Roma Dönemi’nde inşa edilen ve 1970 yılında görev yapan rahibin ölmesi ile kapanmıştı. 2011 yılında Midyat’tan giden Süryani Başrahip Raban Yakim Unfal’ın girişimiyle tekrar ibadete açıldı.
Suriye ve Mezopotamya ovasına hâkim bir noktada kurulan manastırın Süryaniler için ikinci Kudüs olarak görüldüğünü anlatan Başrahip Unfal, "Rahiplik yaşamı burada başlamıştır. Bu manastırda binlerce rahip yetişmiştir. Cemaatimiz Kudüs’e gitmeden önce buradan bereket alıp yollarına devam ediyorlardı. Yeni yeni cemaatimiz, yerli ve yabancı turistler manastırımıza geliyor" dedi.
Nusaybin'e 25 kilometre uzaklıktaki Bagok Dağı eteklerinde Roma Dönemi’nde inşa edilen 1700 yıllık Mor Evgin Manastırı, 1970 yılında manastır rahibi Lahdo Örz’ün hayatını kaybetmesi ile kapandı. Manastır, 41 yıl sonra Mardin’in Mityat İlçesi'nden başrahip atanması ile yeniden açıldı.
Mardin’deki diğer manastırlardan mimari açıdan daha farklı olan ve Türkiye’deki en büyük kilise çanının bulunduğu manastır, Süryaniler için ikinci Kudüs olarak da biliniyor. Süryaniler, hacı olmak için Kudüs’e giderken ibadetlerinin bir kısmını manastırda yapıyor.
Yapıda bir öğrencisiyle hizmet veren Başrahip Raban Yuyakim Unfal, Mor Evgin Manastırı’nın Süryani cemaatinin en eski ibadet yerlerinden biri olduğunu söyledi.
Manastırın Mardin merkezdeki Deyrulzafaran ve Midyat’taki Mor Gabriyel manastırlarından daha eski olduğunu anlatan Unfal, şöyle dedi:
"Burası sadece Süryaniler için değil memleketimiz için de bir zenginlik. Süryaniler için ikinci Kudüs olarak bilinir. Rahiplik yaşamı burada başlamıştır. Bu manastırda binlerce rahip yetişmiştir. Cemaatimiz Kudüs’e gitmeden önce buradan bereket alıp yollarına devam ediyorlardı. Burası daha keşfedilmemiş bir yer. Manastırımızın kapısı açık olduğu için çok mutluyuz ve Allah’a şükür ediyoruz."
Yazdan kalma günlerin yaşandığı Mardin’de, güzel havayı fırsat bulup manastırı ziyaret etmeye gelen üniversitesi öğrencisi Vehap Kaya, Süryani tarihine meraklı olduğunu belirterek, "Nusaybin’de Sümela Manastırı gibi bir manastır olduğunu söylediler. Ben de çok merak edip, gelip gezdim. Çok hoşuma gitti, çok etkilendim. Sümela Manastırı’nı görmeden burayı görmüş oldum. Çok güzel ve etkileyici bir yer. Herkesin gelip görmesini tavsiye ederim" diye konuştu.
Ziyaretçilerden Selahaddin Güneş de Sümela Manastırı’nın kopyası gibi olan Mor Evgin Manastırı’nın keşfedilmesi halinde günde binlerce ziyaretçinin akınına uğrayacağını söyledi.
Manastırı ilk defa ziyaret eden Zeynep Temiz ise "Yapılacak tanıtımla birlikte hem yerli hem yabancı turistler tarafından önemli derecede ziyaret edilecektir. Bunun sebebi de manzarası ve bulunduğu konum itibarıyla Güneydoğu’nun Sümela Manastırı olabilecek noktada bir yerde. İnşallah yapılacak çalışmalar neticesinde burası Güneydoğu’daki inanç turizminde hak ettiği yere ulaşacaktır" ifadesini kullandı.
MOR EVGİN MANASTIRI'NIN TARİHİ
Mor Evgin Manastırı, Nusaybin’in 25 kilometre uzaklığındaki Bagok Dağı’nda, denizden yaklaşık 1000 metre yüksekte bulunuyor. Mısır’dan gelen Mor Evgin ve 70 müjdecisi tarafından yaklaşık 1700 yıl önce inşa edilen manastır günümüze kadar gelmiştir.
Yapmış olduğu hizmetler nedeniyle Mor Evgin’e ikinci Mesih unvanı da verilmesinden dolayı bu manastır, Süryanilere ait manastırların anası olarak sayılıyor. Rahip sayısı 350’ye kadar ulaşan manastır, bir dönem Uzakdoğu ülkelerine kadar Süryanilerin rahip ihtiyacını karşılamış.