"Şengal Soykırımın 4. Yılında şehitlerimizi saygıyla anarken, katilleri ve onları himaye ederek destekleyenleri lanetliyoruz
Bugün Şengal Ezidi Kürt Soykırımının 4. Yıldönümü
03 Ağustos 2014 günü IŞİD, Ezidi Kürtlerle meskun Şengal’e saldırmış, binlerce insanımızı katletmiş, binlerce kadın ve kız çocuğumuzu da esir alarak pazarlarda satmıştı. Artık geride kaldı denilen bir vahşet çağının tüm çirkinliğini yeniden yaşamıştık.
Başkan Barzani’nin komutasında 7 bin 500 Peşmerge’nin katılımıyla 31 Ekim 2015’de Şengal’e yönelik operasyon başlatılmış, 13 Kasım 2015 günü Şengal IŞİD’den temizlenmişti.
Ama 16 Ekim 2017 günü Kerkük’ün Haşdi Şahbi tarafından işgalinden sonra, Şengal de henüz yaralarını sarmaya fırsat bulamadan Haşdi Şahbi ve Irak askeri güçleri tarafından işgal edildi.
Evet, Şengal’in yarası halen kanamaya devam ediyor.Hala binlerce Ezidi kadını ve çocuk IŞİD’in elinde esirdir. Güney Kürdistan toprağı olan Şengal hala Kürdistan Bölge Hükümeti’nin kontrolünde değil.
Şengal’in ve Kürt Ezidi kardeşlerimizin yaralarını sarmak başta Kürdistan Bölge Hükümeti olmak üzere tüm Kürt ve Kürdistanlıların tarihsel ve ulusal bir görevleridir. Bu görev aynı zamanda BM, AB ve uluslar arası tüm kurum ve kuruluşların da omuzlarında duran bir insanlık görevidir.
Şengal Kürdistan toprağıdır ve bağımsızlık referandumunda %90’ı aşan bir oran ile bağımsızlığa evet demiştir. Bu nedenle bir an evvel Şengal Kürdistan Bölge Hükümeti’nin egemenliğine bırakılmalı ve Şengal ile tüm Ezidi kardeşlerimizin yaralarının sarılması için özel bir program uygulanmalıdır. IŞİD’in elindeki esir Ezidi kadın kardeşlerimizin ve çocukların kurtarılması için uluslar arası toplum ve Kürdistan Bölge Hükümeti olabilecek tüm imkanları zorlamalıdır. Şengal halkının Kürdistan Bölge Hükümeti idaresi altında yerel düzeyde kendi kendisini yönetmesi için tüm imkanlar sağlanmalıdır.
Şengal’i işgal eden, soykırım uygulayan, kadınlarımızı ve çocuklarımızı esir alan IŞİD ve tüm destekçilerini bu soykırımın dördüncü yıldönümünde bir kez daha lanetliyor, Ezidi halkımızın acılarını kendi ortak acılarımız olarak paylaşıyoruz. 03.08.2018
PAK Basın ve İletişim Bürosu"