Atatürk’ün Selanik kentindeki doğduğu eve Türk gizli istihbarat elemanları eliyle atılan bomba olayı bahane edilerek, İstanbul’da başta Rum vatandaşlar olmak üzere Gayrımüslim vatandaşlara devlet eliyle 6-7 Eylül günlerinde gerçekleştirilen pogrom aradan yıllar geçmesine rağmen acı bir gerçek olarak hala hafızalarda canlı durmaktadır.
Hakkında çok şey yazılan, devletin arkaladığı ve planladığı bu pogrom yıllar sonra adı “derin devlet“ ve “gladyo“ ile fazlaca anılan, bir zamanların Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri olan Orgenaral Sabri Yirmibeşoğlu tarafından yapılanlar bir marifetmiş gibi şu sözlerle itiraf ediliyor:
“6-7 Eylül de bir Özel Harp işiydi. Ve muhteşem bir örgütlenmeydi. Amaca da ulaştı. Sorarım size, bu muhteşem bir örgütlenme değil miydi”
İtiraf etmekle de yetinmiyor bu utancı kendisiyle röportaj yapan gazeteciye de onaylatmak istiyor.
Bu olayda Resmî kaynaklara göre 30 kişi, gayriresmî kaynaklara göre 300 kişi yaralanmış, 500’e yakın kadın tecavüze uğramıştır.
4.214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar bulunan 5.317 mekân saldırıya uğramış, tahrip edilip soyulmuştur.
Maddi hasarın, o günkü değere göre 150 milyon - 1 milyar Türk lirası arasında olduğu tahmin edilmektedir.
Cumhuriyetin kuruluşundan buyana devletin arkaladığı veya göz yumduğu hiç bir olayın failleri cezalandırılmamış olduğundan bu tür olaylar açısından bir “cezasızlık kültürü” yaratılmıştır.