Tarihçi, yazar Mehmet Bayrak: "Eğer buna gerçek niyet ve iradesi varsa ancak o zaman halk nezdinde sonuç alınabilir.” Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Vahap Coşkun: "Bunun genel olarak Kürtler ve muhafazakarlar nezdinde değerli bir çaba olarak kaydedildiği kanısını taşıyorum..."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 13 Kasım Cumartesi günü yaptığı açıklamada, “Benim liderliğini yaptığım partinin de geçmişte yarattığı derin yaralar vardır. Şimdi ise dışarıya dönme zamanı. Ben bu yaraların kapanması için helallik isteme, helalleşme yolculuğuna çıkıyorum” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, ‘helalleşme’ listesini de şöyle açıkladı: “28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz. İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz. Roboski ile helalleşeceğiz. Sivas, Kahramanmaraş mağdurlarıyla helalleşeceğiz. Diyarbakır hapishanesi mahkumlarıyla helalleşeceğiz. Mahalleleri gasp edilip sürülen romanlarla helalleşeceğiz. Varlık vergileri altında inim inim inleyen azınlıklar, 6-7 Eylül olaylarının mağdurlarıyla helalleşeceğiz. Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi ile Soma ile helalleşeceğiz. Darbeciler tarafından bir sağdan bir soldan gencecik çocuklarımız asıldı bu ülkede o insanlarımızla helalleşeceğiz. 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel'i kaybeden ve mahkemelerde süründürülen Mısra Öz ile helalleşeceğiz, Ahmet Kaya ile helalleşeceğiz."
Gazete Duvar'dan Ferhat Yaşar, Kılıçdaroğlu'nun helalleşme çıkışının Kürtlerde nasıl karşılık bulduğunu tarihçi ve araştırmacı yazar Mehmet Bayrak ve Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Vahap Coşkun'a sordu. Görüşler özetle şöyle:
"RIZALIK İSTEME..."
Mehmet Bayrak: “Bu CHP tarihinde yeni bir söylem. Bu açıdan önemli. Alevilerin rızalık istemeleri ve rızalık vermeleri gibi. Resmi planda da bu kavram kullanıldı. Keşke bu yapılabilse. Salt cumhuriyet dönemini alsak bile o kadar kanlı bir tarih var ki, bunlarla yüzleşmek başlı başına bir cesaret ister. Türkiye, Ermeni soykırımıyla yüzleşmeyi bile yapamazken, cumhuriyet döneminde yaşananlarla yüzleşmesi çok önemli bir olay. Devlet aklı açık planda ret ve inkârcı, gizli planda itirafçı ve kabulcüdür. Bunu hiçbir zaman unutmayalım. Dersim, Cumhuriyet döneminin en büyük Alevi Kürt soykırımıdır. Bu nedenle eğer bunların hepsi ile yüzleşilecek ise, bunlar sorgulanır, mahkum edilirse o zaman ancak insanlar tatmin olurlar. Bu yüzden Kılıçdaroğlu'nun bu çıkışı cumhuriyet tarihi ile hesaplaşmayı ve helalleşmeyi öngörür. Eğer buna gerçek niyet ve iradesi varsa ancak o zaman halk nezdinde sonuç alınabilir.”
"SON DERECE ÖNEMLİ, DOĞRU BULUYORUM"
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Vahap Coşkun: “Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasından sonra bir dönüşüm süreci yaşanıyor. Bu sürecin hızı ve yoğunluğu konusunda çeşitli eleştiriler olabilir ama Kılıçdaroğlu, genel başkanlık koltuğuna oturduğu andan itibaren partisini değiştirmek istiyordu. Nedeni de şu: CHP, özellikle Kürtler ve muhafazakarla, yani toplumun çok önemli iki tabanıyla ilişkileri son derece zayıf ve sorunlu olan bir partiydi. Sadece seküler kesimlerin oyunu alan ve dolayısıyla yüzde 20-25 bandına sıkışan, herhangi bir şekilde iktidar olamayan bir partiydi. Kılıçdaroğlu bunu gördü.
2019’da büyükşehirlerde Kılıçdaroğlu Cumhur İttifakı’nı geriletmeseydi, özellikle 11 Büyükşehirde Millet İttifakı belediye başkanlıklarını almamış olsaydı, o zaman çok büyük bir ihtimalle Kılıçdaroğlu’nun bu siyasetini yürütebilmesinin imkanı ortadan kalkardı. Siyasette elde ettiği bu başarısı Kılıçdaroğlu’nun elini güçlendirdi. Helalleşme bu anlamda kullandığı bir tabir. Son derece önemli bir tabir. Bunun Türkiye siyaseti açısından son derece değerli olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’de bizim çok derin tarihsel yaralarımız var. Bütün toplumsal kesimlerin var. Kürtlerin, muhafazakarların, gayri müslim kesimlerin var. Bunlarla bir şekilde yüzleşen, helalleşen, kamuoyu önünde bir tartışma, müzakere ve diyalog süreci içerisinde bu helalleşmeyi gerçekleştirebilen bir çaba, Türkiye’nin önündeki sorunları çözme konusunda da son derece faydalı olacaktır. Kürt meselesi, Alevi meselesi gibi eşit vatandaşlık meselesi sorunların çözümleri için son derece etkili ve değerlidir. Bu nedenle doğru buluyorum.
Bunun genel olarak Kürtler ve muhafazakarlar nezdinde değerli bir çaba olarak kaydedildiği kanısını taşıyorum." DUVAR