Haber Merkezi - Aralık 2018'de, Başbakan Angela Merkel'in Hristiyan Demokrat Partisinde (CDU) genel başkan seçilen Annegret Karrenbauer'in 2021'de başbakanlık koltuğuna oturması bekleniyordu.
Genel başkan olduktan sonra geçen 14 ayda parti içindeki birlikteliği sağlayamayan Karrenbauer'ini genel başkanlıktan ayrılacağını açıklamasının ardından liderlik krizi yaşanıyor.
Kamuoyundan beklediği desteği alamayan Kramp-Karrenbauer'in, son dönemde parti içerisinde genel başkanlığı tartışılmaya başlandı. Geçen hafta Thüringen Eyalet Meclisindeki seçimde CDU'lu milletvekillerinin, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi ile hareket etmesinin ardından çıkan krize Güney Afrika'da bulunan Başbakan Angela Merkel'in müdahale etmesi de Kramp-Karrenbauer'ın partiye hakim olmadığını gösterdi.
Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Carsten Linnemann, başbakan adayının ve genel başkanın belirlemesi için yıl sonunun beklenilmeyeceğini belirterek, "Hızlı karar verilmesi herkes için iyi olur" ifadesini kullandı.
CDU'nun önemli isimlerinden Norbert Röttgen de yaz aylarına kadar bu konuda bir karar verilmesi gerektiğini vurguladı. Kardeş parti konumundaki Hristiyan Sosyal Birlik Partisi Genel Başkanı Markus Söder ise CDU'nun birlik içinde hareket etmesi gerektiğini belirterek, bu konunun ülkenin istikrarıyla ilgili bir durum olduğunu kaydetti.
CDU Genel Başkanlığını 18 yıldan fazla sürdüren ve yaklaşık 14,5 yıldan beri de Başbakanlık görevinde bulunan Merkel ise milletvekillerine seslenerek, gelecek yıl CDU'nun yeniden hükümette yer alması için parti içindeki birlikteliğin korunması çağrısında bulundu.
Öte yandan Kramp-Karrenbauer'in aday olmayacağı açıklamasından sonra ülkede erken genel seçimlerin yapılması da tartışılmaya başlandı. Eski Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Sigmar Gabriel, CDU, CSU ve SPD'den oluşan federal düzeydeki koalisyonun da krizde olduğunu savunarak, erken seçimin yakın zamanda yapılacağı tahmininde bulundu.