Mithraizm ve Gnosis (İrfan/Bılgı)

Ali Kemal Yıldırım

Geo Widengren konu ile ilgili özet olarak şu açıklamalarda bulunur:

Antik İran'da radikal dualizmin gelişiminin kozmolojik ve psikolojik şartları mevcut idi. Buna göre, materyal dünyanın ortaya çıkması kötü güçlerin faaliyetlerinin sonucu olarak görülerek, dünya kötü olarak değerlendirilecektir. Bu tür bir görüş Yunanca gnosis sözcüğünden hareketle gnostisizm olarak, taraftarları da gnostikçiler (irfan/bilgi yanlilari) olarak adlandırılacaklardır. Buna göre, insanın yüksek karekterli ruhu, tanrıdan gelmedir. Ruh, materyal dünya tarafından esir alınarak köleleştirilmiştir. İnsan ruhunun (can) bu kölelikten azade olabilmesi için, kurtarıcı bilgiye sahip olması gerekmektedir. Bilgi sayesinde kurtulan insanın ruhu, iyi eylemleri sayesinde tekrar geldiği yere, Zerdüşt'e ait Gatha ilahilerinde belirtildiği üzere, ilk insan Garodman'ın göksel ışık dünyası olan cennete dönebilecektir .

İnsanoğlu başta göksel dünyada tanrının yanında, sadece bir rıuh olarak bulunur iken; maddenin, karanlığın ve eziyetin dünyasına düştü. Madde dünyasında doğan insanın özgürleşebilmesi için ışık olarak yeniden doğması gerekmektedir. Dünya'nın bir kopyası olan insan, Dünya gibi, hem değerli element olan ruh ve hem de değersiz ve kötü element olan maddeden oluşmaktadır. Tanrı'dan gelen ruh, ona dönecektir.

Gnostisizm iki kola ayrılır; ilki İran gnostisizmi olarak Manicilik ve Mandaizm'den; diğeri Suriye-Mısır gnostisizmi olarak Hiristiyanlığın değişik formlarından oluşur. Her ikisinde ortak olan; ruh ile madde, tanrı ile dünya, ışık ile karanlık, ölüm ile yaşam, iyi ve kötü arasında bulunan dualizmdir. Madde kötülüğün, ruh ise iyiliğin kaynağıdır. Suriye-Mısır kolunda radikal dualizmden kopuş çabası göze çarpar. Buna göre tanrı yeryüzüne kendi ışık dünyasından yayılan zerreler yollar ve bu materyal dünya ile karışır. Bu durumun sonucu olarak, bu eğilimdeki gnostikler insanın sadece ruh ve vücutdan oluşmadığını, aynı zamanda da üçüncü element olarak nefese de sahip olduklarını söyliyeceklerdir. Ruh ve maddeyi içeren bu üçüncü element Psychê, yani psikoloji olarak adlandırılacaktır. İnsanoğlu da kendi arasında pneumatikoi, psychikoi, somatikoi olarak üç katogoride sınıflandırılacaktır . Bunlar sırasıyla akciğer (nefes), psikoloji ve vücut'a karşılık düşmektedir.

İnsanlığın kurtuluşu için bir kurtarıcıya gerek görülür.Tanrı Ahura Mazda'dan gelen Vohu Manah (iyi moral) Zerdüşt'de vücut bulur ve Zerdüşt böylece peygamber olur. Mani Peygamber kendisini yüksek zekanın (nous) enkarnasyonu olarak görür. Mani'ye, ışık dünyasından, ''kendi ikizi olan kutsal ruh'' gelmiştir. İsa insanlığın kurtarıcısı olarak ışık dünyasından gönderilmiştir. Mani kendisini Hz. İsa'nın konumuna uygun bir misyon biçer. Hz. Muhammed'e Cebrail (Gabriel) adlı melek vasıtasıyla vahiy gelmiştir. O ''resul''dur ve her halükarda sıradan bir insan değildir. İslam'da ruhani dünya demek olan ışık dünyasına yükselmeye İslami gnostizm'de ''temiz kardeşlerin'' metinlerinde rastlanır.

Mithraizm'de, kutsal ruhun yeni bir bedende vücut bulması demek olan enkernasyona (hulûl) inanılır. Kurtarıcının döngüsel evrelerde tekrar ortaya çıkacağına inanan doğu gnostisizmi (Irfan) örneğini Al-Birunii'nin Mani hakkında aktarımında görüyoruz. Buna göre Mani; Budha, Zerdüşt ve İsa'nın tanrının elçisi olarak değişik devrelerde gönderildiğine inanmaktadır. Geo Widengren Şiilik'de döngüsel Vahiy'in önemli bir rol oynadığına dikkati çekerek bunun imamlar ile sınırlandırıldığına değinir. Yediler kültüne inanan İsmaililer tanrısal prensip olan ''dünyanın zekası'' aklın bir dizi enkarnasyon ile değişik kişiliklerde vücut bulduğuna inanır. Bunlar sırasıyla Adem, Nuh, İbrahim, Musa, İsa, Muhammed ve İsmail'den oluşur. Arap işgaline karşi savaşan Abu Muqana kendisinin tanrı olduğunu ilan eder . Şiilik'de imamlar göksel elçiniin enkarnasyonlarıdır. Hiristiyanlık'da Bogomiler ve Katherarlar arasında bu gnostik tutumu sürdürler. Rêya Hak Alevilerî için, İsa ve Ali gibi, Ebu Müslim i Horasani de de kutsal ruhun uğradığı vücutlardır. (Kaynak: ''Tarihsel Arka Planı ile Alevilik Kürtler ve Türkler'' kitabım, Transnational Press London; s. 149-150)