OSMAN AYDIN
“Kürdistan” isminin Osmanlı yönetimi döneminde 1514 yılından 1923 yılına kadar resmi söylemler de dahil hep kullanıldığını daha önceki bir yazımda kaynaklarını göstererek belirtmiştim.
“Kürdistan” isminin en çok İslam tarih ve coğrafya literatüründe, değişik halklara mensup, İslam tarihçi ve coğrafyacıların eserlerinde yer aldığını ve tanımlandığını görürüz.
Kemalizm ile cilalanmış Türk sol anlayışına bulaşan Kürtler, algıladıkları bu yanlış solculuk nedeniyle İslam’a ait hiçbir kapının zilini çalmak istemediler. O alana hep yabancı, çoğu zaman kuşkulu ve bazen de düşmanca bir tavır takınan Türk solu anlayışına sahip Kürtler, orada Kürtler ile ilgili önemli bilgi hazinelerine ulaşmadılar. Böyle bir hazinenin varlığından da haberli olmadılar. Türk solu belki de Kürtler'in bakışının o alana yönelmemesi için ciddi çaba harcadılar.
Bir dinin savunuculuğu değil benim konum. Kürtler için çok önemli ve ortada duran bir kaynaklar hazinesinin adresini vermek istiyorum sadece.
Çoğu araştırmacılar “Kürdistan” isminin ilk kez son Selçuklu Sultanı Sancar Bey (ö. 1157) tarafından, merkezi bugünkü İran’ın Hemedan kentine yakın Bahar kenti bölgesi için "Kürdistan Eyaleti" olarak kullanıldığını belirtirler. Bu ilk kabul edilir.
Ancak bazı güvenilir tarihi kaynaklardan öğreniyoruz ki "Kürdisan" ismi daha önceki tarihlerde Sasaniler döneminde kullanılmıştır.
İslam tarihçileri eserlerinde, Kürt halkının yaşadığı coğrafya için çoğunlukla “Bilâd’ül- Ekrad” (Kürtler’in Memleketi), “Memâlik’ül- Ekrad” (Kürtleri’in Ülkesi) veya “Menâtik’ül- Ekrad” (Kürtler'in Bölgeleri) isimlerini kullanmıştır.
İslam tarihçisi Hamdullah Müstevfiri ‚Tarihi Güzide isimli eserinde‚ Fars kralı Tohmares döneminde putperestliğin yayıldığı coğrafyayı anlatırken, kralın ülkeyi yedi eyalete ayırdığını söyler. Bu eyaletler, Amul, İsfehan, Kuhendiz, Taberistan, Bâbil, Kürdabad (yani Kürdistan) ve Irak-’ı Arap’tır. Görüldüğü gibi Kürdistan ismi, Selçuklular’dan çok önce Sasaniler döneminde bir eyalet adı olarak kullanılmıştır.
İslam coğrafyacılarından eserlerinde Kürdistan ismini yazanlar ise şunlardır: Abdullah b. Hurdazbih, Vâzıh el-Yakûbî, Ömer İbn Rusteh, İbni Fakih el-Hemedâni, Hüseyinel-Mesûdî, el-İstahri el-Fârisî, Ali İbn Havkal, Ahmed el- Mukaddesi, Muhammedel-Bekri, İdris el-İdrisi, Yakut el-Hamavî, Zekeriya Kazvinî ve İbni Sa’d el-Mağribi’dir.
Bu coğrafyacılar eserlerinde Kürdistan coğrafyasını tanımlarken, bu coğrafyanın içinde Musul, Ninova, Vasıt çevresi, Erbil, Hakkâri, Akru (Akra), Şehrizor, Hulvan, Kuhistan, Huzistan, Loristan, Uşne, Balus, Hadran, Endehuz, Ehvaz, Beyda, Dasin, Siser, Hemedan, İsfehan, İstahr, Sühreverd, Erdeşir, Ahsaçevresi, Şiraz, Karmasin, Horasan, Errecan, Baylakan, Belescan, Sabur, Musul ve Cudi Dağı arası, Fehman, Feridin ve Merc gibi şehir ve kasabaların bulunduğunu belirtirler.
Değişik halklara mensup İslâm tarihçilerinin eserlerinde Kürdistan ve Kürtler ile ilgili bilgi bulunduran yazarlar ve eserleri ise şunlardır:
Taberî Tarihi, Belâzuri’nin Fütûh ül Büldan ve Ensâb ve’l Eşraf, Ebu Hanife Dineveri’nin Ensab el Ekrad, İmam Zehebî’nin Tarih’il İslâm ve Câhız, Kitab’ et Tâc fi Ahlak el Mülûk, İbn i Miskeveyh’in Tecârib’el Ümem, İbnü’l- Ezrak’ın, Tarihi Âmed ve Meyyafarikin, İbnü’l- Esir’in, el-Kâmil fit-Tarih, Hâfız İsfehânî’nin Ahbâr-ıİsfehan, Mutahhar Tahir el-Makdîsî’nin, el- Bed-i ve’t Tarih, Kemâleddin İbn-i Adim’in, Buğye et-Taleb fi Tarihi Haleb ve İbn-i Haldun’un Tarihi İbni Haldun.
Bu kaynaklar, araştırmacılar için birer hazine değerindedir.
Evliyâ Çelebi de ünlü Seyahatname'sinde Kürt ve Kürdistan isimlerini sıklıkla kullanır. Kürtler’in Erzurum’dan Mısır’a, Çorum’dan Kazvin’e kadar geniş bir coğrafyada yaşadığını belirtir. “Diyar-ı Kürdistan” olarak bahsettiği coğrafya için “büyük memlekettir” der. “Bir ucu Erzurum diyarından Van diyarına, Hakkâri diyarı, Cizre, İmadiye, Musul, Şehrizor, Harir, Erdelan, Bağdad, Derne, Darteng ve Basra’ya varıncaya kadar yetmiş konak yerde bu dili, yani Kürtçe’yi konuşan insanlar bulunur. Irak-ı Arap ile Osmanoğlu arasında bu yüksek dağlar içinde 6 bin adet Kürt aşiret …” bulunduğunu söyler.