Kobani Davası’nda konuşan HDP eski Sözcüsü Günay Kubilay, Erdoğan’ın ‘Kobani düştü düşecek’ açıklamasının ardından şiddet olaylarının yaşandığını söyleyerek emniyetin raporuna dikkat çekti.
IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek, aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 20’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobani Davası’nın 16’ncı grup duruşması 7’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü.
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasına HDP’li milletvekilleri ile çok sayıda avukat katıldı.
Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler duruşmada hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde tutulanlar ise duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Bir kısım siyasetçiler ise duruşmaya mazeret bildirerek, katılmadı.
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada mahkeme başkanı, dosyaya eklenen evrakları okudu. Ardından duruşma, iddia makamının tutuklu siyasetçilerin tutukluluk hallerinin devamı yönündeki mütalaasına karşı siyasetçilerin savunmalarıyla devam etti.
‘Tanık beyanları birbirini çürüttü’
Duruşmada söz alan HDP eski Sözcüsü Günay Kubilay, şunları ifade etti:
Davanın başından beri MYK çağrısının örgüt talimatıyla yapılması başat olarak kabul edilmiş olsa da bu iddiayı doğrulayan tek bir şey bulunmamıştır. Bu durumun öyle olmadığı açık tanık beyanlarıyla da kanıtlanmıştır. Açık tanık Merdan Rüştü Ovalıoğlu ile Kerem Gökalp, MYK toplantısına kimlerin katıldığını bilmediklerini ifade ettiler. Tanık beyanlarının birbirini yalanladığı açıktır. Biri kararın MYK toplantısında verildiğini öne sürerken, biri notla iletildiğini ifade etti. Somut bilgi, çelişkilerle dolu tanık beyanlarına dayandırılamaz. Daha sonrasında bunun öyle olmayacağı anlaşılacak ki bu durum 5 Ağustos’ta tutuk devam kararından çıkarıldı. Aynı durum PYD maili için de geçerliydi. Bu mail davanın başından beri vazgeçilmez bir tutukluluk gerekçesi olarak öne sürülmüştü. Nihayet geç de olsa bu iddianın somut dayanaklardan ve maddi temelden yoksun olduğu anlaşıldı ve tutukluluk gerekçesinden çıkarıldı. Bunların maddi dayanaklardan yoksun olduğunun anlaşılması önemlidir.
‘Şiddet olayları Erdoğan’ın sözlerinin ardından başladı’
MYK çağrısında şiddet emaresi söz konusu olmadığı gibi barışçıl bir çağrıydı. MYK’nın çağrısı 6 Ekim saat 20.20’dir. Dolayısıyla 6 Ekim gündüz olaylarının MYK çağrılarıyla bir ilgisi yoktur. Olaylar da Erdoğan’ın ‘Kobani düştü düşecek’ sözlerini söylemesinin ardından 7 Ekim’de başladı. Kobani ile dayanışma ve protesto olayları Ağustos ayında başlamıştır. Bu süre zarfında HDP’nin yanı sıra çok sayıda demokratik kitle örgütleri, kurumlar protesto eylemleri gerçekleştirmiştir. Biz demokratik eylemlerin olmadığını söylemiyoruz.
Davutoğlu, Fidan, Ala dinlensin
Kubilay, daha sonra ölüm ve şiddet olaylarını iddianameye giren emniyet belgeleri üzerinden gün gün okudu.
Kubilay, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve MİT Başkanı Hakan Fidan’ın tanık olarak dinlenmesi talebinde bulundu.
Ardından HDP eski MYK üyesi İsmail Şengül, HDP eski MYK üyesi Alp Altınörs ve HDP eski Milletvekili Nazmi Gür söz alarak savunma yaptı.