CNN televizyonunda yayınlanan GPS adlı programda ünlü sunucu Fareed Zakaria’nın sorularını yanıtlayan Obama, Türkiye’de yaşananlarla ilgili bir soru üzerine, “Fırtınalı bir olaydan geçtiler. Darbe girişimi ciddiydi. Ordunun mensupları demokratik yoldan seçilmiş bir hükümete karşı haince eylemlerde bulundu. Cesaret verici olan şey, Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan’a karşı olanlar da dahil olmak üzere Türk halkının öne atılarak bunun kabul edilemez olduğunu söylemesiydi. Bence bu, ciddi manada sıkıntılı bir olaydan çıkan bir umut ışığıydı” diye konuştu.
Türk hükümetinin korku ve endişelerinin anlaşılır olduğunu kaydeden Obama, “Böyle bir şeyin ABD’de olduğunu, ülkeyi nasıl yeniden istikrara kavuşturacağımız noktasında yaşayacağımız zorlukları düşünün” ifadesini kullanın.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kariyerine “demokrat ve reformcu” olarak başladığını, bunu darbe girişiminden dahi önce, uzun zamandır Erdoğan’a doğrudan söylediğini belirten Obama, uzun süre iktidarda kalan liderlerin, ilk geldikleri değerleri sürekli olarak kendilerine hatırlatmaları gerektiğini kaydetti.
Obama’dan demokrasi vurgusu
Türkiye’de gazetecilere demokratik uygulamalarla tutarsız biçimde baskı uygulandığı, muhaliflerin ve sivil toplumun giderek daha fazla seslerinin kısıldığı tartışmalarına işaret eden Obama, “Demokrasi sadece oy kullanmaktan ibaret değildir. Hukukun üstünlüğü, basın ve toplanma özgürlüğü, bunların hepsi onun (demokrasinin) bir parçasıdır. Türk halkının gelecek aylarda bunu tartışacağını, üzerinde çalışacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin durumuna dair, “Güvenlik ilişkilerimizde eksilmeye yol açıcı bir etki görmedik” diyen Obama, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye güçlü bir NATO müttefiki olmaya devam ediyor. IŞİD’i yenilgiye uğratmada bizimle birlikte çalışıyorlar ve bölgede güvenlikle alakalı birçok meselede önemli bir ortak. Ülkelerinde siyasi ve sivil bir depremden geçtikleri kuşku götürmez. Yeniden toparlanmaları gerekiyor ve bunu nasıl yapacakları önemli olacak. Türk halkını destekliyoruz ama eğer attıkları adımların kendi uzun vadeli çıkarlarına ve ortaklığımıza ters düştüğünü düşünüyorsak, her dostun yaptığı gibi biz de onlara dürüstçe bu düşüncemizi aktarmak istiyoruz.”