İstanbul'daki İsmail Beşikçi Vakfı salonunda düzenlenen, “Hareketinden 97 yıl Sonra Şeyh Said Efendi ve İlk Defa Yayımlanan Kitapları” konulu panelde konuşan Abdulillah Fırat, Şeyh Said’in eşine az rastlanan bir ilim insanı olduğunu vurguladı.
Şeyh Said’in torunlarından Abdulillah Fırat, dedesinin Karaçoban ve Muştaki Ermeni kiliseleri arasında baş gösteren ve çatışma riski taşıyan bir ihtilafta hakemlik yapmak üzere davet edildiğini ve Şeyh’in bu meselenin sulh ile sonuçlanmasında hakem olduğunu söyledi.
Türkler için Atarürk'ün kıymeti ne ise Kürtler için de Şeyh’in aynı kıymet ve öneme sahip olduğunu vurgulayan Fırat, ancak mukayese yapılırken Şeyh Said'in sadece kötülendiğini ifade etti.
Avesta Yayınları tarafından yayımlanan Şeyh Sait kitaplarının tanıtımının da yapıldığı paneli Necat Zivingi modere ederken, panele İsmail Beşikçi ve çok sayıda kişi katıldı.
Pabelde konuşan Abdulillah Fırat, Şeyh Said' in pek bilinmeyen anılarından bahsederken, dedesinin bir kitap düşkünü olduğunu ve kütüphanesinde 20 binin üzerinde kitap olduğunu söyledi.
Fırat, Şeyh Said’in Semerkkant, Beyrut, Halep Şam ve daha birçok uzak diyardan katırlarla Hınıs'a kitap taşıdığını aktardı.
Hamidiye Alaylarını oluşturan birliklerin bağlı olduğu ailelerin yüzde 80'nine yakınının Şeyh Said'e bağlı aileler olduğunu ifade eden Fırat, ailesinin Diyarbakır'a gelmeden önce İran’da yerleşik olduğunu, orada rejimdem gördükleri zulüm sonucu yüzlerce üyesini kaybederek Diyarbakır'a yerleştiğini ancak burada da “Osmanlı zulmüne” maruz kaldığını ve yine yüzlerce aile ferfini yitirdiklerini dile getirdi.
Mustafa Kemal'in “özel bir kabiliyeti” olduğunu ve bu şekilde Şeyh Said'e bağlı olmayan şeyhleri ikna ederek yanına çektiğinin altını çizen Fırat, bu şekilde Kürdistan'da tıpkı Stalin'nin yaptığı gibi kıyımlar yapıldığını sözlerine ekledi.
Kürdistan'da Mustafa Kemal'e bağlı 50’den fazla şeyh (halife) olduğunu ve bu ailelerin bu gün de Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bağlı olduğunu belirten Fırat, şeyhin mahkemelerde davasına bağlı kalarak geri adım atmadığını söyledi.
Dedesinin yanındakikere aktardığı bir rüyasından da bahseden Fırat, dedesinin, “Benim ejderham Mustafa Kemal'dir. O gelecek ve bize büyük zulüm yapacak” dediğini aktardı.
Fırat şöyle devam etti:
“Kürdistan'da Şeyh Efendi'ye büyük ihanetler yapıldı. Ailemiz büyük zulüme uğradı ve büyük acılar yaşandı. Şeyh Said'in fikirlerini savunmak bu sistem için en büyük tehlikedir. Ancak kendi ailesinden de onun fikirlerini yanlışlayanlar var.”
Berzenci ailesi ile kendi ailelerinin aynı sülaleden geldiğini ve amcazade olduklarını dile getiren Fırat, Şeyh Said’in 1920li yıllarda Berzenci' ye bir mektup yazarak, “Sizin için en büyük handikap nefttir. İngilizler bu neft üzerinden size büyük kötülükler yapacaktır. En iyi neft kokusunu onlar alır. Ne yapıp edin onları Kürdistan'a sokmayın. Yoksa ne Kürdistan kalır ne de İslam kürfü” dediğini aktardı.
Mele Mustafa Barzani ile Şeyh Sait arasında Muş'ta bir görüşme gerçekleştiğini aktaran Fırat,"Şeyh efendi ona 'sana molla lakabını taşımanı öneriyorum. Sakın yakınlarındaki şeyhler gibi hareket etme' diyor. Kendisi de her zaman Şeyh Efendinin yolundan gittiğini söylemektedir" diye ekledi.
Şeyh Said'in “bağımsız bir Kürdistan” ideali olup olmadığı şeklindeki bir soru üzerine ise Fırat, "Şeyh Said ırkçı değildi ancak elbette bağımsız bir Kürdistan İslam Devleti hayali ve arzusu vardı" diye konuştu.
Rûdaw