Kürdler her zaman Türkiye’deki siyasal mücadelenin içinde oldular. Çoğu zaman Türkiye partilerinin bazen de bağımsız adaylarla siyasetin içinde kalmaya çalıştılar. Bugün de oylarını birçok Türkiye partisine vermeye devam ediyorlar , oylarını en çok HDP ve AKP’ye veriyorlar. Ama bu oylar ne yazık ki Kürtlerin kazanımına dönüşmüyor. Bugüne kadar Kürt kimliğinin tanınması, Kürdlerin ana dille eğitim hakkı, Kürtçenin resmi dil olarak kabulü, hiç bir kolektif hakkı parlamento tarafından kabul edilmedi, anayasal güvenceye kavuşturulamadı.
Parlamentonun kendisi de çoğulcu yapıya kavuşmadı. Milli, etnik, inanç guruplarının tümü temsilden çok uzak kaldı. Hep tekçi kaldı. Bunun çoğulcu bir yapıya kavuşması için de ciddi bir mücadele verildiği söylenemez. Hep Türkiye’nin demokrasi mücadelesine endekslendi. Yani demokrasi gelince sorun kalmayacak denildi. Ama ne yazık ki Türkiye’ye de bir türlü çağdaş, çoğulcu demokrasi gelmedi .
Bazen eşitiz denildi, eşitlik olmadı. Bazen kardeşiz denildi, kardeşlik olmadı. Evet, eşitlik, kardeşlik, demokrasi güzel sözler, ama bunlar bunlar gerçekleşmedi, bu söylemler de Kürdlerin yaşadıkları sorunları çözmeye yetmedi, daha çok asimilasyona hizmet etti.
Egemen olan TÜRK İSLAM sentezi Kürdlere dayatıldı. Evet, Kürdler zaman zaman buna itiraz ettiler, sadece yakın tarihe baktığımızda 1920’den sonra bu itirazların ne boyutta yaşandığını görmemiz mümkün. Dünya değişti artık, barışçıl mücadele öne çıktı. Kürdler kuzeyde siyaseten kolektif haklarını gündemleştirmeye çalıştılar. Ama tıpkı 1920/1938 dönemlerinde olduğu gibi her seferinde tırpanlandılar, ölümle karşılık buldular.1960’ da darbenin sivri ucu Kürdlere yönelikti.1971 darbesinin sivri ucu Kürdlere yönelikti.1980 darbesinin sivri ucu Kürdlere yönelikti.
En son oylarını İslami gelenekten gelen AKP’ye verdiler. Onlar da TÜRK İSLAMcı olup sadece kuzey Kürtleri değil bölgedeki Kürdlerin tüm kazanımlarına saldırdılar. Uluslar arası konjonktürün bölgede Kürdlerin lehine geliştiği bu aşamada ve Kürd meselesi uluslar arası bir boyut kazanmışken ve artık Kürd oyları çok daha güçlü bir şekilde iktidarı belirleyen bir öğe haline gelmişken, Kürdlerin, acil talepler etrafında bir araya gelerek, bir taraf olarak davranarak, KÜRD OYLARINI KÜRD KAZANIMINA dönüştürmelerinin zamanıdır artık.
Biz, Kürtler olarak, ‘’biz’’ olabilir ve ‘’biz’’ olarak davranabilirsek; bir çok konuda kapıyı aralamamız daha bir mümkün olacaktır.