Yaşamını yitiren Prof. Dr. Kadri Yıldırım’ın Kürtlerin yaşadığı bölgelerdeki dinleri ele alan kitap çalışması yarım kaldı. Kitabın 3 cildini hazırladığı belirtilen Yıldırım’ın vefatıyla çalışma yarım kaldı.
Yaşamını yitiren Prof. Dr. Kadri Yıldırım’ın arkadaşları, Yıldırım’ı ve çalışmalarını anlattı. Yıldırım’ın medrese arkadaşı Mele Adem Özer, "Bir âlimin ölümü bir âlemin ölümü" sözünü hatırlatarak, “Doğru ve yerinde bir tespit. Âlim ilmiyle insanları âdeta canlı tutar, onlara yaşamın güzelliklerini ve koca bir ömrün iyi ve yararlı nasıl değerlendirebileceklerinin yollarını öğretir ve örneklik eder. Kalemin, silahtan daha üstün ve etkili olduğuna toplumu ikna edebilen tek elemandır âlim. İlimizin ve toplumumuzun değerli bilgin, akademisyen ve âlimlerinden Prof. Dr. Kadri Yıldırım'ı kaybettiğimizin üzüntüsü içindeyim. Çünkü bu değerli bilge ve şahsiyetle ömür boyu bir arkadaşlığımız ve beraberliğimiz mevcuttu. Lice'ye bağlı Şaklat köyünde ilkokula beraber başladık, babamın fahri imam olması hasebiyle Şaklat köyünden asıl köyümüz olan Çınar'a bağlı Başaklı ( Hücceti)köyüne göç ettik. Bu nedenle Kadri Koca kendi köyünde (Şaklat) İlkokulunu bitirdikten sonra babamın imamlık yaptığı Çınara bağlı Sergelya (Başalan) köyüne gelerek medrese eğitimine başladı. Sergelya köyünde medresede takriben beş sene okudu. Medrese eğitimi yanında dışardan ortaokula kaydını yaparak yaz aylarında ortaokul derslerinin sınavlarına katılarak ortaokulu da bitirdi. Yani medrese eğitimi yanında okul eğitimini de bitirerek üniversite eğitimini Siirt'te sınıf öğretmenliği bölümünü bitirerek, öğretmen olarak çalışma hayatına başlangıç yapmıştır.” diye konuştu.
‘AKADEMİK ÇALIŞMALARINI MEDRESE EĞİTİMİNE BORÇLUDUR’
“Daha sonra akademik çalışmalarına Harran üniversitesi, Dicle Üniversitesi ve Artuklu Üniversitesi’nde devam etmiştir.” diyen Özer, “Özellikle Artuklu Üniversitesi’nde Kürdoloji Bölümü onun özel çabaları ve gayretli çalışmaları sayesinde açılmıştı. Artuklu Üniversitesi’nde Kürdoloji Bölümünün açılmasıyla kendisi, bu bölümün başkanlığını ve Artuklu Üniversitesi'nin Rektör Yardımcılığını görevini de üstlenmiştir. Üniversitedeki görevi yanında Kürdoloji Bölümü’nün kaynak ihtiyaçlarını gidermek ve öğrencilere yardımcı olmak için Kürtçe gramer ile ilgili eserler yazmaya başladı. Kürtçe, Arapça ve farsça toplam 14 tane eser bu kısacık hayatına sığdırabilmiştir. Akademik çalışmalarını medreselerde gördüğü medrese eğitimine borçludur. Çünkü hiç bir zaman medreseden aldığı ahlak, inanç ve kültürden taviz vermemiştir. Medresede de beraber okuduğumuz zamanda da zeki ve çalışkan bir öğrenciydi. Okuduğu bir konuyu kolay kolay unutmazdı, aldığı bilgiyi bir başka kişiye öğretebilecek kabiliyette sahipti. Hafızası güçlüydü, okuduğu ya da duyduğu ilmi bir konuyu mükemmel bir şekilde hıfzediyor ve unutmuyordu. Yazdığı eserlerin yanında konferans, makale ve en son Güneydoğu Güncel gazetesinde köşe yazarı olarak güncel olaylara ışık tutmak için siyasi ve akademik çalışmalarından edindiği birikim ve tecrübelerini Gazetenin okurlarıyla paylaşıyordu.” ifadelerini kullandı.
‘DİNLERLE İLGİLİ ÇALIŞMASI YARIM KALDI’
Tarihçi-Yazar Said Veroj, Yıldırım ile tanıştıktan sonra dostluğunun sıkı bir şekilde sürdüğünü ve birlikte çalışma fırsatı bulunduğunu belirterek, “Birlikte birçok kez oturup çalıştık. Artuklu Üniversitesi’ne girdikten sonra Kürt Edebiyatı Bölümü açıldı, orada rektör gibi işe başladı, aynı zamanda Kürt kültürü müdürüydü. Yıldırım, hem Artuklu’da hem de Artuklu dışında Kürt edebiyatı için büyük bir hizmet yaptı. Tüm düşünceleri Kürt edebiyatı ve kültürü üzerindeydi. Gerçekten bu konuda büyük hizmet verdi. Bugün çok değerli bir insanı kaybettik. Umarım yeni nesil için, gençlerimiz takip ettiği ve örnek aldığı biri olur. Elinde bir proje vardı, 20 Mart’ta konuştuk, yeni projesinde bahsediyordu. Projenin 3 cildini hazırlamıştı, fakat diğer ciltler için çalışmaların sürdürdüğünü söylüyordu. Yeni projesinde Kürdistan’daki dinler üzerine bir çalışma projesi vardı. Bu çalışmasında 3 cildi hazırlamıştı, diğer ciltler kalmıştı. Umarım arkada bırakılanları toplayabiliriz. Ve yeni şeyler üretebiliriz. Az sayıda Kürt yazar kadromuz vardı. Kadri de bu arkadaşlardan biriydi, çok üzgünüz.” şeklinde konuştu.
‘MECLİS’TE KÜRTÇE DİL KURSU AÇMA GİRİŞİMİ OLDU’
Yıldırım’ın parlamentodan mücadele arkadaşı HDP eski milletvekili Mehmet Ali Aslan da, Yıldırım’ın hem medrese hem de normal bir eğitim aldığını dile getirerek, parlamentoda ki mücadelesinin de en az dil ve kültür alanındaki başarısı kadar olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: “Meclis’te de elinden geldiği kadarıyla yine bir şeyler yapmaya çalıştı. Tüm parlamento için Kürtçe dil kursu açma girişimi oldu, ama kabul görmedi. Kürsüde sürekli Kürt tarihini dilini geleneğini elinden geldiği kadarıyla dinlendirdi. Kürtlerin tüm halklar gibi hakları olduğunu, tarihi olduğunu bu ilmi çalışmalarıyla orada kürsüde de dinlendirdi. Vefat etmeden 5 gün önce beraberdik 3-4 kitaptan bahsetti. Yani çalışmalarının yarım kaldığını söyleyebilirim. İnşallah geleneğini mirasını sürdürenler olacaktır.”
‘RABBİM BİR KABİLİYET VERMİŞTİ’
Yıldırım’ın hem okul hem de medrese arkadaşı İmam Mustafa Yargı da şunları söyledi: “Ben mübalağasız söyleyeyim ki: İmam-ı Şafii vardır, İmam-ı Şafii’den sonra İmam-ı Nevevi, İmam-ı Rıfaî, İbn-ül Hacer nasıl gelmişse Ahmedê Xanî’den Said-i Nursî’den sonra da bir Mamoste Kadri gelmiştir. O hepimiz için, toplum için bir değerdi. Mamoste Kadri’ye Rabbim bir kabiliyet vermişti. Türkçe, konuşurken zannederdiniz sadece Türk biliyor onun dışında başka dil bilmiyor, o kadar düzgün konuşurdu. Kürtçe konuşurken, güzel, seri anlaşılır, fesih bir Kürtçe konuşurdu. Arapça konuşurken insan derdi ki sanki bir Arap’tır, o şekilde bir dil kabiliyeti vardı. O göçüp gitti, ama eserleri geride kaldı. O eserlere bakıp okuduğumuz zaman onun değerini daha çok anlarız.”
‘BEN TEFTAZANÎ OLACAĞIM’
Yıldırım’ın medrese yıllarında hedefine İslam dini ve dil üzerinde çalışmalarıyla öne çıkan İslam alimi Teftazanî’yi örnek aldığını ve Teftazanî gibi olmak istediğini söylediğini ifade eden Yargı, şöyle konuştu: “Mamoste Kadri burada kendine bir hedef koymuştu. Günümün, asrımın bir Teftazanî’si olmayı aklına koymuştu, başardı da. Kim Allah’tan ne isterse Rabbim ona verir. Ama çaba gerekir. Sen çabanı, emeğini verirsen Rabbim o emeğin karşılığını verir. Mamoste Kadri’nin ilim ile bilgi ile bağı su ve balığın bağı gibiydi. Nasıl ki su olmadan balık yaşayamazsa o da kitap olmadan, ilmi araştırmalar olmadan duramazdı. Onlar olmasaydı, onun için hayat durmuş olurdu. Biz daha medreseye başlarken o Teftazanî’yi kendine bir yok olarak benimsemişti. Bizim medreselerde aldığımız eğitim, terbiye Medine’deki Suffa Medresesi’nin bir şubesi gibiydi.”
‘KÜRTÇEYE VAR GÜCÜYLE EMEK SARF ETMİŞTİ’
Yıldırım’ın her dile ayetteki gibi yaklaştığını ve kendi anadili olan Kürtçeye da söz konusu dile ilişkin ayetteki gibi yaklaştığını ha keza Arapçaya da aynı yaklaşımı gösterdiğini belirten Yargı, “Yaklaşımı böyle olunca Kürtçeye var gücüyle emek sarf etmişti. Rabbim onun emeğini boşa harcamasın.” dedi.
Yıldırım’ın bu günlere gelmesinin küçükken aldığı eğitime işaret eden Yargı, Yıldırım’ın içinde yaşadığı koşullara dair yaşadıkları anıyı şu ifadelerle dile getirdi: “Bizim köyde herkes kendi hayvanını güder. Bizim evimiz köyün doğusunda Kadri Hocaların evi ise köyün batısındaydı. Dolayısıyla hayvanlarımızı ayrı yönlerde otlatırdık. Mamoste Kadri, bir gün ‘Mustafa sen de hayvanlarını bizim tarafa getirsene’ dedi. Ben de götürdüm. Tabi orada, dağdağan yetişiyordu, tatlı bir yaban meyvesidir. Bol bol dağdağan yedik ama susadık, su yok. Kadri Hoca’da bir ibrik su getirmişti. Diğer arkadaşlar su istedi vermedi, ‘Ben bunu abdest almak için getirdim.’ dedi. Tabi ben misafir olduğum için bana içmem için verdi. Ama kendisi de içmedi o abdest için getirdiği suyu. Onunla abdestini alıp namazını kıldı. Yani o dönemde bırakın çocukları, büyükler bile abdest almak için belki kendileriyle ibrik gezdirmezdi. Hani çocukların dirençli olması için aşı yapılır ya Mamoste Kadri’nin aşısı da buydu. O Kadri’den işte Mamoste Kadri çıktı.”
KADRİ YILDIRIM KİMDİR?
Hem akademik hem Kürtçeye yönelik çalışmaları hem de siyasetçi kimliği nedeniyle geniş bir kesimde karşılığını bulan Yıldırım, 5 Şubat 1959 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinde hayata gözlerini açtı. Çınar’ın Sergelya (Başalan) köyünde medrese eğitimi gören Yıldırım, ilk ve orta öğrenimini Diyarbakır’da tamamladı. Yıldırım, Siirt Eğitim Yüksekokulu'nda ön lisans eğitimini alarak, 1986 yılında Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında Yüksek Lisans yaptı. 1998 yılında da aynı üniversite ve aynı anabilim dalında doktora yapan Yıldırım, 13 yıl boyunca öğretmenlik yaptı. Yıldırım, Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Öğretim Üyeliği, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcılığı, bu üniversiteye bağlı Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürlüğü, bu enstitüye bağlı Kürt Dili ve Kültürü Ana Bilim Dalı Koordinatörlüğü, aynı üniversitenin İlahiyat Bilimler Fakültesi kurucu Dekanlığı görevlerinde bulundu.
YILDIRIM’IN ESERLERİ
Yıldırım, Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde 2004'te yardımcı doçent, 2010 yılında ise profesör olarak çalışmalarını sürdürdü. Yıldırım’ın bugüne kadar Kürtçe, Arapça, Farsça dil, edebiyat ve coğrafyası üzerine 14 kitabı ve birçok akademik tebliğ makaleleri bulunuyor. Yıldırım’ın eserlerinden bazıları şöyle: Kültür Bakanlığı'nın Mem û Zîn Çevirisine Eleştirel Bir Yaklaşım, Artuklu Kolay Arapça, Mem û Zîn, Ehmedê Xanî, Birketü’l-Kelimat Menkıbeler Havuzu, Şeyh Muhammed Asım Oxini, Espîdebazê Hemedanî - Hemedanlı Beyaz Şahin / Baba Tahîre Uryan: Hayatı Görüşleri Divanı, Temel Alıştırma ve Metinlerle Kürtçe Dilbilgisi, İkinci Xanî / Xaniyê Duyem: Hacî Qadirê Koy, Hülasa-î Akaid - Akaidin Özü', Seyiddullah Nehri, Ehmedê Xanî Külliyatı, Ehmede Xani ve Mem u Zin / Bir Şair Düşünür ve Mutasavvıf Olarak, İzeddin Mustafa Resul, İnanç Risalesi, Ürdün Kürtleri, Muhammed Ali es-Siwereki el-Kurdi, Kürt Tarihi ve Coğrafyası.
Akademi çalışmalarını yürüten Yıldırım, son zamanlarda siyasetçi kimliğiyle de ön plana çıktı. Halkların Demokratik Partisi’nden 7 Haziran 2015’te Siirt milletvekili seçildi. Seçimler 1 Kasım’da yenilenince Yıldırım, tekrar parlamentoya girdi.