Gabriel Garcia Marquez'in muhteşem eseri ‘Kırmızı Pazartesi’, işleneceğini herkesin bildiği bir namus cinayetinin öyküsünü anlatıyor. Kitabın ana karakteri Santiago Nasar, Pablo ve Pedro Vicario kardeşler tarafından göz göre göre öldürülmüştür.
Olaylar, Santiago'nun bir dostunun ağzından röportaj şeklinde anlatılmaktadır. Kitap, Angela Vicario ve Bayardo San Roman'ın düğünüyle başlar. Bayardo San Roman, bölgeye henüz yeni taşınmıştır. İlk geldiğinde yerli halka gizemli bir adam gibi görünür. Çünkü her konuda derin bilgiye sahiptir ve mesleğinin ne olduğu bilinmemektedir. Lakin çok zengin bir adam olduğu bilinmektedir. Bu tartışmalara son vermek isteyen Bayardo San Roman, ailesini de yanına aldırır ve herkese şehir şehir dolaşıp evlenecek birini aradığını söyler.
Bayardo, bir gün bir meyhanede otururken meydandan annesiyle beraber geçen Angela Vicario'yu görür ve orada bulunanlara onunla evleneceğini söyler. Onu ciddiye almazlar, çünkü Bayardo dut gibi sarhoştur. Lakin Angela'nın ailesiyle konuşur ve anlaşırlar. Bayardo San Roman oldukça zengin olduğundan, şölen gibi bir düğün merasimi tertip eder. Gecenin sonunda, Angela'yı da alarak düğün hediyeleri olan üstü açık bir arabayla evlerine doğru uzaklaşırlar.
Fakat güzel başlayan evlilikleri yalnızca altı saat sürer. Çünkü Bayardo San Roman Angela'nın bakire olmadığını anladığında onu evine geri götürür. Angela'nın kardeşleri Pablo ve Pedro ona bunu kimin yaptığını sorduklarında, Santiago Nasar cevabını verir ama nerede, nasıl olduğu konusunda ağzını bıçak açmaz. Bunun üzerine Pablo ve Pedro ellerine en kaliteli kasap bıçaklarını alır ve Santiago'yu öldürmek üzere yola koyulurlar.
O sabah, piskopos gemiyle yaşadıkları yerden geçecektir ve bu yüzden tüm yöre halkı çok heyecanlıdır. Santiago Nasar, en güzel giysilerini giyerek piskoposu karşılamaya gider. Pablo ve Pedro ise sabahın o saatinde açık olan tek yerde, Clotilde Armenta'nın meyhanesinde nasıl olsa oradan geçer fikriyle Santiago'yu beklemeye başlarlar. Aynı zamanda karşılaştıkları herkese Santiago'yu öldüreceklerini söylerler. Çünkü her ne kadar şereflerini kurtarmak için onu öldürmek zorunda olsalar bile, temiz kalpli olduklarından Santiago'yu öldürmek istememektedirler ve içten içe birilerinin onları durdurmasını istemektedirler. Fakat Santiago'yu öldüreceklerini Santiago dışında herkes öğrenmiş olsa bile çeşitli nedenlerle hiç kimse onu uyarmamıştır. Çünkü herkes bildiğinden nasıl olsa haberi vardır diye düşünürler.
Pablo ve Pedro Vicario'nun öldürmek üzere Santiago Nasar'ı beklediğini öğrenen belediye başkanı onları durdurmak için yanlarına gider ve bıçaklarını alarak evlerine gönderir. Fakat onlar yanlarına yeni bıçaklar alarak Clotilde Armenta'nın meyhanesine geri dönerler ve yeniden Santiago'yu beklemeye koyulurlar. Bu sırada Santiago Nasar ise yakın arkadaşı Cristo Bedoya ile beraber evine dönmektedir. Dönüş yolunda Cristo Bedoya'yla ayrılır ve yoluna devam eder. Meydanın köşesini döndüğünde nişanlısı onu evine çağırır. Olanları duyduğundan, Santiago'nun kendisine yazdığı mektupların bulunduğu kutuyu eline verir ve ona gitmesini söyleyip ağlayarak kendisini odasına kapatır. Hiçbir şeyden haberi olmayan Santiago, nişanlısının bu tavrı karşısında şaşırıp kalır. Nişanlısının babası ona Pablo ve Pedro'nun öldürmek için kendisini aradığını söylediğinde, donakalır ve evine doğru yürümeye başlar. Lakin onu gören Pablo ve Pedro ise peşine takılarak onu takip etmeye başlar. Santiago Nasar tam evinin ön kapısından içeri gireceği sırada, annesi Plâcida Linero Pablo ve Pedro'nun eve doğru koştuğunu görür ve kapıyı Santiago'nun yüzüne kapatır. Çünkü farklı bir yönden eve girmeye çalışan Santiago'yu fark etmemiştir. Pablo ve Pedro, Santiago'yu defalarca kez ölümcül yerlerinden bıçaklarlar. Santiago, arka kapıdan eve girer ve mutfağın ortasında yere yığılır.
Amedspor'un kaderi de tıpkı Santiago Nasar'ın kaderi gibi şimdiden belli olmuştur. Bütün Diyarbekir diğer bir deyişle bütün Amed şehri eğer hemen şimdi, daha doğrusu bugün, şu an Amedspor'un ihtiyaç duyduğu ekonomik kaynaklar bir biçimde üretilmese, Amedspor Ekim aynının yüzünü bile göremez.
Amedspor'un bugün içinde olduğu ekonomik kriz ve kaos artık sportif ya da mevcut yönetimin beceri ve basiretsizliği ile ilgili değildir. Amedspor'un bu durumdan sorumlu olan muhatabı da Yönetim Kurulu falan değildir. Sorun köküne kadar siyasidir ve Amedspor'u siyasetten var edenler inşa edenler bu vebalın biricik sorumlusudur.
Her kimse bu siyasi iradenin temsilcisi ortaya çıkıp Amedspor'un bugünü ve geleceğine dair bir deklarasyon yayınlamalıdır. Amedsporlu bütün taraftarlar, teknik heyet ve oyuncu kadrosu ve kulüp çalışanları böyle bir açıklamayı hak ediyor. İyi ya da kötü, doğru ya da yanlış Amedspor'un kaderine dair bir karar verilmelidir. Hiç kimsenin hiç kimseyi belirsizlikler içinde bırakmaya hakkı yoktur.