Kürdistan’ın kuzeyinde son günlerde yerel seçimlerle birlikte gündemde olan temel ve stratejik konu, “Kürdistan” ismi ile kurulmuş olan partilerin kapatılması konusudur. Hiç şüphe yok ki Kürt meselesinde doğal bir açılım olan “Kürdistan” partilerinin yasaklanması ve kapatılması olayı, Kürtler için yerel seçimlerden daha önemli, daha stratejik, endişe verici bir durumdur.
Kürdistan partilerinin kapatılması demek, Kürtlerin topluluk ve millet olarak örgütlenmesinin, örgütlemenin doğal ve doğrudan sonucu olan Kürtlerin kendileri için siyaset yapmasının yasaklanması demektir. Böyle bir durumda Kürtlerin ve Kürt yurtseverlerinin, kendi örgütlenmeleri ve siyaset yapmaları için daha radikal, milli yol ve yöntemler bulması kaçınılmaz olacaktır.
Birkaç gün önce sokakta sıradan bir Kürt insanıyla Türkiye ve Kürdistan’daki gelişmeler üzerine konuşurken, Kürdistan partilerinin kapatılması konusu da gündeme geldi. O sıradan Kürt insanı dedi ki, “Ağabey bence kapatılan Kürdistan partileri değil, Kürtlerdir.”
Ben de konuyla ilgili yazmak isterken, makalemin başlığını o sıradan insanın tespitinden borç aldım. Görüşlerimi bu kavramlaştırma üstünden inşa ettim ve çerçevelendirdim.
*Kemalist Türk devleti, İttihat-Terakki elitinin toplumsal tasarımı çerçevesinde bir sivil ve asker bürokrasinin elitik devleti ve Türk milletine dayalı bir devlet olarak kuruldu. Resmi bir devlet ideolojisi, devlet dini ve mezhebi oluşturuldu. Başka bir ifadeyle devlet, anti-Kürt, anti-İslam, anti-farklı düşünceler, anti-sınıflar içerikli kuruldu. Bundan dolayı Kürtlerin, İslamcıların, farklı sınıf ve tabakaların kendilerini ifade etmelerine, kendilerini örgütlenmelerine izin vermedi. Bu değerlerle kurulan siyasi partiler de kapatıldı.
Kürtlerin milli değerleri gasp edildi, ülkeleri işgal ve ilhak edildi. Devletin bu strateji ve siyasetine karşı gelişen Kürt milli bağımsızlık hareketleri kanla ve katliamla bastırıldı.
*Türkiye bir siyasi partiler mezarlığıdır. Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nden önce kapatılan 2 siyasi parti ile birlikte Türkiye'de toplam 28 siyasi parti kapatıldı.
Anayasa Mahkemesi'nin kuruluşundan önce 26 Ocak 1954'te Millet Partisi, 20 Haziran 1960'ta ise Demokrat Parti kapatılmıştı. Millet Partisi'ni Ankara Sulh Ceza Mahkemesi, DP'yi ise Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi kapatmıştı.
Çok partili hayata geçişten sonra Türk siyasi tarihinde Anayasa mahkemesi diğer mahkemeler tarafından kapatılan siyasi partiler ve tarihleri şöyledir:
1-Millet Partisi (26 Ocak1954),
2-Demokrat Parti (26 Ocak 1960),
3-İşçi-Çiftçi Partisi (İÇP-1968) (Sol bir parti),
4-Milli Nizam Partisi (MNP-20 Mayıs 1971) (İslamcı bir parti),
5-Türkiye İleri Ülkü Partisi (TİÜP-24 Mayıs 1971),
6-Türkiye İşçi Partisi (TİP-20 Temmuz 1971), (Sol bir Parti-Kürt meselesinden dolayı kapatıldı),
7-Büyük Anadolu Partisi (BAP-19 Aralık 1972),
8-Türkiye Emekçi Partisi (TEP-8 Mayıs 1980) (Sol bir parti),
9-Büyük Anadolu Partisi (24 Kasım 1992),
10-Sosyalist Parti (10 Temmuz 1992) (Sol bir parti),
11-Yeşiller Partisi (10 Şubat 1994),
12-Halk Partisi (25 Eylül 1991),
13-Türkiye Birleşik Komünist Partisi (16 Temmuz 1991) (Sol bir parti),
14-Halkın Emek Partisi (14 Temmuz 1993) (Ağırlıkla Kürtlerin içinde olduğu parti),
15-Özgürlük Demokrasi Partisi (30 Nisan 1993) (Ağırlıkla Kürtlerin içinde olduğu parti),
16-Sosyalist Türkiye Partisi (30 Kasım 1993) (Sol bir parti),
17-Demokrasi Partisi (16 Haziran 1994),
18-Demokrat Parti-2 (13 Eylül 1994),
19-Demokrasi ve Değişim Partisi (19 Mart 1996) (Kürtlerin sol partisi),
20-Diriliş Partisi (1996),
21-Emek Partisi (1997) (Sol bir parti),
22-Sosyalist Birlik Partisi (7 Haziran 1994) (Sol bir parti),
23-Refah Partisi (16 Ocak 1998) (İslamcı bir parti),
24-Demokratik Kitle Partisi (26 Şubat 1999) (Kürtlerin partisi),
25-Fazilet Partisi (22 Haziran 2001) (İslamcı bir parti),
26-Halkın Demokrasi Partisi (13 Mart 2003) (Ağırlıkla Kürtlerin içinde olduğu parti),
27-Adalet Partisi (26 Kasım 2009)
28-Demokratik Toplum Partisi (11 Aralık 2009)
*T.C Devletinin yakın siyasi tarihinde kapatılan siyasi partilerin çoğunluğu incelendiği zaman, Kürt meselesini kendine sorun edinen siyasi partiler; hem de Kürtlerin, Kürt ve Kürdistan ismiyle kurmadıkları, Kürtlerin milli haklarını çoğulcu demokrasi çerçevesinde savunan ve programına alan siyasi partiler olduğu görülecektir.
Kürt meselesinden dolayı kapatılan partilerin hiçbirisi, Kürdistan devletini kurmayı ve Kürdistan’da iktidarı ve egemenliği savundukları için kapanmadı. Kürtlüğü konu edinmeleri, kapatılmaları için yeterli oldu.
Bunun başlı başına Kürtlere karşı alınmış kararlar olduğu ortaya çıkmaktadır.
*Kürt meselesinden dolayı kapatılan ilk parti: Türkiye İşçi Partisidir (TİP).
TİP, 1960 Askeri Darbesi’nden sonra kuruldu. Kuruluşu, Türkiye’de siyasete yeni bir renk kattı. TİP’in kuruluşuna kadar kurulan partilerin çoğunluğu, egemen sınıfların değişik kanatları adına siyaset yaptılar. TİP, emekçiler adına siyaset yaptı. Bu durum, Türkiye’de siyaset sahnesinde ezber bozan bir gelişme oldu. Sosyalizmi benimseyen Kürt aydınlarının, TİP’te yer almalarıyla siyaset daha da renklendi. Kürt milliyetçileri de Kürt haklarını savunma aracı olarak TİP’e destek oldular. TİP, Kürdistan’da önemli bir güç ve teşkilatlanmaya sahip oldu. Kürdistan’ın birçok şehrinde seçim kazanacak düzeyde oy aldı. Ayrıca iki de milletvekili çıkardı (1969). Dr. Tarık Ziya Ekinci bunlardan biridir.
Belli bir aşamadan sonra TİP’teki Kürt sosyalistleri ve milliyetçileri, partinin Kürtlerle ilgili bir karar almasını talep ettiler. TİP, 4’üncü Büyük Kongresi’nde (1970), Kürtlerin varlığını kabul eden, Kürt dili ve kültürü için serbestiyet isteyen bir karar aldı. Bu gelişme tümden devleti korkuttu. Bu karardan dolayı Anayasa Mahkemesi’nde dava açıldı. Parti aceleyle kapatıldı.
TİP’in kapatılmasından sonra Kürtlerle Türklerle yollarını ayırdılar. Bağımsız ve illegal örgütlenme yoluna giderek, ulusal kurtuluş mücadelesinin gelişmesini benimsediler. İyi de oldu.
*Kürtler, 1989 yılına kadar kendileri için siyasi parti kuramadılar. Mücadelelerini siyasi parti niteliği taşıyan örgütlerde ve yayın organı çevresinde sürdürdüler. Paris Kürt Enstitüsü’nün hazırladığı Uluslararası Kürt Konferansı’na katılan milletvekillerinin SHP’den ihraç edilmeleri, Kürtlerin parti kurmalarında bir milat oldu. Ama Kürtler, bu dönemden sonra da hemen Kürt ve Kürdistan ismiyle parti kuramadılar.
Bu partiler Kürtlerin milli, dil ve kültür haklarını, sınırlı iktidar ve otonom iktidarını adem-i merkeziyetçi, çoğulcu demokrasi çerçevesinde programladılar. Bu hallerine bile tahammül edilmedi, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldılar.
(Bu yazı Kurdistan24 sitesinden alınmıştır.)