Okulu bırakan Japon çocuk sayısı neden artıyor?

Japonya'da giderek artan sayıda çocuk okula gitmeyi reddediyor. "Futoko" olarak adlandırılan bu fenomenin nedeni konusunda ise son yıllarda farklı sorular sorulmaya başlandı.

Haber Merkezi- Öğrencilerin kişisel problemler nedeniyle okulu bıraktığı görüşü yanında, mevcut okul sistemi de sorgulanır hale geldi.

Bu şekildeki çocuklardan biri olan 10 yaşındaki Yuta Ito, geçen yıl Altın Hafta bayramı sırasında ailesine hislerini açtı ve artık okula gitmek istemediğini söyledi.

Aylardır ilkokula büyük bir isteksizlikle devam ediyordu ve çok sayıda da devamsızlığı vardı. Yuta, okulda zorbalığa maruz kalıyordu ve sınıf arkadaşları ile de kavga ettiği rapor ediliyordu.

Ailesinin üç seçeneği vardı: Yuta'yı rehber öğretmenden danışmanlık almaya ikna etmek, evde öğrenime geçmesi için hazırlık yapmak ya da onu serbest okula göndermek. Onlar sonuncuyu tercih ettiler.

Yuta, Japonya'daki çok sayıda 'futoko'dan biri. Bu tanım, sağlık veya finansal sebepler dışında, 30 günden fazla okula gitmeyen çocukları anlatmak için kullanılıyor.

Futoko, devamsızlık, ders asma, okul fobisi veya okul isteksizliği gibi farklı şekillerde tercüme ediliyor.

1992 yılında, okul reddi, tokokyoshi(direniş) adıyla ifade ediliyor ve bu duruma bir çeşit zihinsel bozukluk olarak bakılıyordu. Ancak 1997 yılına gelindiğinde, bu durum daha ortada bir ifade olan ve devamsızlık anlamına gelen 'futoko' kelimesi ile anılmaya başladı.

Bu yılın 17 Ekim ayında ise, Japon hükümeti, okul bırakan çocukların rekor seviyeye ulaştığını açıkladı.

2018 yılında, 30 ya da daha fazla gün okula gitmeyen, ilkokul veya ortaokul çağındaki çocukların sayısı yaklaşık 20 bin arttı ve 164,528 oldu.

Japonya'da serbest okul hareketi, futoko sayısının artması ile 1980'li yıllarda başladı. Mevcut sisteme alternatif olan bu okullar, özgürlük ve bireysellik prensibi üzerine inşa edildi.

Bu okullar evde öğrenimle birlikte, zorunlu eğitime alternatif olarak geliştiler.

1992 ile 2017 yılı rakamları karşılaştırıldığında, serbest okullara katılan öğrencilerin sayısının sıçrama yaparak, yaklaşık 7 binden, 20 binin üzerine çıktığı görülüyor.

Okul bırakmanın, genç birey üzerinde, kendini toplumdan soyutlamak veya hikikomori olarak adlandırılan, kendisini odasına kapatmak gibi uzun dönemli etkileri olabilir.

Halen daha endişe verici olan ise hayatlarına son veren öğrencilerin sayısında yaşanan artış. Japonya'da 2018 yılında, son 30 yılın en yüksek sayısı olan 332 okul intiharı gerçekleşti.

Bu artış nedeniyle, Japon hükümeti, 2016 yılında intihar önleme yasasını meclisten geçirdi.

Peki neden bu denli artan sayıda çocuk, artık okula gitmek istemiyor?

Japon Eğitim Bakanlığının araştırmalarına göre, ailevi durumlar, okuldaki arkadaşlarla yaşanan sıkıntılar ve zorbalık en başta gelen sebepler olarak öne çıkıyor.

Japonya'daki birçok okulda, öğrencinin dış görünüşü her anlamıyla kontrol ediliyor. Hatta bazı durumlarda öğrencinin iç çamaşırı bile belirlenmiş olabiliyor.

Bu katı kurallar, okullardaki zorbalık vakalarının artması sonrası 1970'li yıllardan itibaren uygulamaya konuldu. 1990'lı yıllarda biraz serbest bırakılmış olsalar da son yıllarda yeniden sıkılaştırıldılar.

Tomoe de tıpkı Yuta gibi Tamagawa Serbest Okuluna devam ediyor. Bu okulda öğrencilerin üniforma giymeleri gerekmiyor ve kendi okul için çalışmalarını seçmelerine izin veriliyor. Yeteneklerini ve ilgi alanlarını keşfetmeleri teşvik ediliyor.

Bu okullarda yaratılan atmosfer resmiyetten oldukça uzak. Öğrenciler ortak alanlarda buluşuyor, konuşuyor ve oynuyor.

Takashi Yoshikawa müdürü olduğu serbest okulun amacını "sosyal becerileri artırmak" diye özetliyor.

10 öğrencinin düzenli olarak devam ettiği Tamagawa Serbest Okulu yakın bir zaman önce, daha büyük alanı olan bir yere taşındı.

İlk serbest okulunu 2010 yılında açan müdür Yoshikawa, 40'lı yaşlarındayken maaşlı işini bırakarak eğitimci oldu.

Doktor olan babası gibi topluma hizmet etmek istediğini anlamıştı ve bu nedenle koruyucu ebeveynlik yapmaya başladı.

Bu alandaki tecrübesi sayesinde çocukların problemlerini keşfetme olanağı elde etti. Çocukların ailevi durumları ya da yoksullukları nedeniyle okul hayatında nasıl zorlandıklarını gözlemleyebildi.

Nagoya Üniversitesi'nden Profesör Ryo Uchida'ya göre sınıfların kalabalıklığı sorunlardan biri:

"İçinde 40 kişinin yer aldığı bir sınıfta geçirilecek bir öğretim yılında çok şey olabilir"

Uchida, nüfusun çok yoğun olduğu Japonya'da sosyal olarak hayatta kalabilmek için "yoldaşlık" büyük önem taşıyor. Profesör Uchida'ya göre, eğer geçimsizlik yaşar ve diğerleri ile işbirliği kurmazsan başarı ihtimalin çok güçleşiyor.

Ryo Uchida bunun yalnızca okul hayatı için değil, aşırı kalabalık toplu taşıma gibi diğer kamusal alanlar için de geçerli olduğunu savunuyor.

Ancak birçok öğrenci için bu uyum zorunluluğu konusu bir problem. Aşırı kalabalık olan sınıflarda rahat değiller.

Dahası olası bir problem halinde de, her yıl aynı sınıf arkadaşları ile devam etme zorunluluğu probleme dönüşebiliyor.

Profesör Uchida serbest okulların bu bağlamda anlam kazandığını sölüyor: "Bu okullarda grup faaliyetlerinden çok, tek bir öğrencinin düşüncelerine değer atfediliyor"

Her ne kadar sebest okullar bir alternatif olarak kabul edilse de eğitim uzmanları makro anlamda sistemi sorgulamaya devam ediyor.

Profesör Uchida gibi uzmanlara göre, öğrencilerin gelişimlerini daraltan mevcut sıkı kurallar, çeşitliliğin önünü de kapatıyor. Hatta bu durumu bir insan hakları ihlali olarak değerlendiren uzmanlar da bulunuyor.

Ağustos ayındaki bir kampanya sonrası Osaka bölgesinde yetkililer, liselerdeki kuralların gözden geçirilmesini istedi. Buradaki okulların yüzde 40'u değişim konusunda olumlu yanıtlar veriyor.

BBC Türkçe

Asya Haberleri

Bangladeş'te protestocuların konutunu bastığı Başbakan Hasina istifa ederek ülkeden kaçtı
Yalım Eralp: “Rusya, Batı’da düşünüldüğü gibi tek başına değil”
ABD Savunma Bakanı: Asya güvende olmadıkça ABD güvende olamaz
Uluslararası Göç Örgütü: Dünya genelinde 280 milyon göçmen bulunuyor
Çin, keşif aracını fırlattı: Ay'ın karanlık yüzünden örnek toplayacak