NATO`nun şımarık Çocuğu!

Yazar Hüseyin Şahin yazdı

 

Hassas hem de çok hassas bir dönemden yani birçoklarımızın öngöremediği süreçten geçmekteyiz.

 

Gerçi ne zaman hassas dönem yaşamadık ki! Belki de Sultan Selahaddin'den başlamak gerek.

 

Kimi gizemli yani Kürdlerin elini zayıflatıp, belini kıran tarihi, kimi saklı gerçeklerden başlamak...

 

Başlanmalı hem de hiç gecikmeden geçmişle yüzleşip, şapkayı yere indirmek, Kürdlerin Haçlı, Davut yıldızı, yada Buda ve de dinsizlerle bir sorunu yoktur diyebilmek.

 

Hatta benim için Güneş, Ay, Su, Toprak, Doğa ve Hava kutsaldır, onsuz yaşam olmaz. Kardeşlikten de ötedir diyebilmek gerek.

 

Kardeşlik, din teranesi hepsi fasa-fiso demek bile büyük bir evrim.

Ne kadar Kürdler kardeş olsalar da, yani karşıdakiler İran, TC, Suriye, Irak zaten seni böyle görmediği için vuruyor, bok yediriyor, ırzına geçiyor, var mı bunun ötesi?

 

Yok be Kardeşim!

 

Benim kardeşlik felsefem bu değildir, diyebilmek zaferin gizemidir. Çözülmemiz, ayrışmamız hem de hiç gecikmeden gerek....

Ankara, Şam, Bağdat, Tahran Rejimleri sırtımıza basa, basa kardeşiz yada hepimiz Müslümanız dediklerinde durup,

 

Hoppa çüş diyebilmemiz gerek. Onların Çocukları özgürce misket oynayıp, uçurtma uçurtabiliyor ya da yazın sıcağında dondurma yiyip rahat uyuyabiliyorlarsa, ben böylesi kardeşliğe çelme atarım.  Kardeş ve Müslümansan, sende benim gibi katıklıca bok yemeli hatta ırzına bile geçilmelidir. Evin, barkın yakılıp, yıkılmalı, aç, susuz ve de uykusuz kalmalısın. Milyon, milyon asimile edilmeli, ananı, babanı inkar etmeli Türklüğünle nefret etmeli, pazarlarda satılmalı, genel evlerine düşmelisin. Bunu kabul ediyorsan senden büyük kardeş ve Müslüman yoktur, o halde ver elini kardeş...

Kılıç, Balta, Mızrak, Taş nede kaba Güç NAFİLE!

 

Atom, Napalm, Raket, görünmez Uçak, Biyolojik, Kimyasal, hatta posta yoluyla havale edilen  silahların  hükmettiği bir gerçekle  karşı karşıyayız.

Kimileri can, kimileri ise kasap misali et, Batılılar ve ABD ise silah satışı derdindedirler. Ortadoğu’da kimi devlet ve örgütlerce kullanılan silahların markaları aynıdır. Önce Arap baharı, ardından Kürd baharı konuşulur oldu. Kürd baharını dillendirenlere o dönemlerde ''nerde babam'' demiştim. Suyu görmeden bacağı hızlı sıvayanlardanız. Koşullar, dengeler, zaman ve hele hele müttefiğiniz yoksa hesapladığınız şey sizi hayal kırıklığına götürür. İttifaksızlığımızın götürdüğü yeri, dün Kerkükte bugün ise Rojava’da acı bir şekilde yaşayarak gördük.

 

Başta ABD'nin 1975, ardında Referandum ve Rojava’da oynadığı oyun, Kürdü sırtından vurma politikasıdır. Irakta Saddam’a karşı Kürdler ile ABD'nin politikaları ve menfaatleri çakışmıştı. Rojava’da kısa bir dönemde olsa yine aynıydı. Son ABD hayal kırıklığından sonra, Rojava YPG güçleri ''Tavşan kaç, Tazı tut” misali Esad rejimine yanaştılar. PAK genel başkanı sayın Özçelik’in belirttiği gibi yaşananlar ''Kürdlere ölümü gösterip, sıtmaya razı etmek'' politikasıdır.

 

NATO'nun şımarık çocuğuna ciddi bir ders ve de yaptırım getirilmediği müddetçe, Kürdler, sıtmayla baş başa bırakılacaklardır. Türkiye’nin geçmiş yılları saymazsak son 5 yıl içerisinde sergilemiş olduğu politika tamda şantajdır. Ortadoğu’da hem Sünni kuşağa hem de İslam liderliğine oynayan Erdoğan bir yandan Rusya’yla flörtleşirken diğer yandan da Batılılar ve ABD ile dalga geçip, şantaj yapıyor. Bu işte Mültecileri koz olarak kullanıyor ''hey Avrupa üzerimize fazla gelirseniz 3 milyon Mülteciyi Avrupa kapılarına zorlarım'' diyor. Batılılar ve ABD Erdoğan’a anlayacağı türden ders vermedikleri müddetçe, şımarıklığı ve şantajı devam edecektir.

 

TC'nin işgal harekatının Avrupa ve Dünyada yankıları büyük oldu. İşgal harekatında dün Afrin’de Rusya, bugün Rojava’nın nerdeyse tümünü kapsayan girişimine ABD yeşil ışık yakmışlardır. Bu işgal harekatını Erdoğan şürekası (CHP, MHP, İyi Parti, İşçi Partisi, Saadet Partisi) dışında destekleyen aklı-selim kimse yoktur. Trump içinde aynı şey geçerlidir.

 

İşgal girişimi tüm Dünyada ciddi bir şekilde protesto edildi. Almanya’da Kitle gösterilerinin yanı sıra Almanya Kürd Cemaati ciddi anlamda perde gerisinde diplomatik çalışma yürüterek gelişmelere dikkat çekti. Bakanlar, Parlamento ve bizzat başbakan Merkel nezdinde Almanya hükümetinden, TC İşgal girişiminin biran evvel durdurulması, ekonomik ve politik yaptırımlar yapması gerektiği konusunda ısrarcı oldu. Ayrıca ABD Berlin elçiliği nezdinde girişim ve görüşmelerde bulunuldu.

Bir yandan Avrupa ve kısmen ABD'nin diğer yandan Çin'in de bizzat işgal hareketine karşı politik tavır alıp, kınamaları TC'yi, kısa süreliğine de olsa bir ateşkese zorlamışa benziyor. Avrupa, Çin kısmen ABD yaptırımlarında ısrarlı olurlarsa, TC buna uymak zorunda kalacak ve bu nedenle de kendince hesapladıkları ‘Güvenli Bölge’ işgal girişimleri de suya düşecektir. Erdoğan ve şürekası bundan vazgeçer mi, oda ayrı bir konu. Bir kere Erdoğan yurt içi ve dışı son yıllarda gittikçe zayıflayan konumunu Kürdleri katlederek ayakta tutmaya çalışıyor. Bunun içinde Türklerin milliyetçiliğini kamçılıyor. Hesap şu: son yerel seçimlerde büyük illerde şamar yiyin Erdoğan son işgal girişimi ile yıpranan prestijini yeniden toparlamaya, HDP, CHP, İyi ve Saadet parti ittifakını bölmeye çalışıyor. Ben bu ittifaka geçen makalemde başlık olarak ''Körle yatan Şaşı kalkar'' demiştim. Öylede oldu. HDP'nin Metropol illerde CHP gibi partilerle ittifak yapması düzen partilerinin işine yarmıştır. Ondan dolayı da HDP müttefiki partiler, AKP'nın Rojava işgal girişimiyle gerçek yüzlerini ''Kürdleri ne kadar da çok sevdiklerini'' bir daha göstermişlerdir. Bu ortamda erken seçimin kapılarını zorlayıp, partisinin tek başına iktidar olmasını ve planladıkları 2023 projesini adım, adım hayata geçirmeyi hesaplamaktadır.

 

ABD'nin TC'ye yeşil ışık yakma planı Kürdlerde olduğu gibi Dünya genelinde tepkiyle karşılandı. Rojava Kürdlerinin bir kesiminin evdeki hesabı çarşıya uymayınca, soluğu Esad rejiminde almaları yenilgimi, zafer mi adını siz koyun, değerli okurlar. 

 

Sıtmaya razı bırakılan YPG dolayısı ile PYD bu işgal girişimi sayesinde Esad rejimiyle kaynaştırılıp, eritilecektir. İŞİD'e karşı destansı direniş gösteren nazlı filintaların mücadeleleri yara alacak ve Kürdlerin yüksek moralleri yine bu vesile ile bozulacaktır.

Bunun önüne geçmenin yolu, Kürdlerin ittifakından geçmektedir. Kesintiye uğrayan Hewler, Duhok görüşmeleri yeniden canlandırılmalı, Rojava ve güney Kurdistan ilişkileri kısa vadede kalıcı hale getirilmelidir. Bu aynı zamanda iki paçanın yakınlığını ve giderek birleşmesini tetikleyecektir.

 

Bu yüzden büyük alimin dizeleri kulaklarımıza küpe, ruhumuza ilham, kavgamıza fişek osun.

 

Ne demişti Ahmede Xani ''İTTİFAK''.

 

Siyaset Haberleri

Bakan Reşid: Vatandaşlardan nüfus sayımı için memleketlerine dönmelerini istiyoruz
Kürdistan Bölgesi ve Irak'ta nüfus sayımı süreci başladı: 2 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edildi
İran ile Elon Musk 'arasında gizli görüşme'
Fransa, 40 yıldır cezaevinde tutulan FHKC üyesini serbest bırakıyor
Bakan Işıkhan: Belediyelere haciz işlemi başlatacağız