Orhan Kotan’ın eşi M. Bora anlatıyor:
Kürt sorunu ile ilgilenen, bağımsız bir Kürdistan kurma hayalleri, planları içinde olanlar hep haritalar çizer ve bu haritaların neye dayanarak çizildiği, ölçülüp biçildiği pek belli değildir.
Kafamızda bir Kürdistan haritası var ve içeriğine bakınca bir zamanlar kökleri kurutulmaya çalışılan Ermeniler var, süryaniler var, Ezidiler var ve Türkler var. O kadar birbirimizle iç içe olmuşuz ki çözülmez bir yumak halindeyiz.
Benim annem Maraş doğumlu Ermeni-Çerkez karması…Orhan’ın annesi Çorum’lu. Bir gün şöyle sohbet arasında aklımıza bir şey takıldı: eğer çok ciddi anlamda karar alınsa ve “hadi çizin sınırları, ayrılıyoruz!” dense, sınırı nasıl çizeceğiz?
Çizemedik, olmadı! Bütün bölge çözümü imkânsız bir yumak! Batıya gelip yerleşmiş olanları nereye koyacağımızı da bilemedik. Çünkü o insanlar geri dönmez! Yurt dışında Kürd, Kürdistan için kıyameti koparanların büyük bir çoğunluğu Antalya, Bodrum ve İzmir’de evlerini almışlar….Tatillerine gidiyorlar. Evlerine dönünce Kürdistan haritası çizmeye devam.
Uzun lafın kısası biz işin içinden çıkamadık. Orhan’ın daha sonra ortaya koymağa çalıştığı KÜRT KİMLİKLİ TÜRK VATANDAŞI tezi böylece oluştu. Ama şiddetli bir tepki gördü. Hainlikle suçlandı, davaya ihanetle suçlandı. Tehtitler aldı. Ama o ne dediğini biliyordu.
Söyleşinin temamı:
http://www.vengma.net/2017/07/05/4041/