Kürt diasporası

.

Necat ZANYAR

Her yıl Ocak ayında İsviçre Davos’ta dünyanın en prestijli toplantılarından biri yapılıyor.

1971’den bu yana düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) için ülke liderleri, iş insanları, firmalar, yazar ve akademisyenler Davos’a akın ediyor.

İklim değişikliği, gelir eşitsizliği ve jeopolitik çatışma gibi konularda küresel işbirliği sağlamak, ekonomik kalkınma ve teknolojik ilerlemeyi teşvik etmek, toplumsal adalet ve çevre sorunlarını tartışmak, toplantıların başlıca amacını oluşturuyor.

Devlet ve şirketler, forum haftasında Davos’ta açtıkları merkezlerle ürünlerini tanıtıp ilişkiler geliştiriyor.

İki yıldır Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KRG) öncülüğünde Davos’ta Kürdistan Evi (Kurdistan House) açılıyor. Güzel dizayn edilmiş Kürdistan House’ta bu yıl diasporayla ilgili bir paneli takip etme fırsatı bulduk.

Diaspora, bir topluluğun ana vatanından koparak başka yerde yaşamasına verilen addır. Antik Yunan’da kullanılan kavram, Yahudilerin M.Ö 586’da Babil sürgününden sonra dünyaya dağılmasıyla yaygın bir kullanıma kavuştu. Kavram adeta Yahudilerle özdeşleşti.

Ana vatanlarından dünyanın dört bir yanına dağılmış bir ulusun tüm dünyadaki Yahudi düşmanlığı ve Auschwitz gibi tarihte benzerine az rastlanır soykırımlara rağmen, Yahudi devleti düşüncesini örgütleyerek yüzyıllar sonra dünyanın en dezavantajlı koşullarında en güçlü devletlerden birini kurmuş olması, diasporada ulusların varlık mücadelesini anlamak bakımından ilham vericidir.

Ülkeleri dört devlete bölüştürülen ve her türlü ulusal haktan yoksun bırakılan Kürtler için diaspora büyük öneme sahiptir.

Kürt diasporasını dışlayan ve önemsizleştiren her yaklaşım, temelde Kürdistan’ın işgaline hizmet eder.

Diaspora, güvenlik ve özgürlüktür. Özgür ve bağımsız düşüncenin yeşerip dile gelmesi bu ikisiyle mümkündür. Esaret altında özgür düşünce gelişmez. Güdük kalır.

Diaspora ardıl değil, öncüdür. Lojistik değil, lokomotiftir.

Esaret altındaki ulus diasporasının ilk misyonu kimlik ve kültür bilincini diri tutmaktır. Lobi oluşturmak ve destek kaynakları bulmak bundan sonra gelir.

Kimlik ve kültürünü silikleştiren bir ulusun diasporası eriyip kaybolmaya mahkumdur.

Diasporanın bir ulusa sağladığı en büyük imkan, mikro milliyetçilikleri aşıp ulus çatısında buluşabilmektir.

Kürt diasporasına bakıldığında, en az bir asırdır Kürtlerin arasına çekilen dört duvarın her parçadaki Kürtlerde farklı refleksler geliştirdiğini görürüz.

Avrupa'da Kürtlüğü sosyal yaşamda dil, kültür, bayrak, simge gibi motiflerle daha çok Rojhelatlı (İran) ve Rojavalı (Suriye) Kürtler temsil ediyor.

Başûrlular (Irak) ilginç bir şekilde ortada yoklar. Belli ki kendi gettolarında yaşıyorlar. Ancak bazı organizasyonlarda ortaya çıkıyorlar.

Bazı gözlemcilere göre Başûr Kürtleri daha çok İngiltere ve İskandinav ülkelerini tercih ediyor ve buralarda görünür durumdalar. İsmi Kürtçe olan iş yerleri genellikle Başûr Kürtlerine ait.

Kimilerine göre Başûr Kürtlerinin okuyanları diasporada kalma düşüncesinde olmayıp ülkeye döndüklerinden, görünür değiller.

Aynı gözlemciye göre Rojhelat ve Başûr Kürtleri eğitime yönelirken, Bakurlular yemek ve döner sektöründe çalışmayı tercih ediyor. Bakur (Türkiye) Kürtlerinin işletmelerinin isimleri ve menüleri Türkçe.

Bakurlular, Türkiyeli ve partili olarak var, Kürt olarak baskın bir görünüme sahip değiller. Örgüt derneklerinde bile Türkçe konuşur, iş yerlerine Turkish adını verirler. İdeolojik temelde sol ve Kemalizm’le kurdukları ilişki, onları Türkleştirmiştir.

Bakurlu İslamcılarsa daha kötü durumdadır. Rojhelatlı ve Başûrlu Kürt İslamcısında olan Kürtçe ve Kürt kıyafetleri bile Bakurlu (Türkiye) İslamcı’da yoktur. Böyle olunca tamamen Kürtlükten kopmuş, Türklük havuzunda erimiş bir görüntü arz eder.

Geçtiğimiz günlerde Bern’de PDK-İ’nin (İran Kürdistan Demokrat Partisi) Mahabad Kürdistan Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 79. yıldönümü kutlaması vardı. Kutlama arasında Kürt partilerinin gerçekleştirdiği 30 kişilik toplantıda yer alan 4 kişi dayanışma için gelen Fars bir partinin temsilcileriydi. Bu kişiler Kürtçe bilmedikleri halde toplantının tamamı Kürtçe gerçekleşti. Onları özel olarak Farsça selamlama dışında, Farsça konuşulmadı. Hiçbir konuşmacı Kürtçe konuştuğu için onların hoşgörüsüne sığınmadı. Bakur Kürtlerinde ise ortamda bir Türk olduğunda toplantı dilinin Türkçe olması kaçınılmaz. Bu da zaman içerisinde Türkleşmeyi sonuç veriyor.

Bu durum Türk devletinin sistematik bir şekilde en az bir asırlık Kürtleri Türkleştirme politikalarının ürünü. Böyle devam edeceği anlamına gelmez. Kürtlerin uyanıp kendilerine gelmesi daima bir kıvılcıma bakar.

PKK’li Kürtler Bakurluların Kürtçe dışında bir sorunu olmadığını, politik bilinçlerinin diğerlerinden daha yüksek olduğunu düşünüyor. Belli ki parti fanatizmi politik bilinç kabul ediliyor. Oysa politik bilinç parti fanatizmi değil, ulus olarak kendi realitesini tespit ve dünyayı okuyabilme becerisidir. Bu konuda Bakurluların diğer parçalardaki Kürtlerden ileride olmadığı açık.

Kimilerine göre Bakur Kürtleri hâlâ Sovyet etkisinde ve parti üyeleri fantezi dünyasında yaşıyor. Yürüyüş ve sloganlarla her şeyi çözdüklerini sanıyor.

Yunanistan’dan Kanada’ya genel gözlem, Bakurlu Kürtlerin ileri derecede Türk gibi yaşadıkları yönünde. Diasporada olmalarına rağmen hayatlarını Türkçe sürdürüyorlar. Kürtçe bildikleri halde iletişimde Türkçeyi tercih edenlerin oranı azımsanmayacak derecede.

Bazı gözlemcilere göre konunun parti ve ideoloji dışında sadece Kürtlük olduğu tüm platformlarda Bakurlular yok derecesindeyken, Başûrlulardan Soran Kürtleri daha geri planda. Rojhelat ve Rojava Kürtleri ise her yerde Kürtlüğü canlı tutuyor.

En kalabalık Kürt nüfusu Bakur’da ve Bakurlu Kürtlerin büyük çoğunluğunu PKK domine ediyor. PKK isterse kolayca Bakurluların dilini tüm kurumlarda ve sosyal yaşamda Kürtçeleştirebilir. Kürt esnafın işletmelerine Kürtçe isimler vermesi sağlanabilir. Aynı şekilde Kürt kimliği parti kimliğinden üstün tutularak tüm Kürtlere karşı kucaklayıcı bir dil ve söylem geliştirilebilir.

Diaspora Kürtlere birlik, özgürlük, güvenlik ve ileri dünyayı tanıma imkanı sunuyor. Parça, parti, lehçe, alfabe, mezhep ve yöre gettoları Kürtleri bu imkanlardan yoksun bırakıyor.

Kürtler ülkede olamadıkları kadar diasporada kendi olarak sosyal ve siyasi yaşama katılım sağlayabilir. Kendi olmanın en yüksek değer olduğu dünyada, başkası olmak Kürtlerin kaderi olmamalı.

Diasporaya bir konfor alanı olarak bakmamak ve uzaktan gazel okumak gibi değerlendirmemek gerek. Kürtlerin ve Kürdistan’ın özgürleşmesinde ve kalkınmasında diaspora daima öncü bir role sahip olacaktır.

RUDAW

Kurdistan Haberleri

DUHOK - Kırsal bölgeye bombardıman: 2 sivil yaşamını yitirdi
ENKS Efrin Yerel Meclisi üyesi: Silahlı gruplar Efrin şehir merkezinden çekilecek
Almanya’da binlerce kişi aşırı sağı protesto etti
DSG Şam'ın teklifini reddetti
Hamaney iddiası: 'İran dini lideri çelik yelek giymek zorunda kaldı'