış kesimi yapılmış domatesleri ayıklıyoruz, ondan sonra toplanıyor. Kantarda tartısı yapıldıktan sonra Mega Sanayi Sitesi’nde soğutma deposunda toplanıyor. Daha sonra TIR’larla Manisa’ya gönderiliyor. Manisa’da belirli yıkama ve test aşamalarından geçtikten sonra konserve edilip İtalya Fransa, İspanya Amerika ve Arap ülkelerine ihraç ediliyor.”
“4 BİN İNSAN ÇALIŞIYOR AMA DESTEK ALAMIYORUZ”
Yıllardan beri domates ektiğini söyleyen Melik Aslan, hiçbir şekilde destek alamadıklarına vurgu yaparak, “Mesela pamuk ekildiği zaman dönüm başına 250 TL destek veriliyor. Mısır, buğday, yonca da destek alıyor ve bunların yaptığı işlerin hepsi makine işleri, hiçbir insan çalışmıyor. Makine tohum ekiyor, gübre atıyor, ilaç atıyor, çapa yapıyor, biçer ise girip biçiyor. Yani hiçbir şekilde istihdam yok. Bizim yaptığımız yani daha önce standart batıya giden insanlar şimdi artık burada çalışıyorlar.
Karacadağ Bölgesinin çeşitli köylerinden Suruç, Siverek ve Diyarbakır bölgesinde olmak üzere 4 bin insan Ocak ayından Kasım ayına kadar, ekme, çapa, toplaması, ilaçlaması, gübrelemesi için bu insanlar burada çalışıyor. Gel gör ki biz bir lira bile destek almıyoruz. Domates ekiyoruz, yanında buğday yanıyor destek alıyor ateşten yazın sıcağından dolayı domateslerimizin yarısı gitti. 3 sene öyle oldu, biz bir lira bile destek alamadık. TEDAŞ’ı mahkemeye verdik yine alamdık. Çünkü onların elektriğinden dolayı çıktı yangın. Yani biz bu işi seneye böyle devam ederse yapamayacağız, çünkü bize hiçbir destek sunulmuyor” şeklinde konuştu.
‘SALÇALIK DOMATESLERİ GÖNDEREMİYORUZ, ÇÜRÜYOR’
Artan maliyetlerin kendilerini de çok etkilediğini belirten Aslan, “Fidenin tanesi olmuş 1 lira, biz yıllık 3 milyon fide ekiyoruz. Biz bu işi 2016 yılında yaptığımız zaman taban gübresini 85 liradan alıyorduk, şu anki fiyatı 895 Lira. Salçalık domateslerimizi daha önce Elazığ’a gönderiyorduk. Şimdi nakliye maliyetini karşılayamadığı için hepsi çürüyüp gidiyor” dedi.
‘DİYARBAKIR’A FABRİKA KURULSUN’
Aslan son olarak yetkililere seslenerek şunları söyledi:
“Daha önce Organize Sanayi Bölgesi’nde açılan salça fabrikası vardı, kapandı. Bundan önceki Valiye ve Ticaret, Sanayi Odası’na durumu bildirdik, Tekrardan böyle bir fabrikanın açılmasını ve Manisa’daki gibi bir yıkama ve kavanozlama fabrikası kurulmasını talep ettik. Gereğini yapacağız dediler, şimdiye kadar bir netice alamadık. Eğer bu fabrikalar açılırsa buradaki emekçi insanlar da burada istihdam sağlandığı için kendi memleketlerinde çalışacaklar ve bizim en büyük sorunumuz olan nakliye işi de çözülmüş olacak. Bu işi büyütüp devam ederiz.
‘3 LİRAYA VERDİĞİMİZ DOMATES, MARKETTE 12 LİRA’
Şu anda merkez Diyarbakır’a günlük 100 ton domatesi kilosu 3 liradan veriyoruz ama markete gidiyoruz 12 lira. Biz insanımız domatesi ucuza yesin istiyoruz ama maalesef bizden 3 lira alıp 12 Liraya satılıyor.”
(Kaynak: Diyarbakır Yenigün)