Kars Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesinden, 25 Akademisyen Neden Kaçtı?

.

Serhat Birikim Haber Merkezi

2021 Yılında Kan kaybına devam ederek birçok bölümün kapanma noktasına durumuna gelen Kafkas Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi içler acısı

Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde görev yapan 13 ay içerisinde 25 öğretim üyesi ve akademisyen uzman tıp doktoru Kars Kafkas Üniversitesinden Türkiye’nin başka illerine giderken Tıp fakültesinin her gün kan kaybetmesine yetkililer neden sessiz kalıyor.

Çok tecrübeli doktorların istemeyerek ayrılmasına üniversite ve tıp fakültesi yönetimleri tarafından hiç önemsenmemekte acil önlemler alınacağına giden öğretim üyesi ve akademisyen tıp doktorları hain olarak suçlanmakta ve para için gidiyorlar diye haksız yere kara çalınmakta.

Ayrıca Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde ‘‘Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’’ ve ‘‘Plazmaferez’’ ünitlerini kurarak Kars iline kazandıran Sayın Doç. Dr. Zafer BIÇAKCI ki kendisi Kars’ın yetiştirdiği en önemli uzman hekimlerdendir, küstürülerek İstanbul Medeniyet Üniversitesi’ne bağlı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesine gitmek zorunda bırakılmıştır. 

Kars Tıp fakültesinin içini boşaltıp Kars ve çevre illerinde hastaların kendi hastanelerine gitmelri için Başka illerin lobilerin doktorların ayrılmasına sebep oldukları iddialar arasında

Sahip çıkılmazsa sürekli doktor kaybeden Hastane kapatılırsa, Hastaların Başka illere gidirken yolda vefat etmelerine Kars'lılar vicdanen razı olacaklarmı?

Kafkas Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi 13 ay içerisinde 25 öğretim üyesi ve akademisyen uzman tıp doktoru ayrılmasının nedenin kim açıklayacak

Arkasında derin iz bırakın 25 Öğretim aşağıdaki üyesini bir daha geri getirmek hiç mümkün olmayacak

Doç. Dr. Oğuzhan ÖZDEMİR (Girişimsel Radyoloji)

Doç. Dr. Volkan KIZILGÖZ (Radyoloji ABD)

Doç. Dr. Murat BAĞCIOĞLU (Üroloji ABD)

Doç. Dr. Hasan ÇILGIN (Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD)

Doç. Dr. Mehmet Ali KARAGÖZ (Üroloji ABD)

Doç. Dr. Lokman BALYEN (Göz Hastalıklar ABD)

Doç. Dr. Hayrunisa BEKIS BOZKURT (Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD) 

İste Kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Kafkas Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesinin hikayesi vicdanı olan her Kars’lı okuduktan sonra araştırıp tarafsız bir şekilde duyarlılık göstermeli.  Bu olumsuzlukların nedenin ikim açıklayacak.

Tüm bunlara neden olan, inatla bu hataların arkasında duran ve düzeltmek için hiçbir girişimde bulunmayan rektör Prof. Dr. Hüsnü KAPU ve tıp fakültesi dekanı Prof. Dr. Sinan KOÇATÜRK tarih ve toplumsal vicdan önünde hesap verecek, ne yazık ki böyle bir olumsuz tablonun sorumluları olarak gelecek nesiller tarafından hatırlanacaklardır.

Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde görev yapan öğretim üyesi ve akademisyen tıp doktorları 2020 süresince ve 2021 yılı başında görevlerinden ayrılarak Kars’ı terk etmektedirler.

 Son 13 ay içerisinde toplam 25 öğretim üyesi ve akademisyen uzman tıp doktoru Kars Kafkas Üniversitesinden Türkiye’nin başka illerine gitmiş bulunuyor.

Bu nedenle Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde çok hızlı kan kaybı devam ederek; bir üniversite hastanesinde mutlaka bulunması gereken klinikler ve bölümler ya kapanmış ya da kapanmak üzeredir.

Fakat bu fiili durum üniversite ve tıp fakültesi yönetimleri tarafından hiç önemsenmemekte, nedenleri araştırılıp ortadan kaldırılacağına ve acil önlemler alınacağına giden öğretim üyesi ve akademisyen tıp doktorları kamuoyu önünde hedefe konarak; adeta hain olarak suçlanmakta ve para için gidiyorlar diye haksız yere yaftalanmaktadırlar.

Ayrıca öğretim üyesi bu akademisyen uzman tıp doktorlarının görevlerinden ayrılması sonrasında pek çok anabilim dallarındaki görevli asistan (araştırma görevlisi) doktorlarda Kafkas Üniversitesinden alınarak diğer büyük şehirlerdeki üniversite hastanelerine gönderilmektedirler.

Şu anda Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesindeki pek çok anabilim dalında asistan doktor kalmamıştır ve bu kadrolar hızla boşaltılmaktadır.

En son Göz Hastalıkları ve Radyoloji anabilim dalları tek öğretim üyesine düşerek kapanma seviyesine gelmiş, asistanları başka illerdeki üniversite hastanelerine tayin edilmişlerdir.

Üniversite ve tıp fakültesi yönetimleri bu kontrolden çıkmış duruma hiçbir müdahalede bulunmadığı gibi; yönetim kurullarında hiçbir tedbir kararı almamaktadır.

Öğretim üyelerine ve çalışanlara sürekli yerli yersiz soruşturmalar açan Tıp Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Sinan KOÇATÜRK ise giden hekimlere; yolunuz açık olsun diyerek bu konuda hiç araştırmada bulunmamaktadır.

Artık Kars’ta pek çok bürokratik kesimde bu yönetim ekibinin Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesinin kapatılması ve bitirilmesi ile görevli olduklarını düşünmekte ve bunu da pek çok ortamda dile getirmektedirler.

Ayrıca Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ni pek çok yönetimsel hatanın yapıldığı, bu nedenlerle de görevli öğretim üyesi akademisyen tıp doktorlarının görevlerinden süratle ayrıldıkları, üniversite çalışanları ile Kars’taki kanaat önderleri tarafından bilinmektedir. Örneğin anabilim dalları tarafından istenilen ve bulunması Kars halkı için son derece elzem olan ve hastaların Erzurum’a sevklerinin önüne geçecek teknolojik tıbbi cihazların alımı yerine; alındığı tarihten itibaren bir tane bile hasta için kullanılmayan son derece gereksiz ve astronomik oranda pahalı olan tıbbi cihazlar ve gereksiz tıbbi malzemeler ile sistemler alınarak depolarda çürümeye bırakılmaktadır.

Eylül 2019 yılında büyük törenler ve basın açıklamaları ile son teknoloji ürünü donanımları içermesi nedeniyle ‘‘Türkiye’de bir ilk olma özelliğini taşıyor’’ sloganı ile hizmete sunulacağı iddia edilen perinatal (Sancı Doğum Lohusa (SDL) Odaları) Ünitesi ile özellikle jakuzili suda doğum odası bir ölü yatırım olarak yapılmış ve 2019-2021 yılları arasında bir tek normal doğum bile yaptırılmamıştır. Bununla birlikte dekan ve yönetim kurulu tarafından aynı anda iki kadın doğum uzmanı öğretim görevlisi 6 ay Tüp Bebek Kursuna gönderilerek Kadın Hastalıkları Kliniği ve Polikliniği kapatılmış, hasta bakılamamış ve acil müdahaleler ile ameliyatlar yapılamamıştır.

Kars halkı bu periyotlarda; sonuçları baştan belli olan yanlış uygulamalar ve sorumsuz davranışlardan dolayı sağlık hizmeti alamamış, büyük bölümü ise Erzurum’daki araştırma hastanelerine sevk edilmiştir.

Bu son derece öngörüsüz ve keyfi uygulamaların bedelini ise ne yazık ki Kars, Ardahan, Iğdır ve Artvin halkları ödemek zorunda bırakılmış ve bu son pandemi durumunda en yakın 3. Basamak sağlık kuruluşundan yerinde hizmet alamayarak, belki de bir kısmı hayatları ile bu bedeli ödemek zorunda bırakılmışlardır.

 Tüm bunlarla birlikte kısıtlı olan kamu sağlık kaynakları son derece gereksiz yatırımlarla boş yere harcanmış olmakta ve devlet önemli miktarlarda sorumsuzca zarara uğratılmakta olup; bu duruma sebep olan yöneticiler ve bürokratlar hakkında hiçbir yasal işlem yapılmamaktadır.

Oysa kamu kaynakları doğru ve gerekli sağlık yatırımları için kullanılmış olsa Kars, Ardahan, Iğdır ve Artvin halklarına yaşamsal önemi olan, hayat kurtaracak sağlık hizmetleri şimdiye kadar çoktan kapsamlı olarak sunulmuş olacaktı. 

Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ndeki bu sorunlar üstelik yenide değil; 2016 yılından beri giderek artan ve büyüyen bir ivme ile bu günlere kadar gelmiş bulunuyor.

Hatta Fox TV haber muhabiri Emre İZKÜBARLAS ve kameraman Ferhan GÜLER Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi hakkında yaptığı “Hastane Var Doktor Yok – Taşımalı Sağlık Sistemi (Erzurum’a Sevk Edilmek Zorunda Kalınan Hastaları Kast Ederek)” adlı haberleri SEDAT SİMAVİ BASIN ÖDÜLLERİNDEN TELEVİZYON HABER ÖDÜLÜ dalında Türkiye çapında ulusal ödül almıştı.

Ne yazık ki yöneticiler tarafından bu güne kadar bu konuda hiçbir tedbir alınmadığı gibi kalıcı bir çözümde bulunmuş değil. Her geçen gün durum süratle daha kötüye gitmek, hastane işlevini ve hizmet kapasitesi kaybetmektedir.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ’ NE dışarıdan rektör atandı diye günlerdir protestolar sürerken ve ülke gündemi meşgul ederken; bir diğer devlet üniversitesi olan Kafkas Üniversitesi ise kan ağlıyor, nefes alamıyor, feryat çığlıklarını duyuramıyor ve tıp fakültesi bölümleri kapanıyor.

Liyakatsiz, vasıfsız ve son derece başarısız yöneticiler yüzünden can çekişiyor, Türkiye kamuoyunda ise sesini hiç kimseye duyuramıyor.

 158 yıllık bir geçmişi ve oturmuş bir kurumsal yapısı olan ‘‘Boğaziçi Üniversitesi’’ne dışarıdan bir rektör atandı diye hiçbir şey olmaz; ama daha çok yeni, kuruluş aşamasını tam anlamıyla tamamlayamamış Kafkas Üniversitesi içerisine düşürüldüğü bu durumdan kurtulamayabilir, çok ağır yara alabilir, tıp eğitimi durabilir ve 3. Basamak sağlık hizmeti veremeyebilir.

Bu konuda tüm akademik camia ve entelektüel kesimler tarafından elitist davranış bir tarafa bırakılmalı Anadolu’da var olma mücadelesi veren ve ayakta kalmaya çalışan üniversiteler mutlaka ülke gündemine getirilmeli ve sonuna kadar desteklenmelidir.

Tüm Türkiye kamuoyu Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde görev yapan toplam 25 öğretim üyesi ve akademisyen uzman tıp doktorunun neden 2020-2021 yıllarında görevlerinden ayrılmak zorunda kaldığı mutlaka derinlemesine araştırılmalı ve bu olumsuz tablonun sorumlularını bulmak için sonuna kadar gidilmelidir.

Son 13 ay içerisinde Kars Kafkas Üniversitesinden ayrılarak Türkiye’nin başka illerine giden ve diğer üniversitelerine geçen bu 25 öğretim üyesi akademisyen üstelik yüzlerce uluslar arası yayın yaparak ve bilimsel makaleler yazarak Kafkas Üniversitesinin adını uluslar arası akademik camiada duyurmuş ve Türkiye’nin yüz akı olmuşlardır.

Kafkas Üniversitesi Rektörlüğünce 24 Ağustos 2019 tarihinde yapılan kamuoyu bilgilendirilmesi açıklamasında yer alan; ‘‘Çok kısa bir zamanda hizmete açılmasını planladığımız bölümlerle sağlık hizmet sunumu kapasitemizi artırarak bölge halkımızın il dışındaki başka sağlık tesislerine gitmelerinin önüne geçmeye çalıştığımız bu dönemde bu tür haberlerin (Bir Veteriner Hekimin Başhekim Yardımcısı Olarak Atanması Haberi Kastedilerek) servis edilmesi üzüntü vericidir. ’’ cümlesinin altında imzası olan yöneticiler 2021 yılına gelindiğinde kamuoyuna acaba ne diyecekler?

 Kars ve çevre illerde yaşayan tüm vatandaşlarımız, bu yöneticilerin basiretsizliğini ve kötü yönetimini, öngörüsüz beceriksizliklerini, vurdumduymaz tavırlarını hak ediyorlar mı? 24 Ağustos 2019 tarihinde yapılan kamuoyu bilgilendirilmesi açıklamasındaki kendi beyanları ve cümleleri ile bu gün Kafkas Üniversitesi’nin geldiği fiili durum ise tamamen terstir.

Yeni bölümler açmak bir tarafa var olanlarda kapanmaya başlamış, sağlık hizmet sunumu kapasite ise her gün gerileyerek azalmakta ve bölge halkı 2021 yılına gelindiğinde il dışındaki başka sağlık tesislerine daha çok gitmek zorunda bırakılmaktadır.  

YÖK’ün 4 Şubat 2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde başlattığı üniversitelerin birbirlerini destekleyeceği “YÖK ANADOLU PROJESİNİ” projesi kapsamına alınan genç üniversiteler arasında ne yazık ki bu kadar zor durumda olan ve nerdeyse kapanma sınırına gelen, acilen desteklenmesi gereken Kafkas Üniversitesi bulunmamaktadır.

Yeni YÖK tarafından yükseköğretimimizde ilk kez uygulanacak olan “YÖK Anadolu Projesi”, yeni kurulan veya gelişmekte olan “genç üniversitelerin”, belirlenen bazı alanlarda gelişiminin diğer üniversiteler tarafından desteklenmesi amacıyla, akademik insan gücü ve araştırma alt yapısı bakımından daha gelişmiş “kıdemli üniversiteler” ile eşleştirilmesini öngörmektedir.

Proje kapsamında yapılan ön çalışmalar neticesinde; Genç ve Kıdemli üniversiteler arasında eşleştirme protokolleri imzalanarak, proje kapsamındaki eşleştirmelerin “alanları, niteliği, öğrenci, akademik ve idari personel hareketliliği, eğitim ve öğretim ile Ar-Ge ve proje alanlarında işbirliği yapmaları sağlanmaktadır.

YÖK Anadolu Projesi kapsamına alınan Genç Üniversiteler: “Ağrı İbrahim Çeçen, Ardahan, Artvin Çoruh, Bartın, Bayburt, Bingöl, Bitlis Eren, Erzincan Binali Yıldırım, Hakkâri, Iğdır, Kilis 7 Aralık, Munzur, Muş Alparslan, Siirt ve Şırnak” Üniversiteleridir. Örneğin Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Tıp Fakültesi Hacettepe Tıp Fakültesi ile, Siirt Üniversitesi Tıp Fakültesi ise Çukurova Tıp Fakültesi eşleştirilerek her yönden desteklenilmesi mümkün kılınmaktadır.

Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ndeki pek çok klinik tarafından acil kodu ile istenilen ve hastalar için çok gerekli pek çok teknolojik cihaz ve ekipman hastane ve üniversite yönetimince satın alınmayarak veya tedarik edilmeyerek gelişmenin önüne geçilmekte ve sağlık hizmetleri kasıtlı olarak geriletilmektedir.

Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi 2021 yılına gelindiğin tıp teknolojileri ve gelişmiş tıbbi cihaz açısından Türkiye’deki diğer üniversite hastanelerinin oldukça gerisinde kalmış olup; bu açıdan makas her geçen gün süratle açılmaktadır.

Bu sırada 2-4 yıl içinde kıdemli profesör unvanını alan ve kadroya geçen liyakatsiz, oportünist ve pragmatist akademisyenler ise yönetimde hiç hak etmedikleri yerlere getirilmekte, yönetici kisvesi altında en üst düzeyden maaş ve tavandan döner sermaye almakta, Kars’ın öz çocukları ve evlatları ise yönetim kadrolarından uzaklaştırılarak dışlanmakta, memleketleri Kars’a hizmet etmek için gelen bu doktorlar acımasızca küstürülmekte ve rencide edilerek kırgın bir şekilde kendi memleketlerini bırakıp gitmek zorunda bırakılmaktadırlar. Kars bu ihaneti hak etmemek olup; asla da unutmayacaktır.

Tüm bunlara neden olan, inatla bu hataların arkasında duran ve düzeltmek için hiçbir girişimde bulunmayan rektör Prof. Dr. Hüsnü KAPU ve tıp fakültesi dekanı Prof. Dr. Sinan KOÇATÜRK tarih ve toplumsal vicdan önünde hesap verecek, ne yazık ki böyle bir olumsuz tablonun sorumluları olarak gelecek nesiller tarafından hatırlanacaklardır.

Bu iki yönetici 2019 yılı ağustos ayında da bir veteriner hekimi başhekim yardımcısı olarak atamış, kanunlara aykırı olarak Kars halkına verilen ‘‘Sağlık Kurulu Raporları’’nın altına bir veteriner hekimin imza atmasına neden olmuşlardı.

Hatta bu hatalarının arkasında aylarca durma cüretini göstermişler ve mesnetsiz kamuoyu bildirileri ile bu atamayı savunarak geri adım atmamışlar, tüm Kafkas Üniversitesi’ni ve Kars halkını ülke nezdinde küçük düşürerek aşağılamış, rencide etmiş ve onurlarını ayaklar altına almışlardır.

Tüm yaşanan bu gelişmelerin, çok geç olmadan, artık Kars halkını, tüm sivil toplum örgütlerini ve sendikaları harekete geçirmesi gerekmektedir.

Son günlerde ‘‘mavivatan’’ diyerek ortalığı inletenlerin, Kars içinde ‘‘Serhatvatan’’ diyerek tepki göstermesi gerekmektedir artık.

Bir kez daha hatırlatmak gerekirse kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim A'râf Suresi - 179 . Ayette şöyle buyuruluyor; ‘‘Bunların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler’’ demektedir.

 Unutulmamalıdır ki yüce dinimiz İslam’da haksızlık ve adaletsizlik önünde susmamayı ve tepki göstermeyi emretmekte aksi halde gafil durumuna düşüleceğini açıkça belirtmektedir.

Tıp doktorluğunda sadece diploma değil bilgi, yetenek ve klinik tecrübe de çok önemlidir. Mesleki açıdan donanımlı, çok başarılı ve idealist pek çok doçent doktor öğretim üyesinin başarılı çalışmalarının önüne geçilerek, gereksiz çeşitli soruşturmalar ile mobbing (psikolojik baskı ve taciz) uygulanmakta olup; Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesinde yaşanan bu olayların birçoğu ise yargıya intikal etmiş bulunmaktadır.

Başkent Üniversitesi ihtisaslı ve pek çok organ naklini yapabilecek kapasitesindeki çok çalışkan bilgili akademiysen doktorlarda bu grubun içinde olmak üzere. Bu genç akademisyen tıp doktorları bu olumsuzluklara ve tüm baskılara rağmen hala Kars Kafkas Üniversitesinde kalıp, görevlerine devam etmekte; hastalarına en zor operasyonları başarı ile yapmakta, büyük özveriyle çalışmaktadırlar.

Hala direnmekte olan bu son grup başarılı doçentlerde yönetimsel hatalar neticesinde giderse kaybeden yine Kars, Ardahan, Iğdır ve Artvin illerinde yaşayan vatandaşlar olacaktır.

Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nden son 1 yıl içerisinde ayrılan çok başarılı ve son derece çalışkan, yüksek standartlı kalifiye sağlık hizmeti üreten akademisyen tıp doktoru öğretim üyelerinden bir kaçı; 

Doç. Dr. Oğuzhan ÖZDEMİR (Girişimsel Radyoloji)

Doç. Dr. Volkan KIZILGÖZ (Radyoloji ABD)

Doç. Dr. Murat BAĞCIOĞLU (Üroloji ABD)

Doç. Dr. Hasan ÇILGIN (Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD)

Doç. Dr. Mehmet Ali KARAGÖZ (Üroloji ABD)

Doç. Dr. Lokman BALYEN (Göz Hastalıklar ABD)

Doç. Dr. Hayrunisa BEKIS BOZKURT (Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD) 

Ayrıca Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde ‘‘Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’’ ve ‘‘Plazmaferez’’ ünitlerini kurarak Kars iline kazandıran Sayın Doç.Dr. Zafer BIÇAKCI ki kendisi Kars’ın yetiştirdiği en önemli uzman hekimlerdendir, küstürülerek İstanbul Medeniyet Üniversitesi’ne bağlı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesine gitmek zorunda bırakılmıştır. 

Peki tüm bunlardan çıkış yolu nedir? Kafkas Üniversitesi bu içine düşürüldüğü acı durumdan nasıl kurtarılabilir?

Bu gelinen noktadan tek bir çıkış yolu bulunmakta olup o da tüm üniversite yönetiminin lav edilerek yerlerine liyakatlı, dürüst, donanımlı ve vizyon sahibi öğretim üyelerinin acilen göreve getirilmesidir. Ayrıca bu yeni yönetimin alacakları tüm karaların arkasında durulması, siyasi Saikler ile politik baskılar yapılmaması gerekmektedir. Yeni atanacak üniversite yöneticilerinde tüm çalışmalarında Kars halkı, kanaat önderleri ve kamuoyu tarafından desteklenmesi çok önemlidir.  

Sevgili okurlar Gazetemize gönderile mektuplar ve yaptığımız araştırmalar sonucunda bu raporu yayınlıyoruz.

Rapor hakkında her kim bir açıklama yaparsa harfiyen yayınlayacağımızı bilinmesini isteriz.

Siyaset Haberleri

BM: Suriye’yi de içine çekecek bölgesel savaş riski var
Emine Şenyaşar'a Meclis'te engel
AYM: "Soykırım" ve "katliam" ifadeleri yasaklamaya gerekçe olamaz
AKPM Türkiye Raportörü: AİHM kararlarına uyulması acil bir konu
Türkiye’de erişime engellenen web sitesi sayısı 1 milyonu aştı