Ogün Akkaya - Nur Kaplan
Ekonomistler Merkez Bankası ve kamu bankalarının ‘Türkiye Tek Yürek’ yayınında yaptığı bağışları değerlendirdi. Ekonomistlere göre bu bağışlar, anlam ifade etmiyor, algı yönetimi ve şovdan ibaret.
Maraş merkezli depremlerden etkilenen depremzedeler için bazı televizyon kanalları 'Türkiye Tek Yürek' ortak yayınıyla bağış topladı. Kampanyaya en yüksek bağışı 30 milyar lirayla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yaparken, Ziraat Bankası 20 milyar lira, Vakıfbank 12 milyar lira, Halkbank 7 milyar lira bağış sözü verdi.
Merkez Bankası ve kamu bankaları bağış yapabilirler mi? Ekonomistler yorumladı.
‘NİYE 30 MİLYAR? MERKEZ BANKASI’NIN ELİNDE 300 MİLYARLIK YAPTIRIM VAR’
Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan ilkesel bir tanım olarak kamuya ait bankaların ve şirketlerin bağış teması içinde bulunmasının “varoluş nedenlerinin dışında” olduğunu söyledi. Yeldan, “Merkez Bankaları parayı yaratan birimlerdir. Bunun hangi koşullarda nasıl uygulanacağı da hem yasada hem de tarihte bellidir. Doğal olarak görevi olan bir işlevi bağış olarak yapması son derece yanlış bir tanımlama. Kaldı ki niye 30 milyar? Merkez Bankası’nın elinde 300 milyarlık bir yaptırım da var” diye konuştu.
‘SADAKA KÜLTÜRÜNE DÖNÜŞMÜŞ OLAN İŞLEVSİZLEŞTİRİLMENİN BİR SENARYOSU’
Yapılan bağışların bir göz boyama gibi göründüğünü söyleyen Yeldan, bağışların önemli olduğunu ancak bir şov şeklinde değil, devletin asli görevi olarak öncelikle yapılması gerektiğini belirtti.
“İşlevselleştirilmiş olan devlet kurumlarının bağış teması altında halkın üzerine yıkılmasını izliyoruz” diyen Yeldan şunları kaydetti:
“Sadaka kültürü içerisinde, vatandaş dayanışması adı altında işlevselleştirilen devlet otoritesinin bir sis perdesi altında sergilenmesini gösteriyor. Bağışlara kimse karşı değil. Sadaka kültürüne dönüşmüş olan işlevsizleştirilmenin bir senaryosunu izliyoruz.”
‘SAĞ CEPTEN SOL CEBE AKTARMAK DIŞINDA HİÇBİR ANLAM İFADE ETMİYOR’
Ekonomist Ömer Fırat Gencal, Merkez Bankası’nın bağış yapabilmesinin önünde herhangi bir engel olmadığını ancak Merkez Bankası’nın bir kamu kurumuna yaptığı bağışın etkisinin bulunmadığını söyledi. “Merkez Bankası’nın yaptığı bağışın para arzını artırdığı yerde bunun karşılığı üretim, mal ve hizmet üretimi olmadığı sürece sonuçta enflasyon yaratacak bir durumdur” değerlendirmesi yapan Gencal, şunları kaydetti:
“Bağış ortaya tamamen bir para arzının artışıyla çıkar. O yüzden Merkez Bankası 30 milyar lira bağışta neden durdu diye düşünüyorum. 500 milyar civarında bağış yapsaydı. Bu bağışla sonuçta AFAD bir takım kurumlardan çadır, ısıtıcı, uyku tulumu alacak. Üretilmiş bir şeyi ekstra basılmış bir parayla AFAD gidip alacak. Sadece Merkez Bankası’nın değil, kamu kurumlarının yapmış olduğu tüm bağışlar yine bir kamuya gidiyor. Sağ cepten sol cebe aktarmak dışında hiçbir anlam ifade etmiyor.”
‘SADECE ALGI YÖNETİMİ VE ŞOV’
Merkez Bankası’nın yaptığı 30 milyar liralık bağışın para arzını artıran ve enflasyonu azdıran bir hareket olduğunu söyleyen Gencal, “Her ne kadar Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ‘bağış kârdan’ dese de kar kendilerine ait değil. Kar hazineye aktarılacak. Hazinenin bugün borç stokuna bakın. Bugün 4 trilyon TL’nin üzerinde borçlu. Böyle bir ortamda kamunun kamuya yapmış olduğu bağışın hiçbir anlamı yok. 90 milyar civarında bir bağış yapıldı. 90 milyar TL’lik bağış bizlerin cebinden çıkacak. Ekonomik anlamı yok. Sadece bir algı yönetimi ve şov. Yaraya merhem olabilecek şey değil” diye konuştu.
'KÂRI BORÇ STOKUNDAN DÜŞMESI LAZIM DÜŞMÜYOR, TEKRARDAN BAĞIŞ OLARAK VERİYOR’
Yapılan bağışların denetlenmesi boyutuna dikkat çeken Gencal, Merkez Bankası’nın nasıl kâr elde ettiğini ise şu sözlerle anlattı:
“Merkez Bankası’nın yapmış olduğu tek kâr vardır. Döviz eğer değer kazanıyorsa TL cinsinden kar yazar, koyar. Politika faizi ile bankalara vermiş olduğu açık piyasa işlemi kaynağı faiz tahsilatı yaptığı zaman elde ettiği gelirdir. Bu kâr sonuçta Merkez Bankası’nın sene başı itibariyle yapmış olduğu genel kurulda da hazineye devredilir. Merkez Bankası’nın sahibi kamudur. Kârı borç stokundan düşmesi lazım. Düşmüyor, tekrardan bağış olarak veriyor. Veya hazineye veriyor o bağışlıyor. Hiçbir anlamı yok.”
‘HAZİNEDEKİ PARA HERKESİN PARASI’
İktisatçı Nesrin Nas, bağış kampanyasında Merkez Bankası’nın yapmış olduğu 30 milyar TL’lik bağışı ‘bir cepten alıp, bir cebe koymak’ olarak tanımladı. Merkez Bankası’nın ek bütçe çıkarmamak adına ‘bağış kumpanyası’ organize ettiğini ifade eden Nas, “Merkez Bankası 30 milyar lirayı kâr ederse hazineye aktaracak zaten. Hazinedeki para herkesin parası. Enkaz altında kalanların da parası” dedi.
‘BAĞIŞLAR KANUNA AYKIRI’
Ortak yayınla organize edilen bağışlarda pek çok kamu bankası da yardımda bulundu. “Kamu bankaları önce kendi görevlerini yapsın. Ziraat Bankası önce bölgedeki çiftçiye kanunla tanımlanmış olan görevini yapsın. O bölgedeki çiftçilerin kredi borçlarını ödesinler ya da tamamen silsinler” çağrısı yapan Nas, Ziraat Bankası’nın görevini yerine getirmediği için yüzlerce çiftçinin arazisini bıraktığını ve kentlerin dışına itilerek sağlıksız konutlarda yaşamaya mecbur bırakıldığını ifade etti. Nas şöyle devam etti:
“Bankaların sermayelerinin yeterli olmadığını biliyoruz. Kamu bankaları 60 milyar lira kaynak aktardı. Hazineden 60 milyar lira kaynak aktaran bankalar kalkıp yardım kampanyalarına katılıyorlar. Biz orada bir şov seyrettik. Vatandaşın 3-5 bin lirasıyla olsaydı daha anlamlı olurdu. Ama vatandaş zaten güven duymuyor. Geçmişte toplanan paralarda da nereye gittiğiyle ilgili hiçbir hesap verilmedi. ‘Biz gereken yerlere harcıyoruz, sırası mı, hesap vermeye vaktimiz yok’ gibi açıklamalar yaptılar. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 54. maddesinde ‘Banka öz kaynağının binde dördünü aşan bağış yapamaz’ der. Son denetim raporlarına göre Ziraat Bankası’nın öz kaynağı 168 milyar. En fazla 672 milyon lira bağış yapılabilir. Yapılan bağışlar kanuna aykırı.”