Kürdistan Özgürlük Partisi'nin (PAK) açıklaması şu şekilde:
12 Eylül 1980’de Türk ordusu dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren liderliğinde askeri-faşist bir darbe gerçekleştirdi.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra Kuzey Kürdistan’da ve Türkiye’de yüz binlerce kişi tutuklandı; işkenceden geçirildi. On binlerce kişi yurt dışına iltica etmek zorunda kaldı. Yüzlerce kişi öldürüldü, idam edildi. On binlerce kişi hapsedildi.
Tüm siyasi partilere, sendikalara, sivil toplum örgütlerine, muhalif basın organlarına yasaklar getirildi, kapatıldılar.
Doğu ve Batı Blokları arasındaki soğuk savaşın etkisi altında gerçekleşen12 Eylül 1980 Askeri darbesinin temel amacı Kürdistan ve Türkiye’de yükselmekte olan özgürlük, demokrasi, adalet ve eşitlik mücadelesini kırmaktı.
12 Eylül 1980 darbesi Kuzey Kürdistan’daki ulusal-demokratik harekete ve Türkiye’deki demokrat, özgürlükçü, sol harekete büyük bir darbe vurmuştur.
12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Diyarbakır 5 Nolu Zindanı'nda yaşanan işkence, zulüm, vahşet ve katliamlar, Hitler faşizminin uygulamalarından aşağı kalmamıştır.
Fakat Türkiye Devleti, daha önceki siyaset ve uygulamalarıyla engelleyemediği Kürdistan özgürlük mücadelesini 12 Eylül 1980 darbesiyle de engelleyememiş, durduramamıştır.
Türkiye Devleti 1990’lı yıllarda da Kürdistan’da gelişen ulusal uyanış karşısında, 12 Eylül 1980 darbe mantığını da aşan bir anlayışla, Kuzey Kürdistan’da yurtsever insanlara ve Türkiye’deki demokrat, özgürlükçü kesimlere karşı kirli bir savaş konseptini devreye soktu. 17.000 kişi Türk Devletinin eliyle ‘faili meçhul’ adı altında katledildi. Haksızlık, işkence, zülüm ve ‘faili meçhul’ katliamlar, 12 Eylül 1980 darbe döneminde yapılanları da aratır bir düzeye ulaştı.
Türkiye Devleti bugün Kuzey Kürdistan’ın yanı sıra Güney ve Batı Kürdistan’da halkımıza karşı 12 Eylül 1980 darbe mantığı ile hareket etmektedir. Türkiye Devleti bugün de Kürt düşmanlığı temelinde, hiç bir kaide ve kuralı hesaba katmayan bir siyaset izlemektedir. Kürtlerin hiçbir yerde hiçbir siyasi statü elde etmemelerini, hiçbir milli hak ve özgürlük elde etmemelerini en temel amacı haline getiren Türkiye Devleti, saldırı, haksızlık, ölüm, işgal ve talana dayalı siyasetine devam etmektedir.
Evet, 12 Eylül 1980 darbe mantığı bugün de devam ediyor. Türkiye Devleti bugün de 12 Eylül darbecilerinin anlayışıyla yönetiliyor.
39 yıl önce 12 Eylül 1980 askeri-faşist darbesi ile halkımızın özgürlük ve kurtuluş mücadelesini boğmak, ortadan kaldırmak isteyen Türkiye Devleti tüm uygulamalarına rağmen Kürdistan özgürlük mücadelesini engelleyememiştir. Türkiye Devleti 96 yıldır Kürtlere karşı giriştiği savaş, katliam, haksızlık ve düşmanlık siyasetine doymamış ve iflas eden bu siyasetinden de ne yazık ki hiçbir ders alamamıştır.
Ne yazık ki 12 Eylül 1980 döneminde yaşanan işkence, ölüm, yıkım ve haksızlıkların sorumluları yargılanmadı. Onlar yargılanmadığı gibi; ‘faili meçhul’ler döneminde yaşanan işkence, katliam ve haksızlıkların sorumluları da yargılanmadı. Dünkü uygulamalardan dolayı kimseden hesap sorulmadığı için; bugün Türkiye Devleti sorumluları‘faili meçhul’ dönemin yöneticilerinin desteği ve onlarla kurulan ittifakla saldırılara, katliam ve haksızlıklara pervasızca devam etmektedirler.
Açıktır ki, Türkiye Devleti’nin izlediği bu politika, hayal ettikleri sonuca ulaşamayacaktır. Kürdistan özgürlük mücadelesi meşru, sivil, siyasal yol ve yöntemlerle mutlaka amacına ulaşacaktır.
Bu gerçeklikten hareketle, 12 Eylül 1980 darbesinin 39. yıldönümünde Türkiye Devleti’ni bir kez daha çözümsüzlüğü derinleştiren bu siyaset ve anlayıştan vazgeçmeye çağırıyoruz. Savaştan, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü yok sayan, Kürt karşıtı siyasetten vazgeçin. Kürt ve Kürdistan sorunu, özgürlük, demokrasi ve adalet sorunudur, bir terör sorunu değildir; siyasal bir sorundur ve çözüm de diyalogla, siyasal yollarla sağlanabilir.
39. Yıldönümünde 12 Eylül 1980 Askeri-faşist darbesini tüm uygulama ve sonuçlarıyla bir kez daha lanetliyoruz.
12.09.2019
PAK Basın ve İletişim Bürosu