PAK: Çare Olağanüstü Hal İlanında Değil, Özgürlük ve Demokrasidedir
Askeri darbe girişimi karşısında AKP hükümetinin bulduğu çözüm, MGK tavsiyesiyle, Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etmek oldu.
Bu karar, var olan sorunları çözmek yerine , daha da ağırlaştıracaktır.
Herşeyden önce, var olan kısmi demokratik hak ve özgürlükler OHAL koşullarında tamamen ortadan kaldırılacaktır. OHAL’in gerçek anlamda uygulanması durumunda en çok da Kürtlerin var olan kısmi özgürlükleri ortadan kaldırılacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarı ‘’OHAL, demokrasi ve özgürlüklerin kısıtlanması amacıyla değil; darbe girişimine karşı daha etkili bir mücadele amacıyla ilan edilmiştir’’ diyor.
“Normal”şartlar altında bile kentleri yakılıp yıkılan Kürdistan halkı olarak bugüne kadar yaşadığımız tecrübeler , ne yazık ki bu konuda kötümser düşünmemizi sağlayan sayısız veriyi işaret etmektedir
OHAL’in iktidarın söylediği gibi mi olacağı, yoksa OHAL’ler konusunda derin tecrübelere sahip Kürdistan halkının yaşamına,kısmi demokratik hak ve özgürlüklerine yönelik bir kısıtlama, ortadan kaldırma şeklinde mi olacağını önümüzdeki günlerde bizzat yaşayarak göreceğiz.
OHAL’in uygulanmasının, darbecilerin, şiddet ve çözümsüzlükten beslenenlerin , demokrasi ve özgürlük karşıtlarının daha da güçlenmesine yol açacağı açıktır.
Son bir yıldır Kürdistan’da yoğunlaştırılan savaş ile bir çok yerleşim yeri yerle bir edildi, yüzbinlerce insanımız yerinden yurdun edildi, binlerce ölü ve yaralı sözkonusu. Ve savaş hali hala devam ediyor. Ama, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü alanında kısmi de olsa kimi haklar hala yürürlüktedir.
Askeri darbe girişimine, hak ve özgürlüklerimizi ortadan kaldıracağı için ‘’ hayır’’ dedik. Ama eğer OHAL ile de hak ve özgürlüklerimiz tümden ortadan kaldırılacaksa, bunun kabul edilemez olduğunu açık bir şekilde dile getiriyoruz.
Bugüne kadar yaşanan tüm OHAL, askeri darbeler ve her türlü totaliter anlayış ve yönetimlerin ilk mağduru Kürt milleti olmuştur. Bugün de böyle olacaktır.
OHAL ile değil, gerçek anlamda demokrasi ve özgürlük ile; Kürt ve Kürdistan gerçekliğinin kabulü ve eşitlik temelinde bir siyasal çözüm yolunun açılması ile askeri darbelerin önüne geçilebilir.
AKP Hükümeti, Cumhurbaşkanı ve bir bütün olarak Türk Devleti gerçekten de darbelerin önünü kesmek istiyorsa, Kürt ve Kürdistan gerçekliğini kabul etmeli ve sorunların çözümü için gerekli ve zorunlu olan barışçıl ve demokratik adımları atmalıdır. Bunun yolu da tüm sorunları derinleştiren şiddet ve çözümsüzlük siyasetinde ısrar değil; Kuzey Kürdistan’ın tüm siyasi partileriyle gerçek anlamda bir çözüm bulmak amacıyla derhal görüşmelere başlamaktır.
Bugün, öncelikle Kuzey Kürdistanlı tüm ulusal demokratik güçlerin birlikte, her türlü askeri darbe girişimine, OHAL’e ve halkımızın özgürlük ve yaşam hakkına yönelebilecek her türlü tehlikeye karşı el ele verme günüdür.21.07.2016
PAK Basın ve İletişim Bürosu
PSK: OHAL Çözüm Değil
Ordu içinde bir grup yüksek rütbeli subayın darbe girişiminin engellenmesinde cesurca davranan hükumet, ne yazık ki aynı cesareti, darbecilik ve militarizmi kökünden kazımak, Türkiyeyi değiştirip dönüştürmek ve Kürd sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için göstermiyor.
Tüm iyi niyetli uyarılara rağmen, darbenin önlenmesiyle artırdığı halk desteğine dayanarak, devleti paralel yapıdan temizleme sürecinde muhalif sesleri de susturmaya yönelen AK Parti hükumeti, “şerden hayır çıkarmak” yerine, şeri kalıcı hale getirecek adımlar atıyor.
Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonrası toplanan Bakanlar Kurulu 3 ay süreyle Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etmeyi kararlaştırdı.
OHAL, Türkiye’de sorunlu olan kamu düzeninin, (güvenlik-hak ve özgürlükler dengesinin) güvenlik lehine bozulmasının kalıcı hale gelmesidir.
OHAL, temel hak ve özgürlüklerin askıya alınması, düşünce ve ifade özgürlüğünün kararnamelerle engellenmesi, parlamentonun yasama işlevinin Bakanlar Kuruluna devredilmesidir. Başka bir ifade ile OHAL, demokrasinin demokratik sistemin askıya alınmasıdır.
OHAL’in, yürürlükte olduğu yıllarda Kuzey Kürdistan için binlerce köy ve kasabanın yakılıp yıkılması, yüz binlerce Kürdün zorla göçertilmesi, binlerce faili meçhul cinayetin işlenmesi ve faillerinden hesap sorulmaması demektir.
AK Parti hükumetinin, önemli bir işe imza atarak, bu yapısı nedeniyle kaldırdığı OHAL’ı ilan etmesinin gösterdiği bir gerçek var: Türkiye köklü demokratik değişimlere gitmeden, Kürt sorununu eşitlik temelinde, barışçıl yol ve yöntemlerle çözmeden mevcut kısır döngüden kurtulamaz.
AK Parti Hükümeti’ni OHAL ilan etmek yerine, ülkeyi bu kısır döngüden kurtaracak adımları atmaya çağırıyoruz.
Kürdistanlı yurtsever örgütleri, iş ve güç birliğini geliştirmeye, Türkiye’deki demokratik ve değişimden yana olan güçlerle el ele vererek OHAL ve benzeri uygulamalara karşı çıkmaya çağırıyoruz.
OHAL’ e Hayır!
21 Temmuz 16
PSK-Kürdistan Sosyalist Partisi
HAK-PAR OHAL rejimine karşıdır
Hükümet 15 Temmuz askeri darbe girişimini halkın, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin desteği ile bastırdı.
Henüz bu kalkışmanın artçı sarsıntıları devam ederken, Milli Güvenlik Kurulu’nun tavsiyesi üzerine toplanan Bakanlar Kurulu 3 ay süreyle olağanüstü hâl (OHAL) ilan etti.
Muhtemelen her üç ayda bir uzatılacak olan bu rejim hak ve özgürlüklerin sınırlandırıldığı, yönetimin yetkilerinin arttırıldığı, demokratik zeminin daha da daraltıldığı bir rejimdir.
Yasama faaliyetlerinin, Meclis’in kararnameler yoluyla baypas edildiği OHAL rejimleri her zaman ardından büyük hukuksuzluklar, insan hakları ihlalleri ile dolu bir enkaz bırakmaktadır.
Biz Kürtler yıllarca OHAL rejimi altında yaşadık ve bu rejimin yarattığı tahribatlara tanık olduk.
Mevcut sorunları çözmediği gibi, gerilim ve çatışma alanlarını büyüten, bir süre sonra kendisi soruna dönüşen OHAL rejimi, Türkiye’yi demokratik dünyadan, demokratik değerlerden de koparan bir işlev görecek, kısa bir süre sonra yıkıcı etkisini daha çok Kürt coğrafyasında gösterecektir.
Bize göre gerekli olan özgürlük alanlarını geliştirmektir, gelişmiş bir demokrasiyi gecikmeden inşa etmektir.
Bunun yolu darbelere ebelik eden yapısal sorunları cesaretle çözmektir.
Türkiye’yi sürekli olarak darbelerle, iç çatışmalarla karşı karşıya bırakan gerilim alanlarını ortadan kaldırmaktır.
Başta Kürt meselesi, Alevi meselesi olmak üzere temel sorunları cesaretle, adil ve barışçıl bir çözüme kavuşturmaktır.
Aksi halde Türkiye her zaman OHAL, sıkıyönetim, çatışma, darbe, kalkışma, bastırma süreçleri içinde debelenip duracaktır.
HAK-PAR, OHAL rejimine karşıdır
Çözüm olağanüstü hâl ilan etmekte değil, demokratik zemini daha da güçlendirmektedir.
21 Temmuz 2016
HAK-PAR
Basın Bürosu