CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ağrı'da vatandaşlara hitap etti: "Hiç endişe etmeyin. Doğusu, batısı, güneyi, kuzeyi. Tamamı kucaklaşacak. Göreceksiniz. Haksız yere eşi, çocuğu öldürülen anneyi de biliyorum. Haksız yere insanların katledildiğini de biliyorum. Haksız yere insanların tutuklanıp hapse atıldığını da biliyorum. Haksız yere efendim saraya niye yan baktın diye gece yarısı, sabaha karşı evlerinin kapısı kırılıp içeri girilen tabloları da çok iyi biliyorum. Bizim iktidarımızda sabahın köründe eğer kapınız çalınıyorsa bilin ki gelen polis değil sütçü olacaktır."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
“Size sözüm söz. Buraya çok daha kalabalık bir CHP grubu ile geleceğiz. Önce bir düşüncelerimi ifade edeyim. Pek çok sorununuz var. Son 12 yıldır geliri düşen il Ağrı. İşsizliğin en yüksek olduğu il Ağrı. 24 yaşın altında genç nüfusun en çok olduğu il yine Ağrı. Ama işsizlik, yoksulluk, geçinememe dramı var. Bütün bunları biliyorum. Size bir tek sözüm var. Oy verirseniz, iktidara taşırsanız göreceksiniz, Ağrı’yı da göreceksiniz. Kars’ı da göreceksiniz. Iğdır’ı da göreceksiniz.
Bu ülke, bu insanlara benim sözüm var. Biz barışacağız, biz kucaklaşacağız. Biz helalleşeceğiz. Biz kul hakkı yemeyeceğiz. Biz herkesi kucaklayacağız. Hiçbir ayrım yapmadan herkes ile beraber olacağız.
Genç arkadaşlarım, derdinizi biliyorum. Hangi şartlarda işsiz kaldığınızı da çok iyi biliyorum. Atama bekleyen öğretmenlerimiz var, onları da çok iyi biliyorum. Hapishanede gencecik, fidan gibi evlatlarımız var. Onu da çok iyi biliyorum. Geçinemeyen, tuvalete gitmek için yardım alan ve bu nedenle de hapishanede zor koşullarda yaşayanları da çok iyi biliyorum. Hiç endişe etmeyin. Bu kardeşiniz haktan yanadır. Hukuktan yanadır. Adaletten yanadır. Adaleti sağlayacağız. Devletin dini adaletse, adaleti sağlamak için hepimiz çalışmak zorundayız. Eğer siyaset yapıyorsanız önce adalet diyeceksiniz, hak diyeceksiniz, hukuk diyeceksiniz. Kimsenin bu hakkını yemeyeceksiniz. Gencecik pırlanta gibi evlatlarımız hapse atılırken uyuşturucu baronlarına dışarıda kol kanat gerilerek geziyorlar. Hiç endişe etmeyin, bu uyuşturucu baronlarının da beşli çetelerin de hesabını soracağım.
Benim kimseden korkum yok ve benim verilmeyecek hesabım da yok. Ben bu millet için, halkımız için çalışacağım. Sizin için mücadele edeceğim. Benim tek görevim budur, başka görevim yok.
Benim saraylarda oturma merakım yoktur. Bunu herkesin çok iyi bilmesini isterim. Ben sizler gibi mütevazı yaşamak isterim. Sizlerin bir parçasıyım. Halkın bir parçasıyım. Benim saraylarda oturmak gibi bir merakım yok, saraylarda oturmayacağım. Bunun da sözünü veriyorum. Ağrı’da veriyorum sözünü.
Adalet demek bağımsız yargı demektir. Ben onları çok iyi biliyorum. Siz hiç meraklanmayın. Sezgin Baran Korkmaz’ın tutuklama istemini yıldırım gibi kaldırıp, birisini Anayasa Mahkemesi’ne getirdiler. Üye yaptılar. Diğerini Adalet Bakanlığı’nda bakan yardımcısı yaptılar. Bu kardeşiniz unutur mu bunu? Unutmaz. Adaletsizliği unutur mu? Unutmaz. Hiç meraklanmayın. Hepsini hesabını soracağım. Hakim vicdanına göre, adaletle karar verir. Hakim hukukun üstünlüğüne göre karar verir. Hakim saraydan gelen talimata göre karar verirse o Cumhuriyet’in hakimi değil sarayın hakimidir. Sarayın hakimlerini de savcılarını da temizleyeceğim. Adalet bu ülkeye ya gelecek ya gelecek. Ortası yok.
Hiç endişe etmeyin. Doğusu, batısı, güneyi, kuzeyi. Tamamı kucaklaşacak. Göreceksiniz. Haksız yere eşi, çocuğu öldürülen anneyi de biliyorum. Haksız yere insanların katledildiğini de biliyorum. Haksız yere insanların tutuklanıp hapse atıldığını da biliyorum. Haksız yere efendim saraya niye yan baktın diye gece yarısı, sabaha karşı evlerinin kapısı kırılıp içeri girilen tabloları da çok iyi biliyorum. Bizim iktidarımızda sabahın köründe eğer kapınız çalınıyorsa bilin ki gelen polis değil sütçü olacaktır.
21 yüzyılın Türkiye’sinde yaşıyoruz, ne doğru dürüst hastane var, ne de doğru dürüst doktor yok. Siz hastaları Erzurum’a sevk ediyorsunuz. Bunların da farkındayım. Sorunları biliyorum. Sizden sadece bir şey istiyorum. Sandığa gittiğinizde elinizi vicdanınıza koyarak oy kullanın. Ağrı’nın sorunlarını dile getirin diye bana söylüyorlar. Ağrı’ya milletvekili seçtirin. Allah aşkına AK Parti’den birisi çıkıp da Meclis’in kürsüsünde Ağrı’nın şu soruları var diye bir konuşma yaptı mı? Sizden isteğim ne? Eğer sen Ağrı’nın sorunlarını dile getirmiyorsan Ağrı’ya uğrama, çünkü sana oy vermiyorum diyeceksiniz.
Erzurum’dan başlayıp İran sınırına kadar olan bölgeyi tarım bölgesi ilan edeceğiz. Üretici bölgesi, hayvancılık bölgesi ilan edeceğiz. Bu bölgenin yönetimi sadece Türkiye’yi değil Ortadoğu ve Kafkasya’yı da besleyecek. Hiçbir çiftçinin zarar etmeyeceği bir modeli hayata geçireceğiz. Her çiftçi üretecek ama hiçbir çiftçi zarar etmeyecek.
Ağrı’da şeker fabrikası var, biliyorum. Erciş’te şeker fabrikası var, biliyorum. Her bir fabrika bir kaledir, bunu biliyorum. Şeker fabrikalarını özelleştirdiler, 34 yıl sonra Türkiye şeker ithal etti. Bunu da biliyorum. Tek bir yolumuz var. Demokratik yollarla beyefendiyi emekli edeceğim. Allah’ın izni ve sizin takdirinizle. Unutmayın benim dayanağım ve en büyük gücüm sizlersiniz. Beraber kol kola vererek, omuz omuza vererek Türkiye’yi düzelteceğiz. Türkiye üzerindeki karabulutları kaldıracağız. Türkiye’yi aydınlığa kavuşturacağız.”