Mustafa Ali Aykol
Prof. Dr. Mesut Yeğen, Sinan Oğan’ın Erdoğan’a, Ümit Özdağ’ın Kılıçdaroğlu’na açıkladığı desteği Serbestiyet’e değerlendirdi: “Erdoğan’ın 2015’ten beri takip ettiği hat, Erdoğan’dan uzaklaşmak isteyen Kürtleri çoktan uzaklaştırmıştı zaten. Oğan’la ittifak Erdoğan’ın Kürtlerden aldığı desteği çok da azaltmayacaktır diye düşünüyorum”, “Özdağ faktörü Kürt seçmenin zaten Türkiye ortalamasından düşük olan seçime katılım oranını biraz daha düşürebilir. Bu da Kılıçdaroğlu’nun zaten düşük olan seçilme ihtimalini iyice azaltabilir”, “28 Mayıs HDP’nin aldığı kararın makul olduğunu düşünüyorum. Makul olmayan HDP’nin kendisini bu kadar dar bir alana sıkıştırmasıydı.”
1-) Sinan Oğan’ın Erdoğan’a desteğini Kürt seçmen açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kürtlerin seçmen davranışında, 28 Mayıs’ta Erdoğan mı Kılıçdaroğlu sorusuna verecekleri cevapta büyük bir değişiklik yapacak bir faktör değil. Erdoğan’ın MHP ve BBP’yle kurduğu ittifak ve 2015’ten beri takip ettiği hat, milliyetçiliğe abanması vs. Erdoğan’dan uzaklaşmak isteyen Kürtleri çoktan uzaklaştırmıştı zaten. Erdoğan’ın sadece muhafazakar milliyetçilerle değil seküler ve dışlayıcı milliyetçilerle de yol arkadaşlığına başlaması belki bir miktar Kürdü daha Erdoğan’dan uzaklaştırır ama bundan ötürü uzaklaşacak Kürtler için Kılıçdaroğlu’nun bir adres olma ihtimali zayıf. Belki ilk turda Erdoğan’a oy vermiş bir miktar Kürt ikinci turda Erdoğan’a oy vermek yerine sandığa gitmemeyi tercih edebilir ama bunun öyle aman aman bir sayıya ulaşacağını zannetmiyorum. Erdoğan’dan uzaklaşmaya meyyal Kürtler çoktan uzaklaştı zaten.
“14 Mayıs’taki sonuçlar Hüda-Par’la yaptığı ittifakın ve kendisine göre doğru aday gösterme siyasetinin Erdoğan’a yaradığını gösteriyor”
Haddizatında 14 Mayıs’taki sonuçlar, Hüda-Par’la yaptığı ittifakın ve kendisi açısından doğru bir aday gösterme siyaseti takip etmesinin Erdoğan’a yaradığını, Erdoğan’ın Kürtlerden aldığı oyları az da olsa yükselttiğini gösteriyor. Hülasa, Oğan’la ittifak Erdoğan’ın Kürtlerden aldığı desteği çok da azaltmayacaktır diye düşünüyorum.
“Özdağ ile protokol Kürt seçmenin tamamında rahatsızlık yaratabilecek bir faktör”
2-) Ümit Özdağ’ın Kılıçdaroğlu ile imzaladığı protokol ve Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması sizce Kürtlerin oy davranışını nasıl etkileyecek?
Burada cevap vermek daha zor. Kılıçdaroğlu’na destek veren her neviden Kürt için olduğu gibi, takip etmeye koyulduğu milliyetçi hattan ötürü Erdoğan’a destek vermeye eli gitmeyip sandığa gitmeyen Kürtler için de Özdağ’ın Kılıçdaroğlu’na desteği seçmen davranışında değişikliğe yol açabilecek türden bir gelişme. Özdağ’la Kılıçdaroğlu arasında imzalanan protokol HDP seçmeni olup da Kılıçdaroğlu’na oy veren, CHP’ye oy verip de Kılıçdaroğlu’nu destekleyen ya da ilk turda sandığa gitmemesine karşı ikinci turda Kılıçdaroğlu’nu desteklemeye hazırlanan Kürt seçmenlerin hepsinde birden rahatsızlık yaratabilecek bir faktör.
“Özdağ ile anlaştı diye hiçbir Kürt Kılıçdaroğlu yerine Erdoğan’a oy vermez ama sandığa gitmeyebilir”
Öte yandan, Özdağ Kılıçdaroğlu’yla anlaştı diye bu üç grup seçmenin hiçbirinde bari Erdoğan’a oy verelim diyen çok sayıda seçmen olmaz. Olsa olsa bu üç gruptan sandığa gitmeyelim diyenler olacaktır. HDP seçmenlerinin büyük kısmı parti çizgisine bildik sadakatlerinden çok uzaklaşmayacaktır ama az da olsa bir miktar HDP seçmeni daha sandığa gitmekten uzak durabilir. Dolayısıyla, Özdağ faktörü Kürt seçmenin zaten Türkiye ortalamasından düşük olan seçime katılım oranını biraz daha düşürebilir. Bu da Kılıçdaroğlu’nun zaten düşük olan seçilme ihtimalini iyice azaltabilir.
“HDP’nin aldığı ikinci tur kararı makul ama makul olmayan kendisini bu kadar dar bir alana sıkıştırması”
3-) YSP’nin bu mutabakatın ardından yaptığı 2. tur açıklamasını ve Kılıçdaroğlu’na desteğini sürdürmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir sürpriz yok. HDP cumhurbaşkanlığı seçimleri boyunca takip ettiği biraz tedbirsiz siyaset dolayısıyla kendisini çok dar bir bölgeye sıkıştırdığı için 14 Mayıs’ta ortaya çıkan sonuçtan sonra çok fazla seçeneğe sahip değildi. Özdağ’la protokol imzaladı gerekçesiyle Kılıçdaroğlu’nu desteklemekten vazgeçmek 28 Mayıs sonrası Türkiye siyasetinde bütünüyle yalnız kalmanın ve muhalefetin 14 Mayıs öncesinde oluşturduğu müktesebatın tümüyle boşa çıkmasının önünü açabilir, bu da Kürt siyasetinin içine düşmüş olduğu durumun zorluğunu iyice büyütebilirdi. Dolayısıyla, 28 Mayıs sonrası kısa vade siyaset hesaba katıldığında HDP’nin aldığı kararın makul olduğunu düşünüyorum. Makul olmayan HDP’nin kendisini bu kadar dar bir alana sıkıştırmasıydı. Ancak burada da olan olduğu için konuşacak çok bir şey yok. 28 Mayıs sonrasında oluşacak yeni şartlara göre Kürt siyaseti bir durum değerlendirmesi yapmaktan kaçınamayacak görünüyor.
Kaynak: Serbesiyet