FAİK BULUT
Lozan Antlaşması'nın 100. yıldönümü, Türkiye'de ve Türklerin yoğunlukla yaşadıkları yabancı ülkelerde coşkuyla anılıp kutlandı.
Geleneksel Türk-İslamcılar ve Kemalist çevrelerce kabul gören ortak anlayış şudur:
Lozan, Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası tapu senedidir.
Diplomatik konulara vakıf deneyimli gazeteci Sedat Ergin'e göre:
Lozan Antlaşması, geride bıraktığımız yüz yıl boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını ve uluslararası alanda uzun soluklu, kalıcı bir barış dönemini sürdürebilmesinin en temel güvencelerinden biri olmuştur. 1
Nitekim CHP'li belediyelerce İzmir, İstanbul gibi büyük şehirlerde bu yıl düzenlenen anma törenleri ve konferanslarda dile getirilen görüşler de AKP'li belediyelerinkinden pek farklı değildi. Kenan Evren dönemindeki törenlerin resmi söylemlerini andırıyordu.
Duyurulardan biri şöyleydi: Şişli Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş belgesi niteliğindeki Lozan Barış Antlaşması'nın 100. yıldönümü onuruna gerçekleştirilen açılışla "100. Yılında Lozan Antlaşması: Sonsuz Barış" adlı sergiyi İstanbullularla buluşturdu.
Ankara Politikalar Merkezi ve İnönü Vakfı'nın desteğiyle Yapı Kredi Bomontiada'daki "Barış Yüzyılı" konulu panele; Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Ankara Politikalar Merkezi temsilcisi emekli Büyükelçi Mustafa Oğuz Demiralp, İsviçre'nin Ankara Büyükelçisi Jean Daniel Ruch ve İsmet İnönü'nün 4. kuşak torunu gazeteci Zeynep Bilgehan konuşmacı olarak katıldı. 2
Şişli Belediyesince düzenlenen panelde Prof. Dr. İlber Ortaylı da konuştu
Kemalistler ile İslami kesimlerin ayrıştıkları nokta ise bu antlaşmanın "Zafer mi yoksa hezimet mi?" olduğuydu.
Nitekim Türk-İslam sentezini benimseyenlerin önemli bir kısmı "Halifeliğin kaldırılması ve ümmetçi bir politikadan vazgeçilmesi" anlamında Lozan'ı "zafer değil, hezimet" olarak görmektedir.
Geçmişe dönersek: Birinci Dünya Savaşı münasebetiyle ilan edilen Büyük Cihat yahut Cihadı Ekber fetvası, fiiliyatta Sultan II. Abdülhamit'in pan-İslamcı siyasetinin devamı niteliğindeydi.
Şöyle ki:
• 3 Kasım 1914 tarihli İkdam gazetesi, "Gaza-yı Ekber-Silâh Başına" başlıklı haberiyle İslâm düşmanlarına karşı cihat çağrısında bulunur.
11 Kasım'da kesin şekilde kararlaştırılan cihada ilişkin ilk olarak Halife-Sultan Mehmet Reşat tarafından orduya hitaben bir beyanname gönderilir.
Bu beyannamede dünyadaki 300 milyon Müslüman'ın kaderinin Osmanlı Devleti'nin selametine bağlı olduğu bildirilmekte ve savaş istikametinde askere cesaret aşılayıcı bir söylem benimsenmektedir.
13 Kasım'da Hırka-i Şerif odasında Sultan M. Reşat'a cihat ilân etme yetkisi veren fetva okunur.
14 Kasım'da, Emini Ürgüplü Ali Haydar Efendi tarafından İstanbul Fatih Camii'nde bu kez kamuoyuna duyurulan söz konusu fetva ile beraber Osmanlı Devleti'nin "Mukaddes Savaş"a çağrısı resmîleşir. 3
Fatih Camisinde İlan Edilen Cihad-ı Ekber (Büyük Cihat)
Dünya Savaşı'ndan mağlup çıkan ve genelde Müslüman ve gayrimüslim halkların yaşadıkları Anadolu, Mezopotamya ve Ortadoğu topraklarını kaybeden İttihatçı kadroların bakiyesi sayılan Kemalistler ise daha gerçekçi davranarak Lozan görüşmeleri sürecinde ümmetçi toplumun simgesi sayılan saltanatı (1922) ve halifeliği (Mart 1924) kaldırdılar.
Bu yüzden de Osmanlıcı-İslamcı çevreler Lozan'ı "hezimet" olarak görmeye başladılar. Bir kısmı hâlâ aynı görüşte olup "Laikliğin kaldırılıp halifeliğin benimsenmesi" yoluyla yeni bir ümmetçiliğin ikame edilmesinden yana fikir beyan etmekteler.
Ortadoğu Araştırmaları Dergisi'nin üçüncü sayısında Lozan değerlendirmesi yapılmıştır, Temmuz 1997
Gazeteci Turan Kışlakçı gibi orta yolcular da var. Nitekim Kışlakçı, Katar sermayesiyle yayınına devam eden Londra merkezli El Quds El Arabi gazetesinde Arapça yayınlanan 26 Temmuz 2023 tarihli makalesinde bir yandan Lozan Antlaşması'nın "Türkiye Cumhuriyeti'nin temel güvencesi olduğuna" işaret ederken diğer yandan bu antlaşmayı "günümüzde ortaya çıkan birçok müşkülatın ve sorunun kaynağı" olarak görüyor.
Ona göre: "Lozan'ın üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen ayrıntıları hâlâ açıklık kazanmamıştır. Dolayısıyla kimileri Lozan için 'zafer' derken, Kadir Mısırlıoğlu (İslamcı, Osmanlıcı ve halifeci görüşleriyle bilinen tanınan tartışmalı isim-FB) nezdinde ise bahsedilen Antlaşma bir 'hezimet'tir… Dolayısıyla: Görünen o ki, Lozan'ın hâlâ geçerli olup olmadığına dair sorular henüz bitmemiştir."
Lozan'ı sorgulayan yeni bir kitap, Ekim 2022
Kemalist görüşü benimseyenlerden birkaç aydının görüşleri ise şöyledir:
- Prof. Dr. Hakkı Keskin: "Türkiye'de özellikle tarikatların ve onlara sempatiye bakanların, 100. yılını kutladığımız Lozan Antlaşması'na ve laik Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı haince bir propagandayı sürdürmekte olduklarını günümüzde de görmekteyiz. Taliban yanlısı bir düzen isteyen bu kesimlere karşı demokratik, laik bir hukuk devletini savunanların mücadelesi kararlılıkla sürecektir." 4
- Soner Yalçın: "Hitler ve Naziler, Atatürk hayranıydı. Nazi ideolojisi ve stratejisi ile Türk bağımsızlık hareketiyle ilgili mukayeseli tarih çalışması yapan Stefan Ihrig, 'Naziler ve Atatürk' kitabında bu hayranlığı ayrıntılarıyla yazdı. Sadece Atatürk'ün, dayatılan emperyalist antlaşmaları yırtıp atıp, ulusal kurtuluş savaşı verip, yenilgi küllerinden yeni devlet kurmasını, Naziler yayın organlarında detaylarıyla neredeyse gün be gün ilan etti. Bağımsızlığı inşa etmek için Atatürk'ü rol model aldılar: "Biz neden Türkler gibi Versailles'i yırtıp atmıyoruz?" dediler. 5
- Sinan Meydan: "Lozan'la, her şeyden önce Osmanlı Devleti'nin yüzlerce yıllık kapitülasyon bağımlılığına son verdik. Bu sayede tam bağımsız, eşit, egemen, üniter ve laik yeni bir devlet kurabildik." 6
- Ataol Behramoğlu: "Lozan Barış Antlaşması bir gerçekçilik başarısıdır. Bir kurtlar sofrasında, bu kurt sürüsünün kendi aralarındaki çıkar çatışmalarından da akıllıca yararlanarak yeni Türkiye'nin bağımsız, özgür bir devlet olarak varlığını uluslararası hukukun güvencesine aldılar." 7
Lozan karşıtı bir gösteri için duyuru afişi
Bu arada belirtelim: Şair ve Yazar Ataol Behramoğlu'nun kaleme aldığı tiyatro oyunu "Lozan"; 1993'te Metin Belgin yönetiminde, Timur Selçuk'un beste ve şarkılarıyla Antalya Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenmiş, İstanbul turnesinde de başarıyla oynanmıştı.
Yazara göre, günümüzde de gösterilmekte olan oyunun ana omurgasını "antiemperyalizm" oluşturmaktadır.
Türkiye egemen sınıflarının resmi tutumu ise genel hatlarıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şu sözlerinden anlaşılabilir:
Lozan Antlaşması'yla elde ettiğimiz hakları kararlılıkla savunurken, yeni hamlelerle ülkemizin kazanımlarını tahkim edeceğiz. Lozan Barış Antlaşması'nın 100'üncü yıl dönümünde, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal'i, silah arkadaşlarını, istiklal ve istikbalimiz uğrunda hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum. Gazilikle müşerref olan kahramanları hürmetle anıyor, Rabbim Türkiye'yi ilelebet payidar eylesin diyorum. 8
Lozan hakkında yeni kitap, Haziran 2023
Aynı Erdoğan, Yunanistan ile Türkiye arasında yaşanan adalar ve azınlıklar meselesinde Lozan Antlaşması'nın bazı maddelerinin Türkiye lehine olacak tarzda güncellenmesi gerektiğini de söyledi.
Ancak görüştüğü mevkidaşı Yunan Prokopis Pavlopulos, söz konusu antlaşmayı "gözden geçirme veya değiştirme önerisini" reddetti. 9
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve mevkidaşı Prokopis Pavlopulos, 7 Aralık 2017
Lozan'da muhatap alınmayan ve bu antlaşmanın çok boyutlu trajik sonuçlarına sürekli maruz kalan Kürtlere gelince, onlar 100. yıl münasebetiyle Türkiye ve dünya kamuoyunun dikkatini çekmek üzere bireysel veya örgütsel düzeyde birçok ülkede etkinlikler düzenlediler.
Bazı somut örneklerini sıralayalım:
- 1 Temmuz'da ABD'de yaşayan Amerikan-Kürt Bilgi Ağı'nın (American Kurdish Information Network) Sözcüsü, siyasi aktivist ve yazar Kani Xulam, Lozan Antlaşmasının 100'üncü yılı vesilesiyle Washington'dan New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'ne "Özgürlük ve Zafer Yürüyüşü" başlattı. 530 km uzunluğundaki yürüyüşe, belli aralıklarla yaklaşık 20 kişi eşlik etti. Amerikalı aktiviste, Kürt dostu ve diasporada yaşayan Kürtler de destek verdi. 10
Kürt aktivist Kani Xulam, Beyaz Saray önünden New York'a yürüyüş başlattı
- 8 Temmuz'da HAK-PAR, PAK, PSK ve TDK-TEVGER öncülüğünde "Lozan Antlaşması'nın 100. Yılında Kürdistan'ın Geleceği Konferansı" düzenlendi. Moderatörlüğünü Seîd Veroj'un yaptığı oturumda sosyolog yazar İsmail Beşikçi, tarihçi Mehmet Bayrak ve Ekrem Önen, Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Kürdoloji Bölüm Başkanı Dr. Kirill Vertyayev ile zoom üzerinden siyaset felsefesi uzmanı Hasan Yıldız ve Sofya Üniversitesinden öğretim görevlisi Prof. Yaşar Abduselamoğlu konuştular. 11
- 10 Temmuz'da Paris Kürt Enstitüsü öncülüğünde hazırlanan "Lozan 1923'ten Lozan 2023'e" başlıklı konferans İsviçre'nin Lozan şehrinde gerçekleştirildi. Lozan Belediye Başkanı Grégoire Junod ile İsmet Şerif Vanli Mirası isimli kuruluşun yöneticisi İhsan Kurt açılış konuşmaları yaptılar.
Paris Kürt Enstitüsü tarafından düzenlenen Lozan Konferansı duyurusu
- Diğer konuşmacılar şunlardı: Enstitü Başkanı Kendal Nezan, Derya Bayır, Prof. Dr. Hamit Bozarslan, (İsviçre-Zürih, ABD-Michigan, Avustralya New Castle, İstanbul Bilgi gibi üniversitelerde Osmanlı ve Türkiye tarihi üzerinde dersler veren ve Lozan hakkında eleştirel bir kitap yazmış olan) Prof. Hans-Lukas Kieser, (ABD-Oberlin College öğretim üyesi) Prof. Leonard V. Smith, (Sorbonne Üniversitesi öğretim üyesi) Emeritus Prof. Raymond Kevorkian, (Fransa-Lyon Katolik Üniversitesi öğretim üyesi) Prof. Joseph Yacoub, (İsviçre-Neuchâtel Üniversitesinden) Jordi Tejel Gorgas, (Ulster Üniversitesinden Kürt akademisyen) Şerko Kirmanc, Prof. Dr. Baskın Oran ile Prof. Mesut Yeğen.
- Kürt Diaspora Konfederasyonu (DİAKURD) avukatları Hişyar Özalp ve Rıdvan Dalmış, "Lozan Antlaşması'nın iptali ve Kürt halkının self-determinasyon hakkının uygulanması" talebi ile Danıştay'a başvuruda bulundu. Konuya ilişkin açıklama yapan avukatlar, iç hukuk yollarından bir sonuç alınamadığı takdirde konuyu BM İnsan Hakları Komitesi'ne götüreceklerini bildirdi. 12
DİAKURD avukatları, Lozan Antlaşması konusunda Danıştay'a başvurdular
- Mardinli Kürt aktivist Lokman Kodak, Kürtlerin bir statü sahibi olmasını engelleyen Lozan Antlaşması'nın 100'üncü yılını protesto amacıyla 14 Temmuz'da İsviçre'nin başkenti Bern'den Cenevre'ye bir yürüyüş başlattı. 13
- İsviçre'deki Kürt Diaspora Merkezi, bağlı bulunduğu Kurdistan Diaspora Confederation ile 27-28 Mayıs tarihleri arasında Lozan Antlaşması'nın 100. Yılını değerlendiren bir konferans düzenledi. KDP lideri Mesut Barzani konferansa ilettiği mesajında şunları dile getirdi:
"Kürt kültürünün mensupları diğer etnik ve ulusal gruplarınkiyle barış içinde bir arada yaşamaktadır. Baskıcı rejimler, kusurlu politikalar ve diktatörlükler, Kürt halkının karşılaştığı esas tehlikedir. Burada önemli olan Lozan Antlaşması'nın negatif (olumsuz) sonuçlarını düzeltmek ve yapılan hataların sadece Kürtlere mal edilmesinin doğru olmadığını kabullenmektir.
Bu hata ve kusurların düzeltilmesi hususu; bölge ülkeleri ile küresel denklemde söz sahibi olan ülkelerin, hükümet dışı sivil toplum örgütleri, akademik ve sosyal enstitüler, aktivistler ve ünlü muteber şahsiyetlerin hep birlikte meselenin barışçıl ve demokratik bir çerçevede çözülmesine katkıda bulunmasına bağlıdır.
Kürt Diasporası, davasını savunmak suretiyle Kürt halkının haklarının kabul edilmesinde etkili ülkeler nezdinde önemli bir rol oynayabilir." 14
- Almanya'da yaşayan Kürt yazar İbrahim Sediyani, "Media Corsica" isimli Korsika dergisi için kaleme aldığı "100e Anniversaire du Traité de Lausanne: La France et l'Angleterre Peuvent-Elles Laver Leurs Péchés au Kurdistan?" isimli Fransızca makalesinde, 100 yıl önceki Lozan Antlaşması'nın baş mimarlarından biri olan Fransa ile İngiltere'yi "Kürt ulusuna ve Kürdistan'a karşı işlediği bu günahı temizlemeye" çağırdı. 15
- Almanya'nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin Oberhausen kentinde, Barzani yönetimindeki Irak KDP partisine yakınlığıyla bilinen Lozan Antlaşması Komitesi ve Kürdistan Gençlik Ağı, 18 Temmuz'da bir basın açıklaması düzenledi. Rûdaw TV kanalına konuşan Lozan Antlaşması Komitesi Hurşit Aleyvi, 21 Temmuz'da Cenevre İnsan Hakları Komitesi binası önünde Lozan Antlaşmasını protesto edeceklerini, 22 Temmuz'da ise BM binası önünde bir miting düzenleyeceklerini söyledi.
- Lozan ve Cenevre şehrinde iki ayrı miting/yürüyüş düzenleyen İsviçre merkezli Kürt oluşumlarının bu etkinliğine, Avrupa'nın çeşitli şehirlerinden yaklaşık 15 bin kişi katıldı. Bunlar arasında Kürtler, dostları, aydınlar, siyasetçi, diplomat ve siyasi partiler de vardı. Ayrıca Kürtlerin yaşadıkları dört parçadan siyasi parti temsilcileri, aydın, siyasetçi ve yabancı diplomatların katılımıyla "Lozan Antlaşması'nın 100. Yıldönümünde Kürdistan Halkının Tutumu" konulu bir konferans düzenlendi.
- Lozan Belediyesi, Lozan Antlaşması'nın imzalandığı salonda konferans düzenlemek isteyen Kürtlere izin vermedi. Kürtler konferansın yapıldığı tarihi salonu talep ederken aynı zamanda Türkiye'nin de salonda etkinlik talebinde bulunması üzerine belediye, "İki taraf da talep etti. Bu nedenle hiçbir tarafa salonu vermeyeceğiz" dedi. 16
Lozan hakkında yeni kitap, Nisan 2023
- 22 Temmuz'da Belçika merkezli KNK tarafından aynı münasebetle Lozan şehrinde düzenlenen geniş kapsamlı forum tarzındaki toplantıya farklı ülkelerden katılan yaklaşık 50 kurum ve kuruluş ile 600 kişi görüş belirtti.
- 24 Temmuz pazartesi günü Diyarbakır Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nde bir araya gelen Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Kürdistan Komünist Partisi (KKP), İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA), Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (PDK), Hereketa Azadi, Devrimci Demokratik Kürt Derneği (DDKD), Şeyh Said Derneği ve Kürt Kadınlar Birliği Platformu üyeleri, Lozan Antlaşması'nın 100'üncü yılı münasebetiyle ortak bir açıklama yaptılar. 17
- 30 Temmuz'da İstanbul merkezli Halkların Demokratik Kongresi (HDK), "Yüzüncü Yılında Lozan: Muhasebe ve İmkân" başlıklı dar kapsamlı bir konferans düzenlendi. Her kişi, kesim ve platformun Lozan'a ilişkin görüşleri farklı olmakla birlikte ortak noktaları şu şekilde özetlenebilir:
Lozan Antlaşması Türkiye ve bölgedeki halkların doğal ve temel haklarını yok saymıştır. Tanınan azınlık haklarını bile uygulamamış; tersine, Lozan'da kabul edilen görevlerini ya ihmal yahut bilinçli biçimde hasıraltı etmiştir. Tek millet anlayışıyla inkâr ve asimilasyon politikalarını hayata geçirmiştir. Lozan'ın başlıca muhataplarından sayılan Kürtlerin itirazlarını şiddetle bastırıp kitlesel kırımlara yol açan askeri yöntemler kullanmıştır. Bu ve birçok nedenle biz, söz konusu antlaşmayı tanımıyoruz.
Lozan'ı eleştiren yeni kitap, 2023
Soru şudur: Peki, dünyanın hemen her yerindeki Kürtler neden kitlesel biçimde bu yıl ayağa kalkıp Lozan karşıtı çeşitli (siyasal, kültürel, akademik, toplumsal) etkinlikler düzenleyip siyasi kampanyalar başlattılar?
Lozan savunucuları ve resmi çevreler, bu soruyu "dış mihrakların oyunu, ülkeyi bölmeye yönelik batılı ülkelerin gizli-açık faaliyetleri, Lozan yerine Sevr Antlaşması'nı ikame etme çabaları" şeklinde yanıtlayabilirler.
Oysa olup biteni anlamak için meseleyi değişik açılardan ele almakta yarar var.
Şöyle ki:
Lozan Antlaşması'nın imzalandığı 24 Temmuz 1923 tarihinin üzerinden yüz yıl geçti. O sırada hakları elinden alınan etnik ve inançsal topluluklar Lozan'ın muhtevasına itiraz etmekle birlikte bilinç, siyaset, diplomasi, sosyal ve örgütsel düzlemde yeterli değillerdi.
Var olan bireysel ve kolektif itirazlar ise iktidarın "böl ve yönet" veya "havuç ve sopa" (Kürtlere verilecek haklar konusundaki samimi olmayan vaatler gibi) politikaları neticesinde başarısızlığa uğratıldılar.
Oysa mevcut haliyle Kürtler, bilhassa siyasal, toplumsal ve kültürel amaçlı Kürt oluşumları 100 yıllık süreçte babadan oğula aktarılan acı-tatlı tecrübelerin ışığında belli bir bilince kavuştular.
Söz gelimi Lozan öncesi ve sonrasındaki Kürtler, bilimsel tanımıyla henüz ulus niteliğini kazanmamışlardı; "milliyet" diye tanımlanabilecek çok parçalı aşiret toplulukları halindeydiler. Dolayısıyla sınırlı sayıdaki aydın zümreler sayılmazsa Kürtler ulusal bilinçten yoksundular.
Kısacası Kürtler Lozan ve öncesinde "Kendine Kürt" iken, günümüzde "Kendisi için Kürt" olmaya başladılar.
Nitekim günümüzün siyaset ve akademik çevreleri, "Kürtlerin kitlesel bir ulus bilinci taşıdıklarını ve bu temelde örgütlendiklerini" söylemekte ve bu konuda araştırma yapıp kitaplar yayınlamaktalar.
Diyarbakır'daki parti ve oluşumların 24 Temmuz tarihli basın açıklamasında geçen ibareler, bu tespitimize kanıt olarak gösterilebilir.
Kürt halkı önümüzdeki yüzyılı başta, Türk, Fars, Arap halkları olmak üzere bölge halklarıyla her alanda eşitlik hukuku temelinde birlikte yaşamak istiyor. Ret ve inkâr sürdürülerek değil; ülkesiyle, ulusal kimliğiyle tanınarak ve eşit siyasi, coğrafik statüye dayalı zeminde birlikte yaşama koşullarının yaratılması için mücadele veriyorlar. 18
Bilhassa Avrupa'daki yabancı aydın, akademisyen ve araştırmacılar, son yıllarda Lozan Antlaşması'nın muhtevası ile amaçlarını sorgulayan ve taraf olarak onu imzalayan batılı devletlerin tutumlarını eleştiren pek çok kitap yayımladılar.
Bakabildiğim görece eski iki yayından biri, W. G. Elphinston imzalı The Kurdish Question (Kürt Meselesi) adıyla 1946 yılında basılmış kitaptır.
Bir diğeri, Middle Eastern Studies isimli İngilizce gazetenin Temmuz 1997 tarihli üçüncü nüshasında Othman Ali imzasıyla The Kurds and the Lausanne Peace Negotiations: 1922-1923 (Kürtler ve Lozan Barış Görüşmeleri) başlıklı makaledir.
Kurdish Diaspora Center'in etkinlik duyurusu
Yakın zamanda yeni çıkan dört kitabın adını ve yazarlarını da verelim:
- Jay Winter, The Day the Great War Ended 24 July 1923: The Civilization of War. (Oxford Scholarship, Ekim 2022)
- Jonathan Conlin ve Ozan Ozavci editörlüğünde hazırlanan They All Made Peace-What is Peace? The 1923 Lausanne Treaty and The New Imperial Order isimli kitap. (Ginko-2023)
- Hans-Lukas Kieser, When Democracy Died: The Middle East Enduring Peace of Lausanne. (Cambridge University Press, April 2023)
- Michelle Tusan (University of Nevada Las Vegas), The Last Treaty: Lausanne and the End of the First World War in the Middle East. (Cambridge University Press, Haziran 2023)
İrdeleyici ve sorgulayıcı bu dört kitabın üstünde durduğu noktalar şöyle özetlenebilir:
- Antlaşma, zorunlu bir nüfus değişimi sözleşmesi içeriyordu. Bu ölçüye göre Türkiye'de Yunan Ortodoks vatandaşları, Konstantinopolis'te yaşayan kişiler hariç, o eyalette vatandaşlık ve ikamet haklarını kaybetti. Batı Trakya sakinleri dışında Yunanistan'daki Müslüman vatandaşlar da öyle.
- Yaklaşık iki milyon kişilik değişim (mübadele veya tehcir), Yunan-Türk savaşından doğan muazzam mülteci sorununa çözüm sayıldı.
- Lozan'da aynı zamanda uluslararası hukuka dil, tarih veya etnik kökenle değil, sadece din tarafından tanımlanan bir vatandaşlık tanımı da getirildi. Bu, etnik temizliğin ardından yüzyılın ilerleyen dönemlerinde ve sonrasında tekrar tekrar izlenen bir emsal haline geldi.
- Küçük Asya ve bölgedeki Kürtler, İranlılar, Araplar ve Ermeniler Lozan'a karşı çıktılar. Çünkü bu antlaşma sayesinde bölgedeki etnik ve dini azınlıklar ile küçük toplulukların kendi geleceklerini belirleme ve güvencede olma hakları ellerinden alındı…
- Dolayısıyla çatışmanın uzun süren doğası ve devam eden insani kriz, ardından yakalanan sivil nüfus için yıkıcı olduğunu kanıtladı ve Avrupa liderliğindeki bir emperyal düzen ve insani müdahale hakkındaki eski kesinlikleri giderek daha fazla sorguladı… Sonuçları ise, savaş sonrası dünyayı dönüştürecek…
Suriyeli Kürtler hakkında birkaç kitabı olan Avusturyalı siyaset bilimci ve kültürel antropolog Prof. Dr. Thomas Schmidinger de aynı bağlamda faaliyet gösterenlerden biridir.
Kendisi Avusturya Kürt Çalışmaları Birliği genel sekreteri ve "Kurdische Studien ve Kurdish Studies" dergileri yayın kurulu üyesidir.
Avusturyalı Prof. Thomas Schmidinger, Haseke'deki Lozan Konferansı'nda
Lozan'ın yüzüncü yılı münasebetiyle Haseke şehrinde Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından 7-8 Temmuz'da düzenlenen konferansta konuşan Schmidinger'in, antlaşma hakkındaki değerlendirmeleri kısaca şöyledir:
- "Lozan, bölgenin (Ortadoğu'nun) siyasi bölünmüşlüğünü tahkim etmiştir. Bu Antlaşma sonucunda Türkiye, Suriye ve Irak ve hatta İran gibi dört devlet ortaya çıkmıştır.
- Söz konusu devletlerin hepsi de sınırları içinde bulunan etnik ve inançsal azınlıkların yapısını tanımak yerine ulus-devlet (tek millet-tek devlet) anlayışı gereği, bunları bastırmış; imha ve asimile etme yoluna gitmiştir.
- Osmanlının geleneksel çoğulcu etnik ve inançsal yapısının mirasını devralan Mustafa Kemal, Lozan'daki Musul meselesinde elini güçlendirmek maksadıyla Kürtleri seferber etmiştir.
- Antlaşma imzalanıp Türkiye bağımsız bir devlet olduktan sonra, Türk hükümeti ülkedeki kültürel çoğulculuğu kabul etmeyerek ulus-devlet politikalarıyla bu çoğulculuğu ortadan kaldırma politikası gütmüştür."
Doğrudan bağlantılı olmamakla birlikte yukarıdaki faaliyetlerin akademik türevi sayılan "The Lausanne Project" isimli sitede 100 yıldan bu yana Lozan Antlaşması'nın perde arkası, şimdiye kadar açılmamış dosyalarla bilgi ve belgeler ele alınarak tartışılıp kamuoyuyla paylaşılıyor.
Paris'te akademik dersler veren ünlü Kürt sosyolog Prof. Dr. Hamid Bozarslan ile yerli yabancı 36 kadar meslektaşının kolektif çabaları sayesinde Lozan Barış Konferansı'ndaki gelişmeleri günbegün öğrenmek mümkün. Birçok dilde yayın yapan ilgili site, maksadını şöyle açıklıyor:
Programlarımız, araştırmacılara iki dünya savaşı arası dönemde Orta Doğu ve dünyanın geri kalanı arasındaki ilişkilere dair yaptıkları çalışmaları paylaşabilmeleri ve Lozan'ın mirasını derinlemesine inceleyebilmeleri için bir tartışma ortamı sunuyor.
Daha önce de (25-26 Haziran 2020) University of Southampton ile Utrecht University isimli iki akademik kurumun girişimiyle Paris'te düzenlenen atölye çalışmasına dünyanın farklı bölgelerinden katılan yaklaşık 30 akademisyen ve konu uzmanı Lozan Antlaşması'nı enine boyuna ele alıp tartışmışlardı.
Devam edecek…
Kaynakça:
1. https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/lozan-antlasmasinin-100-yildonumundeki-gonul-borcumuz-42301513, 22 Temmuz 2023.
2. https://www.dunya.com/kultur-sanat/dunya-barisini-saglayan-lozanin-100-yildonumu-haberi-699803, 29 Temmuz 2023.
3. Dr. Hasan Hasan Ulucutsoy, "Birinci Dünya Savaşı'nda Donanma Mecmuasının Cihat İlanı Özel Sayısı", 2018.
4. Cumhuriyet, 26 Temmuz 2023.
5. https://www.odatv4.com/yazarlar/soner-yalcin/yuz-yillik-mesnetsiz-tartisma-hedef-hep-ayni-ataturk-78710927, 25 Temmuz 2023.
6. https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/sinan-meydan/bagimli-duzeni-yikan-antlasma-lozan-2102538, Cumhuriyet, 26 Temmuz 2023.
7. Cumhuriyet, 26 Temmuz 2023.
8. https://www.ntv.com.tr/turkiye/cumhurbaskani-erdogandan-lozan-mesaji, CLs72rIwuE-EitvE0pWKZQ, 24 Temmuz 2023.
9. https://www.voaturkce.com/a/erdoganin-atina-ziyaretine-lozan-tartismasi-damga-vurdu/4153562.html, 7 Aralık 2023.
10. https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/010720234, 1 Temmuz 2023.
11. Rûdaw TV sitesi, 8 Temmuz 2023.
12. https://www.rudaw.net/turkish/middleeast/turkey/1307202313,13 Temmuz 2023.
13. https://www.rudaw.net/turkish/world/140720234, 14 Temmuz 2023.
14. https://www.kurdistan24.net/en/story/31531-Kurds-hold-conference-on-100th-anniversary-of-Lausanne-treaty.
15. https://www.rudaw.net/turkish/world/170720235, 17 Temmuz 2023.
16. https://www.rudaw.net/turkish/world/220720232, 22 Temmuz 2023.
17. https://www.voaturkce.com/a/kurt-partilerden-lozan-cagrisi-kurtler-den-ozur-dileyin/7193874.html.
18. Amerika'nın Sesi (VOA) Türkçe sitesi.
Kaynak: Independent Türkçe