Osman AYDIN
Bir önceki paylaşımımda Türkiye’de 1927 yılında yapılan ilk Nüfus Sayımında, Kürt illerinde anadilini Kürtçe yazdıranların oranlarını vermiştim.
Sonuçları kamuoyuna bildirilen son nüfus sayımı, 1965 yılında yapılandır. Ondan sonra yapılan nüfus sayımlarında da anadil sorusu sorulmuşsa da buna ilişkin sonuçlar yayınlanmadığından en azından şimdilik bundan habersiz durumdayız.
1965 Nüfus Sayımı sırasında Türkiye Genelinde anadilini Kürtçedir diye yazdıranların sayısı 2.514.123 tür. Bunun yanında “en iyi bildiğim ikinci dil“ olarak Kürtçeyi yazdıranların sayısı da yine Türkiye genelinde 449.576dır. Bu, anadil veya milli aidiyetini utangaç bir tavırla ifade etme durumudur. Bunlarla birlikte anadili Kürtçe olanların sayısının 1965 yılında Türkiye’de üç milyon civarında olduğunu söylemek mümkündür. Kuşkusuz bu gerçeğin karşılığı değildir.
1965 Nüfus Sayımına göre blok coğrafyadaki Kürt kentlerinde “anadilim Kürtçedir“ diyenlerin rakamsal durumu şöyledir:
Birinci rakam Anadil olarak Türkçeyi, ikinci rakam da Kürtçeyi göstermektedir.
ADIYAMAN : 143.054 – 124.030
AĞRI : 90.02 – 156.320
BİNGÖL : 62.668 93 – 87.759
BİTLİS : 56161 – 94.409
DİYARBAKIR : 178.644 – 293.806
ELAZIĞ : 244.016 – 78.367
ERZİNCAN : 243.911 – 14.327
ERZURUM : 555.632 - 71.833
G.ANTEP : 490.046 – 18.955
HAKKARİ : 10.357 – 72.365
KARS : 471.287 – 134.136
MALATYA : 374.449 – 77.804
K.MARAŞ : 386.010 – 46.548
MARDİN : 35.494 – 265.388
MUŞ : 110.555 – 80.527
SİİRT : 46.722 – 179.507
SİVAS : 649.099 – 32.302
TUNCELİ : 120.553 – 35.801
URFA : 207652 – 189.654
VAN : 118.481 – 147.697
Bu rakamların gerçek durumla uyumlu olduğunu söyleyemeyiz.
Pek çok sayım görevlisinin anadili Türkçe’den başka bir dil olarak yazmak istemediği, yazmadığı, hatta soruya muhatap olanların fikrini değiştirmek için ikna etmeye çalıştığı veya anadil ile ilgili soruyu hiç sormadan kendisinin doldurduğu binlerce örneğe rastlanmıştı.
Bir de cevap verenler açısından bakıldığında, deneklerdeki yerleşik devlet korkusu, sosyal, siyasal ve ekonomik pozisyonlarını kaybetme veya zarara uğrama korkusu, kendi veya çocuklarının geleceklerine ilişkin endişeleri, mahalle baskısı , 40 yıllık devletin ısrarla uyguladığı asimilasyon uygulamalarının Kürler üzerinde yarattığı olumsuz sonuçlar ve daha pek çok objektif ve subjektif nedenlerden dolayı anadili Kürtçe olanları saptayan rakamların gerçekten uzak olduğunu söylemek mümkündür.