Xwebûn gazetesinin tutuklu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş'ın iddianamesinde, Kürtçe gazete ve kitaplar, cezaevinden kendisine gönderilen mektuplar ve yaptığı röportajlar suç sayıldı.
Diyarbakır'da 15'i tutuklu 18 gazeteci hakkında 10 ay sonra hazırlanan 728 sayfadan oluşan iddianame, Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Gazeteciler, yaptıkları programlar, konuklarıyla yaptıkları görüşmeler, verdiği demeçler ve çalıştığı yapım şirketleri gerekçe gösterilerek, "örgüt üyesi olmakla" suçlanıyor. Tutuklu gazetecilerden Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş da "örgüt üyeliği" iddiasıyla ceza verilmek istenen gazetecilerden biri.
İddianamenin Ertaş'a dair bölümünde, yurt dışından yayın yapan Sterk TV ve Medya TV'nin serverlarından elde edilen yayın tartışmaları suçlama konusu yapıldı. Ertaş'ın meslektaşlarıyla birlikte yaptığı "Çavdêrî" adlı program suçlamalar arasında yer alıyor. Programda güncel gelişmelere dair sorulan sorular ve değerlendirmeler "örgüt propagandası" suçunu oluşturduğu iddia edildi.
BAYRAKTAR VE BİRDAL RÖPORTAJLARI
Mezopotamya Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, Ertaş'ın çeşitli tarihlerde yaptıkları röportajlar da iddianamede yer aldı. Ertaş'ın 2 Nisan 2021 tarihinde avukat Kazım Bayraktar ile PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve Kürt siyasetiyle ilgili röportaj, 7 Aralık 2020'de İHD Onursal Başkanı Akın Birdal ile yaptığı röportaj; 28 Eylül 2019'da TEV-DEM Yönetim Kurulu Üyesi Foza Yûsif'un demeçleri suç unsuru sayıldı.
Polis baskınında el konulan kitaplar da suç delili olarak gösterildi. Kitaplara dair toplatma kararı bulunduğu belirtilirken, özellikle Jineolojî ve Demokratik Modernite'ye dair değerlendirme dikkat çekti. Halen okurlarıyla buluşan söz konusu dergiler, kimi itirafçılar üzerinden kriminalize edilmeye çalışıldı.
KÜRTÇE GAZETELER
Yine ilk günlük Kürtçe gazete olan ve KHK ile kapatılan Azadiya Welat ile şu an haftalık yayın yapan tek Kürtçe gazete Xwebûn'un sayıları da suç sayıldı. Gazetelere dair, "örgütün propaganda faaliyetleri kapsamında çalışmalar yürüttüğü" değerlendirmesi yapıldı.
Özgür Gündem’deki göreviyle Türkiye’nin ilk kadın genel yayın yönetmeni unvanını alan Gurbetelli Ersöz ve Cizîr'de mahsur kaldıkları bodrum katlarında yakılarak öldürülen Azadiya Welat gazetesinin Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş'ın fotoğrafları da suça konu edildi.
İddianamedeki dikkat çekici başka bir ayrıntı ise, cezaevleri yönetimlerinin elinden geçtikten sonra dışarıya ulaşan mektupların suç sayılması oldu. B.A'nın Kayseri Kadın Cezaevi'nden; S.A.'nın ise Diyarbakır Cezaevi'nden gönderdiği mektuplar iddianamede yer aldı. Mektupları yazan kişilerin "örgüt üyeliği" ya da "örgüt propagandası" iddialarıyla kayıtlarının olduğunun belirtilmesi dikkat çekti.
GİZLİ TANIK
"CV23TY45UP78" adlı gizli tanığın tüm gazetecilere dair "program yapıyorlardı" yönündeki beyanları, gazeteci Ertaş ile ilgili olan bölümde de yer aldı.
İddianamenin "değerlendirme" kısmında, Ertaş'ın, "Sterk TV ve Medyahaber TV'den gönderilen talimatları uygulamak, farklı uygulamalar üzerinden yurt dışı merkezleriyle ayda bir toplantılar yapmak, dijital materyallerinde örgütsel resim, video ve kayıtlar bulundurmak, örgüte müzahir yayın organlarına demeç vermek şeklindeki eylemleriyle terör örgütü ile organik bağa sahip olduğu, örgütün hiyerarşisine dahil olduğu, örgütün amacı doğrultusunda bilerek ve isteyerek hareket ettiği" iddiaları yer aldı.
DUVAR