Kürdistani Seçim İttifakı’nın HDP ile seçim ittifakı girişimi hedeflenen amaca ulaşamadı. Kimileri bunu ‘’başarısızlık’’ olarak yorumladı.
Peki gerçek böyle midir?
Kürdistani Seçim İttifakı’nın girişiminin geniş kitlelerde destek bulmasından sonra, birileri tarafından sabote edilmesini Kürdistani Seçim İttifakı’nın ‘’başarısızlığı’’ ya da ‘’yenilgisi’’ olarak yorumlayanlar; Güney Kürdistan’daki bağımsızlık referandumu sonrasında, Kerkük’ün işgali’ni ‘’referandumun yanlışlığı, başarısızlığı’’ şeklinde yorumlayanları akıllara getiriyor.
Bağımsızlık referandumunda sandık başına giden Kerkük halkının %85’i, Kürdistan genelinde ise halkın %92,73’ü Bağımsızlığa Evet dedi. Ama bu iradeyi kabul etmeyenler, iç ihanetin yardımıyla, Kerkük’ü işgal ettiler. Şimdi sormak lazım: Kerkük’ün yeniden işgali %85’lik Kerkük, %93’lük tüm Kürdistan’daki Evet oylarını ortadan kaldırabiliyor mu? Doğan bu çocuğu yok sayabiliyor mu? Kerkük işgal edil diye, ‘’referandum yanlıştı, başarısızdır’’ mı diyeceğiz. Elbette ki hayır.
Kürdistani Seçim İttfakı HÜDAPAR ve HDP ile seçim ittifakı için girişimlerde bulundu.
HÜDAPAR görüşmeye evet ama önerilen siyasi prensipler temelinde bir ittifaka hayır dedi.
HDP, Kürdistani Seçim İttfakı’nın önerdiği siyasi prensiplerin kendi programında da olduğunu söyleyerek, Kürdistani Seçim İttifakı ile 6 maddeden oluşan bir deklarasyonu kabul etti. Bu 6 maddenin Sayın Selahattin Demirtaş ile HDP’nin Bildirgelerinde yer alması konusunda da HDP ve Kürdistani Seçim İttfakı mutabakata vardı. Ama daha görüşmeler devam ederken, HDP ve Sayın Selahattin Demirtaş’ın Seçim Bildirgeleri HDP Genel Merkezi tarafından kamuoyuna açıklandı. Fakat bu bildirgelerde mutabakata varılan 6 maddeye yer verilmedi. Kürdistani Seçim İttifakı da bu tutumundan dolayı HDP ile ittifak görüşmelerine son verdi.
Kürdistani Seçim İttifakı Kürdistan toplumunun geniş kesimlerinde büyük bir destek gördü. Halkımız ulusal bir heyecan ve coşku ile bu girişimi sahiplendi. HDP’nin yönetici ve tabanının büyük bir kısmı bu girişimi destekledi. HÜDAPAR ve HDP arasında bir yumuşama sürecinin kapılarını aralayan bu girişim, toplumda büyük destek buldu.
Ne var ki HDP Genel Merkezi, ani bir kararla, mutabakata varılan 6 maddeden yoksun Bildirgesini açıklayarak ittifak girişimini sabote etti.
Şimdi sormak lazım: Kürdistani Seçim İttifakı, Kürdistan halkının büyük çoğunluğunun sempatisini, desteğini kazanan bu ittifak girişiminde yenilgiye mi uğradı? Elbette ki hayır! Kürdistan halkının gönlündeki birlik özlemine denk düşen bir adım atan Kürdistani Seçim İttifakı yenilmedi, başarısızlığa uğramadı. Kürtlerin birliğinden korkanlar, halkımızın ortaya çıkan bu büyük desteğine rağmen, Kerkük’ün işgali misali, halkın iradesini çiğnemiş, yok saymış, bu girişimi sabote etmişlerdir.
Kürdistani Seçim İttifakı’nın girişiminde bir yanlışlık, bir yenilgi, bir başarısızlık yoktur. Halkımızın ulusal birliğe olan destek ve duyguları birileri tarafından ‘’ezilmiş’’tir. Eğer bir başarısızlık ya da yenilgi aranacaksa, bu ezilmeye yol açanlarda, ezdirenlerde ve bu Kürt Bloku’nun oluşmaması için bin bir yolu deneyenlerde aramak lazım; yenilenler, başarısızlığa uğrayanlar onlardır. Sabotaj girişimi ile geçici olarak başarıya ulaştıklarını sananlar, Kürdistani Seçim İttifakı’nın attığı bu tohumların önümüzdeki dönemlerde nasıl ürün vereceğine tanık olacaklardır. Kürtler arası düşmanlıkları körüklemeden, kişilikli, prensiplere dayalı siyaset ve duruş, halkımızın gönlündeki yerini bulmuştur.
Kürdistani Seçim İttifakı bundan sonra da aynı anlayış ve yaklaşımla, ittifak girişimini sabote edenlerin varlığını unutmadan ve gerekli dersleri çıkarmak suretiyle, kendi yol haritasını oluşturmalıdır. Ne düşmanlık, ne iltihak; kendin olmaktır esas olan.
Kürdistani Seçim İttifakı’nın HDP tarafından ‘’kapıdan geri gönderildiği’’ yönündeki açıklamalar ise Kürdistani Seçim İttifakı’nın yarattığı büyük sinerjiyi, umudu kavrayamayanların at gözlüğüyle yaptıkları bir yorumdur. İşin gerçeği, HDP kapısını açtığı evden, kendisine de zarar vermek pahasına çıkıp gitmiştir. Halkımız ve Kürdistani Seçim İttifakı o evde durmaktadırlar. Prensiplere dayalı ittifak girişimi doğrudur; aslında “kapıdan geri dönenler” bunu reddedenlerdir.
Kürdistani Seçim İttifakı’nın bazı ezberleri bozduğu açıktır. 24 Haziran seçimleri ile ilgili yaşanan bu gelişmelerden de dersler çıkararak, Kürdistani Seçim İttifakı önümüzdeki dönemde, geniş bir perspektifle bağımsız siyasetçi, sivil toplum kuruluşu ve etkili Kürt şahsiyetleriyle birlikte, halkımızın ulusal demokratik, kişilikli ve yapıcı kanalını oluşturmak için yoğun bir çalışma içine girmelidir. Bu, Kürt milletinin meşru haklarını elde etmesi için mutlaka yerine getirilmesi gereken tarihsel bir görevdir.