Son iki-üç yıldır Güney Kürdistan’da referandum, bağımsızlık konuşuluyor. Başkan Mesut Barzani, Hewlêr’i ziyaret eden yabancı diplomatik temsilcilerle görüşmelerinde bu konuyu gündeme getiriyor. Başkan Mesut Barzani’nin, dış devletlere yaptığı resmi ziyaretlerde de, bu konuyu gündeme getirdiği biliniyor.
Ama, bu süre içinde, Kürdistan Parlamentosu’nun kapalı olması, Parlamento’nun bir işlevinin olmaması bu önemli süreçle çelişkili bir durum yaratıyor.
Referandumla, bağımsızlıkla ilgili açıklamaların Kürdistan Parlamentosu tarafından yapılmaması büyük bir eksikliktir.
Son Kürdistan Parlamentosu, 21 Eylül 2013 seçimleriyle teşekkül etmişti. Parlamento 12 Ekim 2015'den beri işlevsizdir. Bu tarihte, Süleymaniye ve Halepçe’deki Kürdistan Demokrat Partisi bürolarının, Goran hareketine yakın militanlarca yakılması sürecinde, birkaç gün süreyle yoğun şiddet olayları yaşanmış, beş kişi de vefat emişti. KDP bürolarına saldırının temel nedeni ise, yolsuzluk, maaşların ödenmemesi gibi durumlardı.
Bu sırada, 111 kişilik Kürdistan Parlamentosu’nda, Kürdistan Demokrat Partisi 38, Goran Hareketi 24, Kürdistan Yurtseverler Birliği 18, Kürdistan İslami Birliği (Yekgirtu) 10, Irak Kürdistan’ı Müslüman Kardeşler Hareketi (Komel) 6 milletvekili ile temsil ediliyorlardı. Kürdistan Sosyalist Partisi, İslam Hareketi, Üçüncü Taraf , Hürriyet Listesi birer milletvekili ile temsil ediliyorlardı. Süryanilere beş, Türkmenlere beş, Ermenilere bir kontenjan ayrılmıştı.
Referandum, bağımsızlık gibi süreçlerin, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni, bu alanda yaşayan Kürdleri, giderek Ortadoğu’daki Yakındoğu’daki bütün Kürdleri çok yakından ilgilendirdiği, etkilediği açıktır. Kürdlerin, Kürdistan’ın geleceğini yakından ilgilendiren bu süreçte, Parlamentonun kapalı olması, bir işlevinin olmaması, dağıtılmış olması sağlıklı bir durum değildir.
Bu demokratik yaşam açısından büyük bir eksikliktir. Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin, Kürdistan Federe Devleti’nin, Ortadoğu’da bir demokrasi yarattığı, bu konuda önemli bir örnek teşkil ettiği söylenir. Halbuki demokrasi’nin, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, üniversite özerkliği, çok partili siyasal hayat gibi temel koşullarının yanında, periyodik olarak yapılan genel seçimler, seçimler sonunda oluşan bir parlamento, belirli aralıklarla yapılan yerel seçimler de önemlidir.
İster parlamenter sistem olsun, ister başkanlık sistemi olsun Parlamento önemli bir kurumdur. Başkanlık sisteminde de başkanın kararları, ifade özgürlüğü, özgür eleştiri, basın özgürlüğü, bağımsız yargı gibi kurumlar yanında, parlamentonun denetimi de kaçınılmazdır. Kürdler, parlamentonun önemini ve gereğini elbette biliyorlar. Ama parlamentonun yaşama geçmesi de önemli.
Başkan Mesut Barzani’nin dış gezileri kanımızca başarılıdır. Bu dış temaslar sırasında Kürdistan Federe Devleti olumlu bir şekilde temsil edilmektedir. Mesut Barzani devlet başkanı gibi karşılanmaktadır. Fakat başkan Mesut Barzani’nin Eylül 2016 sonunda Bağdat’a yaptığı ziyaret, kanımca dış temaslar kadar başarılı değildir.
2005 Irak Anayasası’na göre Irak, federal bir devlet olarak kurulmuştur. Fakat, bu ziyaret, Irak’ın bunu sindirmediğini göstermiştir. Başbakan Ebadi ile Kürdistan Başkanı Mesut Barzani arasındaki görüşmelerde Irak bayrağı yanında Kürdistan Federe Devleti’nin bayrağının asılmaması, 2005 Anayasası’nın yarattığı anlayışa aykırı bir durumdur. Bu, Irak’ın merkezi bir devlet, Kürdistan’ın da Irak’ın bir vilayeti olarak algılandığını gösterir. Irak kendini nasıl algılarsa algılasın, Kürdistan Federe Devleti bütün kurumlarını yaşamak ve yaşatmak durumundadır. Dilerim bu görüşmede yapılan anlaşmalar çok daha önemlidir, yaşamsaldır.
Başkan Mesut Barzani’nin sözü edilen Bağdat ziyaretini geniş bir heyetle yaptığı söylenmektedir. Bu geniş heyette kimlerin yer aldığı konusundaki açıklamalar yeteri kadar bilgi vermiyor. Halbuki, bu tür ziyaretlerde, Kürdistan Demokrat Partisi’nin yanında, Kürdistan Yurtseverler Birliği, Goran Hareketi, Kürdistan İslami Birliği (Yekgirtu), Irak Kürdistan’ı Müslüman Kardeşler Hareketi (Komel), Kürdistan Sosyalist Partisi gibi temel kurumların birinci derecede yetkili unsurlarının katılması önemli olmalıdır.
Son 25-30 yılın, fiili kazanımlarına rağmen, Avrupa’nın, ABD’nin, AB’nin, olumlu Kürd/Kürdistan yaklaşımlarına rağmen, Kürdler/Kürdistan’ı müşterek olarak denetlemeye çalışan devletlerin, Kürdleri/Kürdistan’ı inkar imha anlayışı hala devam etmektedir.
Bu önemli süreçte, Kürdler, birbirlerine taviz vererek parçacı siyasetleri geride bırakıp Kürdistan’ın genel çıkarları konusunda birleşerek Kürdleri, Kürdistan’ı büyütmeye çalışmalıdır. Bu süreçte Başkan Mesut Barzani’ye büyük görev düşmektedir. Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne, Goran Hareketi’ne, Kürdistan İslami Birliği'ne (Yekgirtu), Kürdistan İslami Hareketi'ne (Komel), Kürdistan Sosyalist Partisi’ne, öbür siyasal partilere, sivil toplum kuruluşlarına, Ekim 2015'te dağıtılan parlamentonun başkanı Yusuf Muhammed’e büyük görev düşmektedir.