HDP'de Eş Genel Başkan adaylığına iki isimde karar kılındığı söyleniyor. Pervin Buldan ve Sezai Temelli. Kongre Komisyonuna bildirilecek isimler Mutabakat komisyonun kararıyla alınmışmış...
Kürtler adına ismi belirlenen Pervin Buldan'ı az çok Kürtler tanıyor. Türk solu adına belirlenen Sezai Temel ise Kürtler tarafından tanındığını sanmıyorum. Tabi Fidel Kastro'dan alıntı yaparak Mesut Barzani'ye hakaret edilişini saymazsak!
Osman Baydemir, Ayhan Bilgen gibi daha donanımlı kadrolar varken, Pervin Buldan'ın Eş başkanlığa aday gösterilmesi bile başlı başına soru işaretleriyle doludur. Açık ve net söylemek gerekirse, Kürt halkının tüm hakkaniyete dayalı özlemleri, Türk solunun romantik fantezilerine kurban edilme süreci işliyor tıkır tıkır! Tıkır tıkır işliyor diyoruz, zira kitleyi olumlu etkileme iletişiminde sıfır çeken iki isimde karar kılınması buna işaret ediyor.
Gerçi Sezai Temeli vatandaşın, Türk solunun tabanı üzerinde ne kadar ağırlığı vardır bilmiyoruz. Ama Sezai'nin, Kürt tabanı üzerindeki etkisinin sıfırın çok altlarında sıfırı çektiğini biliyoruz.
Sayın Demirtaş'ın bıraktığı koltuğu dolduracak bir aday arayışı beklenirken, mutabakat komisyonunun kararı, HDP'nin Kürt seçmeni üzerinde hayal kırıklığına yol açtığını söyleyebiliriz. Bu da gösteriyor ki, Kürt seçmeni bir daha romantik Türk solunun hayaletine kurban edildi. Her seferinde Kürt halkının demokratik talepleri ve iradesi siyaset mühendislerinin aldığı kararlarla hayal kırıklığına uğratıliyor!
Aslına bakarsanız, şu bu gerekçelerle şuna buna Kürt seçmenin kurban edilişi, BDP'nin işlevsizleştirilip HDP'leşmeye yol almakla start vermişti. Dolayısıyla, Sezai Temelli vatandaş ile Pervin Buldan dünle hayata konulan projenin bugünkü figürleridir. Nasılsa yıllar yılı Kürtlerin kendine özgü iradesi yok sayılmış. Bu nedenle olsa gerek, HDP'nin Mili güvenlik Mutabakat komisyonu kongre delegelerin iradesine ferman çıkartmış bile!
Kim ne derse desin, HDP'nin(Mili güvenlik Mutabakat komisyonun)aldığı karar, genel anlamıyla toplumu heyecanlandırmaktan çok uzaktır. Kaldı ki, gerek Ortadoğu gerekse Kürtlere özgü sorunlar havada uçuştuğu bir dönemde! Kitlelerle etkileşim sorunu olanlarla yola devam etmek kime neyi kazandırır? Kürtler kendi sorunsal özgünlükleriyle evrensel değerlerden yana diğer topluluklarla ittifak yapmak başka bir şeydir, kendi iradesini şuranın soluna buranın ideolojisine havale etmek başka şeydir.