Meseleyi dar düşünüp, mutlaklaştırmamak lazımdır. Geçici olarak talepler yer değiştirip sıralamalar da değişebilir. Ama temel mesele yerinde durur, sadece o anki öncelikler değişir.
Hitler Avrupa’yı işgal ettikten sonra, Sovyetler’in hudutlarına giriyor. Bunu gören ABD ve Diğer Avrupa ülkeleri, sıranın kendilerine geleceğini düşünerek, Sovyetler’le ittifakı seçtiler. Sovyetler de bunu kabul ediyor. Geçici olarak iş birliği yapmasak tüm Sovyetler ve kazanımlarımız gidecek“ deniliyor. Bu iş birliği neticesinde iki taraf da kazanıyor ve kaybeden Hitler Faşizmi oluyor.
Hiç bir şeyi mutlaklaştırmayalım, her doğru görecelidir. Bazen kısa vadeli çıkarları uzun vadeli çıkarlara feda etmesini, onun yolunu açabilecek yol ve yöntemleri de seçebilmeliyiz. Örgüt ve şahıs çıkarları, ülkenin çıkarlarının üstünde tutulmamalıdır. ”Kuranın ayetleri“ gibi dondurmamalıyız.
Örneğin: Kürdistan dört parçaya bölünüp işgal edilmiştir. Bunu her Kürd bilir ve bu dört parçasında özgürleşip, birleşmesini canı gönülden ister. Bu böyle doğrudur diye, dört parçayı savunmayanlara söz söyleyip eleştirebilir miyiz? Demek ki somut şartların,somut tahlilinden yola çıkılmalıdır. Doğruyu söylemek ve güçlü olmak her zaman yetmeyebiliyor! Bu noktada illa dört parça hedeflenmeli deyip strateji bu olmalıdır demek ne kadar doğru olur? Fakat dört ülkenin devlet koşullarını ve Kürdlerin örgütlülük durumunun aynı olmadığı iyi bilinmelidir. Birbirine kardeşçe bakıp, iç işlerine müdahale etmeden ve zarar vermeden dayanışma içinde olabileceklerini de bilmelidirler.
Ortadoğu’ya yeni şekil verip yeniden sınırları oluşturmak isteyen, büyük devletlerin politika ve tutumlarını da görebilmeliyiz. Irak Kürdistanı bağımsızlık yolunda adım atarken, ABD’ nin silahları ve göz yummasıyla Kürdlerin düşmanları “özgürleştirilmiş Kürdistan topraklarını“ nasıl işgal ettiğini gördük. Afrini de gördük. Şimdi de Kürdler tekrar ABD ile ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyorlar. ABD’nin Ortadoğuda bir hesap ve projesi vardır! Biz bunları görmek zorundayız. Adamlar bize uymaz, biz hesabımızı doğru yapıp onların hesabını da yapabilmeliyiz.
Elbette Orta Doğuda Kürd ve Kürdistan sorunu çözülmeden, Ortadoğu barış ve huzura kavuşmaz! ABD ve büyük ülkeler de Kürdlere mecburdurlar! Bu denklemi doğru okuyup, iyi hesabımızı yapmak durumundayız.
Bu bakış ,Türkiye Kürdleri için de geçerlidir. OHAL’ın insanların başında kılıç gibi durup, Türkiyenin nerede Kürd ve Kürd oluşumu varsa, onu yok etmek için davranıyorsa, milletvekillerin cezaevlerine tıkandığı ve seçilmiş belediyelerin kavimlere atandığı bir ülkede, biraz aklı selim davranıp, demokratik ve barışçıl yollardan, tıkanan yolları açmaya çalışmak daha mantıklı gelmiyor mu? O nedenle olayı geniş çerçevede ve bileşenleriyle ele almak zorundayız!
Her şey Kürd ve Kürdistanın geleceğine feda edilebilmelidir, diye düşünüyorum! PKK’nin ve HDP’nin ne olduğunu ve ne yaptığını herkes görüyor. Fotoğrafın tümünü görmek lazımdır. Bu ittifak geçici olup sadece seçimler için geçerlidir. (Seçimden sonra da devam edileceği öngörülüyor). Kürdlerdeki bu ittifakı yapan beş oluşumun, birlik yolunda gideceklerini umuyorum. Asgari olarak ülke, millet ve ana dili kabul edenler geniş bir yelpazede birlikte hareket edebilmelidirler. Bu bir başlangıç olmalıdır. Kürdlerin birlik arzusunun ilk adımıdır, gittikçe gelişip Kürdleri temsil eden bir seçenek olur inancındayım.