Araştırmacı Nevzat Bingöl, Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyum atanmasına ilişkin, “Aslında sürpriz olmadı. Sayın Erdoğan ve AK Parti’yi tanıyan yakından bilen, politikalarını aşağı yukarı tahmin edenler böyle bir kayyum atamasını bekliyordu” dedi.
Rûdaw TV Haber Bültenine katılan Nevzat Bingöl, bir buçuk iki ay önce İstanbul seçimlerinin ardından Rûdaw’a yaptığı konuşmada bölgeye kayyum atanabileceğini söylediğini ifade etti.
Erdoğan’ın özellikle İstanbul seçimlerinden sonra HDP ve Kürt seçmenine yönelik ciddi bir kırılması olduğunu belirten Bingöl, “Sadece üç büyükşehir belediyesi değil. Kaldı ki sadece üç büyükşehir belediyesi değil, öngörüme göre HDP’nin elindeki bütün belediyelere kayyum atanacak” diye konuştu.
İstanbul ve Ankara gibi kentlere kayyum atanma ihtimalini değerlendiren araştırmacı Bingöl, sözlerine şunları ekledi:
“İstanbul ve Ankara için de şartlar müsait olursa HDP’li belediyelere atanan kayyumlara karşı reaksiyonlar beklenen ölçüde olmazsa özellikle Ankara ve İstanbul’a da kayyum atanması değil de belediye başkanlarının görevden alınarak belediye meclisinde yapılacak seçimle yeni bir belediye başkanı seçme arzusu olabilir. Ankara ve İstanbul’da belediye meclisinin çoğunluğu AK Parti ve MHP’lilerden oluştuğu için bu yola başvurabilirler.
AK Parti son yerel seçimlerle birlikte çok ciddi bir düşüşe geçti. Bir yandan milliyetçi taban AK Parti ve MHP’den uzaklaşarak İYİ Parti’ye yaklaşırken, öte yandan muhafazakar Kürtler de dahil olmak üzere Kürtlerin AK Parti’den uzaklaşması ve özellikle Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın parti kurma çalışmaları AK Parti’yi ciddi anlamda sıkıntıya soktu.”
Bingöl, kayyumlarla HDP’nin düşmanlaştırıp şeytanlaştırılmak istendiğini kaydederek, “Bu düşmanla ancak ben mücadele ederim diyerek kendisinden kaçan milliyetçi, ulusalcı kesimi AK Parti ve MHP’ye konsolide etmek” ifadelerini kullandı.
“AK Parti Kürt seçmenden umudunu tamamen kesti”
“AK Parti Kürt seçmenden umudunu tamamen kesti ve istemiyordu açıkçası” diyen Bingöl, şöyle devam etti:
“Kayyum atamasını alkışlayan kesimlere bakmak lazım: Doğu Perinçek, daha önce Abdullah Öcalan’la çok samimi olan ulusalcı lider. Mehmet Ağar, Devlet Bahçeli ve diğer milliyetçi kişiler bu kayyum atamalarını alkışlıyor. Buradaki temel amaç Kürtlerden tamamen umudunu kesen AK Parti’nin yeniden ülkücü, milliyetçi ve ulusalcı oyları kendi etrafında konsolide etmek.”
“Kayyum halkın iradesine yapılan bir saldırıdır. Halk bunu kabul etmiyor.”
Bingöl, kayyumun halkın iradesine yapılan bir saldırı olduğunu ve halkın bunu kabul etmediğini ifade etti.
Bingöl, “Ancak HDP’li yöneticilerin siyasi manevra yapma olanaklara kabiliyete sahip değiller. Çok farklı eylem yöntemleri geliştirilebilir” dedi.
HDP’nin Meclis’ten çekilme olasılığına ilişkin değerlendirmede bulunan Bimgöl, “HDP yöneticileri bu anlamda politika üretmeleri lazım. Kayyum atamalarının devam edeceği kesin. Mevcut belediye başkanlarıyla ilgili dosyalar hazırlanmış. Ben HDP karar vericilerinden olsaydım, kısa bir süre içerisinde bu belediye başkanlarını istifa ettirirdim. Kayyumu beklemeden belediye başkanlarını istifa ettirirdim. Belediye meclis üyelerinden yeni birisini seçerdim doğal olarak. Yeniden kayyum atanması durumunda da belediye başkanı ve belediye meclis üyelerinin tamamın istifa ettirirdim. Bu da olmazsa milletvekillerinin tamamını istifa ettirirdim. Bu da olmadıysa Diyarbakır’da tiyatro oynanıyor diye haftada bir Diyarbakır’da milletvekillerine toplantı yaptırırdım ama tiyatro oyunudur derdim. Bütün dünya basınının ilgisi burda olurdu” diye konuştu.
Kayyum atamalarının Güvenli Bölge ile organik bir ilişkisi olduğunu söyleyen Bingöl, konuşmasına şunları ekledi:
“AK Parti içerde ve dışarda sıkıştı. Ekonomik, sosyal, siyasal her anlamda sıkıştı. Dolayısıyla bir yandan Rojava’da bir askeri harekata girişmeye kalkışırken ki önümüzdeki süreçte küçük bir toprak parçası olsa bile Rojava'ya girebileceğini düşünüyorum. Tabi bunların HDP’ye atanan kayyumlarla Suriye politikaları arasında mutlak surette bir ilinti vardır. “