Başkan Barzani, Kurdistan Bağımsızlık Referandumunu anayasaya aykırı olarak tanımlayarak iptal edilmesi kararını veren Federal Mahkemenin 2005 yılı öncesi kurulan ve Anayasanın kabul edilmesi ile birlikte tasfiye edilmesi gereken illegal bir kurum olarak tanımladı ve üç milyon insanın kullandığı oyun "anayasaya aykırı" olduğunu beyan edebilecek yasal veya anayasal bir organın var olamayacağını dile getirdi.
Başkan Barzani'nin açıklamasının tam metni:
Federal sistemin hakim olduğu ülkelerde, görevi bölgeler ve federal hükümet arasındaki yasal anlaşmazlıkları denetlemek olması gereken bir federal mahkemenin varlığı ne kadar önemliyse, Irak federal mahkemesinin de bazı ciddi sorunlar karşısındaki tutumu aynı derecede önemlidir.
Federal mahkemenin Kürdistan Bağımsızlık Referandumunun anayasaya aykırı olduğu kararı ile ilgili olarak, Kürdistan Bölgesi, Irak ve dünyadaki diğer insanlar için federal mahkemenin 2005 yılında Irak Anayasası'nın onaylanmasından önce kurulduğunu ve bu mahkemenin anayasanın onaylanmasından sonra yeni yasaya uygun olarak tasfiye edilmesinin planlandığını, ancak bu yasanın hiçbir zaman geçirilmediğini bilmeleri son derece önemlidir.
Bu gerçek, Anayasa'nın 92. maddesinde açıklanmıştır. Bunun yerine, yasal hiçbir dayanağı bulunmayan mevcut federal mahkeme, yasal konularla ilgili görüş bildirmeye devam etmektedir
Irak Anayasasında kendi varlığı olmayan bir mahkemenin verdiği bu son karar açık bir şekilde siyasi bir karardır. Bu kararın alınması, Anayasanın giriş bölümünde yer alan "bu Anayasaya bağlılık Irak vatandaşlarının, toprağının ve egemenliğinin özgür birliğini korur” şeklindeki hüküm ile ilgili hiçbir hukuki incelemenin yapılmadığı bir dönemde gerçekleşti.
Irak hükümeti, aynı Anayasanın giriş bölümünde yer alan ve Anayasanın korunması için şart olarak kabul edilen Irak’ın “özgür birliği” dahil 55 maddesini ihlal etti.
Bu mahkeme, Anayasa'nın 65. maddesinde belirtilen Federal Konsey’in kurulması konusunda sessiz kaldı. Eğer o konsey oluşturulmuş olsaydı, Hükümetin yasama organının yetkileri kesinlikle daha eksiksiz olacaktı ve Federal Konsey tek taraflı adımlara karşı Kurdistan Bölgesi’ni savunacaktı.
Tıpkı aynı mahkemenin, 2007 yılı sonuna kadar karar verilmesi gereken, tartışmalı bölgeler ile ilgili Anayasa'nın 140. maddesi konusundaki sessizliği gibi. Anayasanın 140. maddesinin uygulanmasının Bağdat ve Erbil arasındaki sorunları büyük ölçüde azaltacağı ilgili tüm taraflarca çok iyi bilinmekteydi.
Yanısıra, aynı mahkeme Şubat 2014'ten bu yana Kürdistan Bölgesi bütçesinin federal hükümet tarafından, herhangi anayasal bir dayanağın yerine bir liderin imzası ile kanunsuz bir şekilde tamamen kesilmesine ilişkin hiçbir bildiri yayınlamadı.
Yine aynı mahkeme, Anayasa'nın 9. Maddesinin ihlali anlamına gelen, Irak silahlı kuvvetlerinin ve Irak ordusunun Kürdistan Bölgesi halkına karşı kullanılmasından sonra nasıl sessiz kalabildi?
Tuzhurmatu, Kerkük ve diğer yerlerde işlenen insan hakları ihlalleriyle ilgili olarak mahkemenin hiç mi yasal statüsü yoktu?
Federal mahkeme kararı, çok az sayıda kişiye siyasi amaçlı hizmet etmeyi amaçlayan oybirliği ile alınan bir karardır. Söz konusu karar, mahkemenin federal hükümetin Anayasa'nın 55 maddesini ihlal etmesi karşısındaki sağır sessizliğinin ardından geldi.
Gerçekten de, Kürdistan Bölgesi halkının Kürdistan Bağımsızlık Referandumu'nda oy kullanmak için yürüttükleri demokratik ve barışçıl uygulamaya zorlayan büyük ihlaller söz konusuydu.
Tüm bunların dışında, ilgili tüm tarafların 3 milyon insanın oyunu “anayasaya aykırı” olarak beyan edebilecek güce sahip hiçbir yasal veya anayasal organın bulunmadığını, çünkü hükümetin meşruiyetinin bizatihi halkın kendisinden kaynaklandığını farketmeleri gerekmektedir.
(nerinaazad)