Bu yılki Nobel Barış Ödülü’nün cinsel şiddetin savaş silahı olarak kullanılmasına engel olmak için ortaya koydukları çabalar neticesinde kazanan Ezidi aktivist Nadya Murad ve Kongolu doktor Denis Mukwege’ye ödülleri Oslo’da düzenlenenen törenle takdim edildi.
Törende birer konuşma yapan Murad ve Mukwege, savaşlar sırasında cinsel şiddete maruz bırakılanların korunması için dünya kamuoyuna çağrıda bulundu ve devletlerin kadın ile çocuklara yapılanlara karşı duyarsız kalmasını eleştirdi.
DW Türkçe’de yer alan habere göre Murad, hala IŞİD tarafından alıkonulan kadın ve çocukların varlığına dikkat çekerek onların özgürlüğüne kavuşması için uluslararası kamuoyuna duyarlı olma çağrısında bulundu.
Murad, dünyanın Ezidiler ve tüm ezilen halkları koruması gerektiğini vurguladı.
“21’inci yüzyılda, küreselleşme ve insan haklarının olduğu çağda 6 bin 500 Ezidi kadın ile kız çocuğunun kaçırıldığını, tecavüze uğradığını ve satıldığını” belirten Murad, halen 3 bin civarında kadın ile kız çocuğunun ne durumda olduğunun bilinmediğini söyledi.
“Hayatlarının en güzel döneminde genç kızlar satıldı, satın alınıldı, rehin tutuldu ve her gün tecavüze uğradı. 195 ülkenin liderlerinin vicdanlarının bu kızları kurtarmak için harekete geçmemesi anlaşılır gibi değil” diyen Murad, bu kadınların ticari bir anlaşma veya bir petrol sahası olması halinde bütün dünyanın onları kurtarmak için uğraşacağını ifade etti.
Nadya Murad hakkında
Iraklı bir Ezidi olan Nadya Murad, 2014 yılında IŞİD tarafından esir alınmış, bir yılı aşkın süre cinsel istismara ve işkenceye maruz kalmıştı.
Şengal yakınlarındaki köyüne IŞİD’in düzenlediği baskında annesinin, altı kardeşinin ve çok sayıda akrabasının öldürüldüğüne tanık olan Murad, kurtulmasından bu yana Ezidilerin karşı karşıya kaldığı insanlık suçları hakkında dünya kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyor.
23 yaşındayken Birleşmiş Milletler (BM) İyi Niyet Elçisi olarak görev yapan Murad, 2016 yılında da Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmişti.
(karınca)