Birleştirilen Musa Anter, Ayten Öztürk ve JİTEM Ana Davası’nda konuşan avukat Mehmet Selim Okçuoğlu, dosyanın zaman aşımına uğrama tehlikesine dikkat çekerek, AİHS’in makul sürede adil yargılama ilkesinin ihlal edildiğini söyledi.
Birleştirilen Musa Anter, Ayten Öztürk ve JİTEM Ana Davası’nın 30’uncu duruşması, Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Anter’in oğlu Dicle Anter, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Ali Kenanoğlu, Şevin Coşkun ile Hafıza Merkezi’nden Faili Belli izlem gözlemcisi avukat Esra Kılıç katıldı. Duruşmada, Anter ailesinin avukatı Mehmet Selim Okçuoğlu, Orhan Miroğlu’nun avukatı Ayşe Eryılmaz ve taraf avukatları hazır bulundu.
Kimlik tespitinin ardından dosyaya gelen evraklar okundu. Yurt dışında yaşadığı bilinen sanık Abdulkadir Aygan’ın ifadesinin alınmasına dair Adalet Bakanlığı’na yazılan yazıya cevap verilmediği görüldü.
ZAMAN AŞIMI TEHLİKESİ
Anter ailesinin avukatı Mehmet Selim Okçuoğlu, dosyada zaman aşımı tehlikesine dikkat çekerek, “Gelinen aşama itibariyle Cemil Işık’ın yurt dışında öldürüldüğü yönünde bilgimiz bulunmaktadır. Yazılama yapılacak ise akıbetinin sorulmasına dair bu hususta yazışma yapılmasını talep ediyoruz. Musa Anter’in katledildiği tarih itibariyle dosyanın zaman aşımına uğrama tehlikesi bizce büyük bir hal göstermektedir. Dosyada her şeyden önce sonuç alınabilmesi açısından birleştirilen diğer dosyaların ayrılmasını talep ediyoruz. Öte yandan mahkemenin kurduğu ara kararlarına rağmen yurt dışında bulunan dosya sanıklarından Abdulkadir Aygan’ın savunmasının saptanamamasından, Adalet Bakanlığı’nın mahkeme ile iş birliği içinde hareket etmediğini gösteriyor. Dosyanın birleşen diğer dosyalardan ayrıldıktan (tefrik) sonra bu hususun üzerine gidilmesini ve dosyanın sonuçlandırılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
MAKUL SÜREDE YARGILAMA
Dava dosyasına konu olan olayların daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındığını hatırlatan Okçuoğlu, “Şuanda görülen dava dosyası esasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AİHS) belirttiği yaşam hakkının ihlaline dair bir dava görülmektedir. AİHS’in makul sürede yargılamanın tamamlanmasına esas adil yargılama ilkesinin ihlal edildiğini de ifade etmek isterim. Tüm bu hususlar nazara alınarak mahkemece karar tesisini talep ediyoruz” dedi.
Ardından söz alan sanık Hamit Yıldırım’ın avukatı Kaya Yelek ise dosyaların ayrılma talebinin reddine karar verilmesini ve sanık Yıldırım hakkında adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını talep etti.
TEFRİK TALEBİ REDDEDİLDİ
Avukatların beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Abdulkadir Aygan’ın ifadesinin alınması hususunda Adalet Bakanlığı’na tekrar yazı yazılmasına, sanıklar Abdülkadir Aygan, Mahmut Yıldırım, Muhsin Gül, Mehmet Zahir Karadeniz, Fethi Çetin hakkındaki yakalama emrine ilişkin kararın devamına, sanık Mahmut Yıldırım hakkındaki kırmızı bülten uygulamasının devamına karar verdi. Mahkeme heyeti, dosyaların tefrik edilmesi talebini reddederken, sanık Hamit Yıldırım hakkında adli kontrol şartının devamına karar verdi. Duruşma 7 Temmuz’a ertelendi.
DAVAYA DAİR
JİTEM’e ilişkin 1999 yılında hazırlanan 11 sanıklı iddianame ile 2005 yılında hazırlanan 5 sanıklı iddianamenin 2010 yılında birleştirilmesiyle “JİTEM Ana Davası” olarak anılmaya başlanan ve Musa Anter’in öldürülmesine ilişkin 2013 yılında başlatılan dava birleştirildi. Ardından Dersim’de 1992 yılında evinin önünden “Beyaz Toros”a bindirilerek kaçırılan ve o dönem JİTEM’e bağlı çalışan “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından işkence yapılarak öldürüldüğü belirtilen Ayten Öztürk’ün Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dosyası, 3 Temmuz 2019’da görülen duruşmada Musa Anter ve JİTEM Ana Davası ile birleştirildi.