DSG Komutanı Mazlum Kobane, Trump dönemi politikaları nedeniyle başta Kürtler olmak üzere bölge halkının ağır bedeller ödediğini söyledi.
Amerika’nın Sesi Radyosu’nun Kürtçe yayınına katılan Suriye Demokratik Güçleri (DSG) Komutanı Mazlum Kobane, Mutlu Çiviroğlu’nun sorularını yanıtladı. Başta Türkiye olmak üzere tüm komşularla sorunları diyalog içinde çözmek istediklerini belirten Kobane, Trump dönemi politikaları nedeniyle başta Kürtler olmak üzere bölge halkının ağır bedeller ödediğini söyledi.
Amerikan ordusu ile bölge halkı arasındaki güveni yeniden inşaya çabaladıklarını anlatan Kobane, Afrin halkının evlerine dönmesi için yeni Amerikan yönetiminden destek beklediklerini da açıkladı. Kobane’ye yöneltilen sorular ve cevapları şöyle:
Bildiğiniz üzere Amerika’da yeni bir yönetim iktidara geldi ve dünya devletleri uluslararası siyasetlerini o yönetime göre yeniden şekillendiriyorlar. Yeni yönetime dair düşüncelerinizi ve özellikle de Amerika öncülüğünde IŞİD’e karşı kurulan koalisyonla ilişkilerinizi soracağım. Fakat başta Derezor’da IŞİD’e karşı başlattığınız operasyonu sormak istiyorum. Suriye’nin kuzeydoğusunda, Rojava’da son durum nedir?
Bildiğiniz üzere IŞİD tamamen bitmiş değil ve saldırılara devam ediyor. Son saldırılarda sivil çalışanlarımızı hedef aldılar, iki kadın liderimiz de şehit edildi. Tehlike devam ettiğinden IŞİD’e karşı büyük bir operasyon başlattık. Arkadaşlarımıza saldıran IŞİD grubu altı kişilikti, dördünü öldürdük, 1’ini yakaladık, 1’i kaçmayı başardı. Başka tutuklamalar da oldu bölgede. Genel olarak IŞİD tehlikesinin devam ettiğini, terör örgütünün yeniden canlanmak istediğini söyleyebilirim. Suriye rejiminin kontrolündeki topraklardan, Irak’tan bölgemize geliyor. IŞİD’e karşı kurulan Amerika öncülüğündeki koalisyondan müttefiklerimizle, örgütün uyuyan hücrelerine karşı operasyonlarımız başarılı bir şekilde devam ediyor.
Kamuoyundaki yaygın kanı IŞİD’in bittiği yönündeydi. Amerika’nın eski başkanı Donald Trump da sık sık IŞİD’in bitirildiğine dair açıklamalar yapıyordu. Ne oldu da IŞİD yeniden saldırılar düzenleyebilecek potansiyele geldi? Koalisyon sizinle yapılan müttefikliğin devam edeceğine dair açıklamalar yaptı. Amerika’daki siyasiler oluşan son duruma karşı nasıl bir rol almalı?
Koalisyon güçleri Rakka, Kobani gibi yerleri IŞİD’ten kurtardıktan sonra oradan çekildi ve örgüt bu çekilmeden faydalandı, toparlandı. Bir de belirttiğim gibi Suriye rejiminin kontrolündeki topraklardan, Irak’tan bölgemize geliyorlar. Bölgenin siyasi geleceği de henüz netleşmedi ve IŞİD bundan da faydalanıyor. IŞİD’in tekrar canlanması önlemek için öncelikle bölgenin siyasi geleceğini netleştirmemiz lazım. Koalisyon güçleri IŞİD’ten kurtardıkları bölgelerde çalışmalarını devam ettirmeli. Bölgemizdeki sivil yönetime de destek verilerse şayet, IŞİD’e karşı daha etkili bir mücadele yürütebiliriz.
Başkan Joe Biden ve yönetiminin Kürt sorunundan haberdar olduğu biliniyor. Siz de Suriye’deki durumun siyasi bir şekilde çözülmesi gerektiğini söylediniz. Yeni yönetimden siyasi beklentileriniz neler? Suriye’deki çözüm sürecinde, Trump yönetimden farklı olarak ne yapabilir bu yönetim?
Yeni yönetimi memnuniyetle karşıladık açıkçası. Eskiden yapılan yanlışların düzeltileceğine dair umudumuz var. Suriye’deki çözüm sürecinde önemli bir rol olmasını umut ediyoruz. Bu çözüm içerisinden, koalisyonla birlikte IŞİD’ten kurtardığımız bölgelerde, Suriye içerisinde bir statü verilmeli. Kürt halkının hakları, bölgemizdeki diğer halkların hakları kanun yoluyla korunmalı ve Suriye’deki sorun tamamen çözülmeli. Washington’dan bu konuda etkili bir siyaset yürütmesini diliyoruz.
Bir önceki yönetim döneminde bazı yanlışların yapıldığını söylediniz. Trump’ın Amerikan güçlerini çekme isteği Washington’da ve Amerika genelinde sert tepkiler yaratmıştı. O kararın sizin üzerinizde, siviller üzerinde nasıl bir etkisi oldu?
Bir önceki yönetim döneminde zarar gördüğümüz konular oldu. Buradaki halklar, Kürtler ve Araplar, Amerikan ordusuna çok güveniyordu, bu güven hala var. Fakat bu güven, Amerikalılar, Türklerin Serêkanîyê’ye, Afrin’e saldırmalarına izin verince zarar gördü. Amerikan ordusuyla halk arasında o güveni tekrar oluşturmak için çabalıyoruz. Afrin’de yüz binlerce insan evlerinden ayrılmak zorunda kaldılar ve şimdi sığınmacı şeklinde yaşıyorlar. Afrin’de %90, %95 oranında Kürt vardı fakat şimdi o oran %30 civarında. Türk devleti oraya Türkmen ve Arap yerleştirerek demografik değişim yaptı. 2019’daki saldırılarda Serêkanîyêye’den, Girêsipî’den de yüzbinlerce insanımız göç etmek zorunda kaldı ve şimdi mülteci kamplarında kalıyorlar ve durumları iyi değil. Kendi evlerine dönmeyi bekliyorlar. Bundan dolayı yeni dönemde iyi bir siyaset yürütülürse insanlar evlerine dönebilir ve bölgeler kendi doğal haline döner.
Yeni yönetim kısa sürede somut olarak ne yapabilir? Eğer Başkan Biden ile görüşme imkânınız olursa somut olarak nasıl bir talepte bulunursunuz?
Biz bölgedeki sorunların diyalog içinde çözülmesini istiyoruz. Bu diyalogda yardımcı olmalarını istiyoruz ve bölgedeki huzurun yeniden kaçmaması için destekte bulunabilirler. Biz burada teröre karşı bir mücadele yürütüyoruz ve komşularımızdan gelen saldırılara karşı bize destekte bulunabilirler ki bu öncelikli ve acil bir ihtiyaç. Ne yazık ki bir önceki yönetim bölgeye yönelik tehditlerin önünü açtı, bu bir daha tekrarlanmamalı. IŞİD’e karşı mücadelemizin etkili olabilmesi için buradaki siyasi yönetime de güçlük bir destek sunulmalı.
Komşulardan gelen saldırılardan bahsettiniz. Türkiye hem komşunuz hem de Amerika’nın müttefiki. Ankara, Suriye’deki Kürtlerin kendi güvenlikleri için tehdit oluşturduğunu belirtiyor. Siz Suriye Demokratik Güçleri (DSG), Suriye Kürtleri olarak Türkiye’ye karşı tehdit oluşturduğunuzu düşünüyor musunuz?
Daha önce de defalarca belirttik, biz Türkiye’ye karşı bir tehdit unsuru değiliz. Bunu Türkler bizden daha iyi biliyor. Tam aksine Türk devleti topraklarımıza saldırdı. Türk devletinin başka Kürt güçlerine karşı yürüttüğü savaşın tarafı değiliz. Türk devletiyle sorunları diyalog içerisinde çözmek istiyoruz. Amerika’nın bu diyalogun ilerlemesinde etkili bir rol alabileceğini düşünüyorum ve biz de buna açığız.
Yani Biden yönetiminin Türk devletiyle yapılacak bir diyalog çağrısına olumlu yanıt vermek için hazır olduğunuzu söylüyorsunuz, doğru mu?
Elbette ki. Türk devletinin işgal ettiği topraklarımız var. Türklerle sorunları diyalogla çözmek istiyoruz, diyalog için hazırız ve bunun önünde ciddi bir engel yok. Biz savaşmadan diyalog içerisinde çözmek istiyoruz sorunları.
Başkan Biden ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jack Sulliven, Kürtlerin haklarına değinmişlerdi ve Kürtler ile Türk hükümeti arasında yeniden bir çözüm sürecinin başlatılması yönünde açıklamalar yapmışlardı.DSG olarak böyle bir sürecin başlatılmasını olumlu buluyor musunuz, bu süreçte yer alır mısınız?
Görülmesi gereken bir hakikat var, dört parça Kürdistan’ın durumu birbirine bağlı. Kuzey Kürdistan’daki, Türkiye’deki Kürt siyasi hareketinin büyük bir etkisi var. O parçada bir çözüm olmadan diğer parçalarda bir çözümün olması zor bir durum. Rojava’daki çözüm kuzey parçasındaki sorunun çözümüyle de alakalı. Sayın Öcalan ile başlatılacak bir çözüm girişimi, diğer parçaları, özellikle de Rojava’yı olumlu etkileyecektir. Kürtler ile Türk devleti arasındaki sorunun çözümü için de en iyi yöntem bu olacaktır.
Peki bu yönde bir girişimi neden Amerikan halkının güvenliği için önemli görüyorsunuz? Amerikalılar neden Suriye’deki siyasi bir çözümü desteklesin?
Eğer bölgemizde sorun çözülürse bütün topraklara etkisi olur. Suriye’nin kuzeydoğusundaki sorun çözülmezse ülkenin tamamındaki sorunların çözülemeyeceğini düşünüyoruz. Eğer çözüm olursa IŞİD ve Amerikan halkının güvenliğini tehdit eden diğer unsurlar olmaya devam ederler ve giderek güçlenirler. Buradaki bir siyasi çözüm sonucu bölgede huzur oluşur ve bu da Amerika’nın bölgedeki çıkarları üzerinde olumlu yönde etki eder.
Bölgedeki Ezidi Kürtler ve Hristiyan azınlıkların durumunu sormak istiyorum. Afrin’den gelen raporlar durumlarının kötü olduğunu bildiriyor. Hristiyanlar ve Ezidilerin son durumu hakkında neler söylemek istersiniz?
DSG’de Hristiyanlar ve Ezidilerin önemli derecede temsiliyeti var. Onlara büyük bir zulme uğradı. IŞİD ve diğer İslami radikal gruplar Ezidiler ve Hristiyanlara saldırdı. Kendilerini korumak için DSG’ye katıldılar. Şengal’deki halkımız büyük bir zulme uğradı, ne yazık ki Serêkanîyê ve Afrin’de de büyük saldırılar oldu. Köyleri talan edildi ve soykırım tehlikesiyle karşı karşıya kaldılar. Şimdi bazı başka bölgelerde baskı altında yaşıyorlar, bazıları da bizim bölgemizde mülteci kamplarında kalıyorlar. Ezidi ve Hristiyan azınlıkları takip eden demokrat insanların gündeminde bu durumun olduğunu biliyoruz. Azınlıkların mücadelesine sahip çıkıp onları korumalılar.
Kürtlerin durumunun birbirleriyle bağlantılı olduğunu söylediniz. Kürdistan Bölgesel Hükümeti ile ilişkileriniz ne durumda? Onlar da yeni Amerikan yönetimine dair memnuniyetlerini getirdiler. Kürtler arası diyalogda DSG önemli bir rol oynuyor ve siz de öncülük ediyorsunuz buna. Kürdistan Bölgesel Hükümeti ilişkileriniz ne durumda şimdi?
Kürdistan’ın güneyi ile yakın bir ilişkimiz var. Ticari ilişkilerimiz de var ve dışarıya oradan açılıyoruz. Kürdistan Bölgesel Hükümeti, Rojava’ya siyasi ve ticari açıdan destekte bulunabilir. Orada bir Kürt statüsü var, tecrübeleri ve imkanları var. Elbetteki Rojava oraya ihtiyaç duymaktadır. Bazı görüşmeler yürütülüyor, biz daha kuvvetli bir ilişkimizin olmasını istiyoruz. Türk devletinin Kürtleri birbirlerine karşı savaştırmak istediğini biliyoruz. Kürdistan Bölgesel Hükümeti güçleri ile Kürdistan’ın kuzeyindeki güçler arasında çatışmalar yaşanmasını istiyor Türk devleti.
Tüm bu isteğe rağmen Peşmerge güçlerinin, böyle bir oyuna gelmemesi buna yanaşmaması bizi mutlu etmektedir. Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin bütün parçalarla, özellikle de Rojava ile iyi ilişkiler geliştirmesini istiyoruz.
Suriye hükümeti ile ilişkileriniz ne durumda? Son dönemde bazı çatışmalar yaşanmıştı.
Baas rejimi henüz fikrini değiştirmiş değil. Bölgede her şeyin 2011 öncesi gibi olmasını istiyor ve Kürt haklarını tanımıyor. Bölgedeki diğer azınlıkların da haklarını tanımıyor. Şehba, Afrin, ve Halep’ten göç eden insanlarımız etrafında çember oluşturmuşlar, ambargo uyguluyorlar, sivil insanları tutukladılar. Halkımızı koruduk ve aramızda bazı problemler yaşandı. Şam hükümeti ile eskiden beri savaş halinde olmak istemiyoruz. Sorunlarımızı diyalog ile çözmek istiyoruz, Kürtlerin haklarını vermeli ve bölgeyi tanımalılar.
Kürtler, Suriye’deki Kürtler için ‘’küçük kardeş’’ tabirini kullanıyorlardı. Amerikalılar bütün Kürtlerin bayrağını artık Rojava’nın, sizin kaldırdığını söylüyor. Amerika’da Kürtlerden bahsedildiği zaman, DSG, YPG, YPJ ve Mazlum Kobani ilk olarak Amerikalıların aklına geliyor. Burada doğal bir lobinizin oluştuğunu söyleyebiliriz. Eski Başkan Trump, Amerikalılara biraz sitemle "Siz General Mazlum’u bendan daha çok seviyorsunuz’’ demişti. Fakat sizi eleştiren dostlarınız da var. Onları destekleyen böylesi büyük güçleri neden yeterince değerlendiremiyorlar, diyorlar. Bu eleştiriyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Amerikalı dostlarımızın DSG ve Rojava için vermiş olduğu destekleri önemli buluyoruz ve bunun için minnettarız. Amerikalılar zor zamanlarda bize destekte bulundular. Amerikalı siyasetçiler mücadelemize destek verdiler, Amerikalı askerlerin bize desteği mutluluk verici. Bazı eksikliklerimizin farkındayız.
Özellikle 2021 yılında daha sık bir şekilde Amerika ile yakın temas halinde olmak istiyoruz. Siyasi güçlerimizin Amerikan senatörlerle, siyasi güçlerle görüşmelerini istiyoruz. Önümüzde bazı bürokratik engeller vardı, o engellerin de kalkmasını umut ediyoruz.
Geçtiğimiz yıl Amerikan Kongresi sizi Buraya davet etmişti. İmkanlar oluşursa Washington’u ziyaret etme planınız var mı sizi davet eden Kongre üyeleriyle görüşmek için?
O zamanlar savaş halindeydik ve bazı bürokratik problemler de vardı. Fakat şimdi Amerikalılarla mücadelemizi konuşmanın zamanı. Eğer Amerikalı siyasetçilerle ülkelerinde buluşma imkânım olursa ve onlara buradaki problemleri yüz yüze aktarabilirsem elbette bundan memnuniyet duyarım.
Trump ile birkaç defa irtibata geçmiştiniz. Biden ile şimdiye kadar bir temasınız oldu mu? Ya da önümüzdeki süreçte bir temasın olmasını bekliyor musunuz?
Yeni Amerikan yönetimiyle görüşmelerimiz var. Umut ediyorum ki önümüzdeki günlerde daha güçlü bir ilişkimiz olur ve daha üst düzey görüşmelere başlayabiliriz.