Bugünkü yazıma özlü bir sözle başlamak istiyorum , bu söz de aynen şöyledir “Geçmiş geleceğin aynasıdır.” Bu özlü söz hayatımızın birçok safhasında bizlere gerçekleri ifade etmektedir. O halde bizler de geçmişte Kemalist iktidarların Kürd halkına neler yaptıklarına bakarak önümüzdeki gelecekte nelerin olabileceğini bilince çıkarıp tahlil ederek ona göre tedbirlerimizi geliştirmek zorundayız.
Birinci Paylaşım Savaşı’nda Osmanlı’nın aldığı büyük yenilgi sonrasında Anadolu ve Mezopotamya zemininde sözde modern bir Türk Devleti kurmayı planlayan Balkan ve Kafkas kökenli İttihat ve Terakki Örgütü mensupları Anadolu ve Kürdistanlıların büyük desteğini arkalarına alarak ve en riskli cephelere onları sürerek hayalini kurdukları cumhuriyeti kurmak üzere yola koyuldular. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının ilk uğrak yeri Samsun olmasına karşılık yol güzergahındaki Amasya şehrine uğrayarak bir tamim yayınlayıp tez elden kendisi ve arkadaşlarıyla birlikte Kürdistan coğrafyasına geçmişlerdir. Sivas ve Erzurum kongrelerini yaparak buralardaki Kürd kanaat önderlerini toplamış Kürd halkının büyük yardım ve desteklerini aldıktan sonra adım adım Anadolu topraklarını işgalcilerden kurtarabilmenin eylemlerini başlatmıştır.
M.Kemal ve arkadaşları Amasya tamiminde bu coğrafyanın iki milletten oluştuğunu yani Kürd ve Türk milletinden oluştuğunu ve bunların kurulacak olan cumhuriyette eşit haklara sahip olacağından dem vurmuştur. Düşman işgaline karşı Kürdler ve Anadolu Türkleri birlikte omuz omuza savaşarak işgalci güçleri yenilgiye uğratmış 1920’li yıllarda T.C. Devleti’ni kurarak Dünya’ya ilan etmişlerdir. Ancak Mustafa Kemal ve arkadaşları başta Kürdler olmak üzere Anadolunun yoksul halkına vermiş oldukları bütün vaatlerini adeta unutarak ülkeyi yönetmek üzere Balkanlardan ve Kafkaslardan devşirdikleri bir takım elitler vasıtasıyla ülkeyi yönetmeye başlamışlardır. Bu meyanda bu toprakların gerçek sahipleri olan Kürd halkının hak taleplerine ilgisiz kalınmış Kürdlerin haklı ve meşru istekleri karşılanmadığı gibi Kürdistan coğrafyasının farklı yerlerinde Kürdler adeta oyuna getirilerek bir takım provokasyonlar yoluyla isyanlara teşvik edilip Koçgiri ,Şeyh Said ,Zilan ,Ağrı ,Sason ve Dersim’de büyük katliamlar yapılarak Kürdlerin meşru talepleri kanla bastırılmıştır.
M.Kemal’in ölümünden sonraki yıllarda da iktidardaki güruh gerek görülen hemen her yerde yeni oyunlar tezgahlayarak Maraş , Sivas , Malatya vb. yerlerde provokasyonlar tertipleyerek özellikle Kürd Alevilerine yönelik yeni katliamlar düzenlemişlerdir. Bu bölgelerde yaşayan Kürd Alevileri sürgün yollarına düşerek batı illerine göçertilmişlerdir. Aynı dönemlerde Kürdler adına milli demokratik hiçbir örgütlenmeye fırsat verilmemiş birçok öncü Kürd kadroları ya zindanlara atılmış ya da yurt dışında sürgünde yaşamaya mecbur bırakılmışlardır.
Çok iyi bilinmelidir ki AKP-MHP iktidarının kifayetsiz ve ırkçı yönetiminden dolayı giderek büyük bir erozyon yaşanmakta ve toplumsal dengeler olabildiğince bozulmaktadır. Dolayısıyla mevcut iktidar ülkede var olan sorunları çözemez ve toplumun demokratik taleplerini yerine getirmez ise Türkiye’deki var olan sorunlara çözüm yine sistem partileri içerisinde aranacak ve mevcut iktidarın alternatifi öyle görünüyor ki Kemalist CHP’liler olacaktır. Dolayısıyla Kürd halkı Milli Demokratik bir zeminde bir araya getirecek ciddi ve güçlü bir Kürd muhalefetini ortaya çıkarmazlarsa bir takım sözde Kürd solcu ve işbirlikçi Kürdlerin büyük enerjisi ve desteğini alacak olan Kemalistler yeniden iktidar olacaklardır. Böylesi bir iktidar birleşenlerinin Kürd ve Kürdistan sorununa geçmişteki iktidarlarından farklı bir tutum takınmayacak ve bundan dolayıdır ki Kürd sorununun çözümü bir başka bahara kalacaktır.
Şayet siyaset bir öngörü sanatıysa ve toplumların sorunlarına çare bulma erdemliliği olarak düşünülüyorsa Kürdler adına siyaset yapmakta olan çevrelerin bu gerçekleri göz önüne alarak bütün güçlerini Kürdlerin birliği doğrultusunda kullanarak ve Kürd halkının var olan sorunlarını ciddi ve güçlü bir muhalefeti yaratarak soruna çözüm getirmek için hasımlarının karşısına çıkmak zorundadırlar .Yeni Koçgiriler , Şeyh Saidler, Zilanlar ve Dersimler yaşanmasın diye ve yeni acı ve zulüm dolu günleri yaşatmamak üzere omuz omuza hep birlikte var olan sorunlarımızı çözmek üzere tüm enerjimizi ve aklımızı kullanmak adına bir araya gelerek Kürd halkına umut verilmelidir. Aksi durumda bu parçalı haliyle ne Kürd halkı mevcut siyasetçileri ciddiye alır ne de sömürgeciler Kürd halkına zırnık koklatırlar. Umuyor ve temenni ediyorum ki bu yazdıklarımız ve söylediklerimiz Kürd siyasetçileri nezlinde ciddiye alınır Kürd halkının var olan sorunlarını çözmek üzere gelinilir.
Saygılarımla,
M.Hüseyin Taysun 29/05/2024