Polonya'da yabancı medya kuruluşlarına kısıtlama getirmesi beklenen yasa tasarısına karşı on binlerce kişi sokağa çıktı. Yasa, tüm basının özgürlüğüne darbe vuracağı gerekçesiyle eleştiriliyor.
Polonya'da on binlerce kişi basın özgürlüğü için sokağa döküldü. Pazar günü Poloya'nın çeşitli kentlerinde toplanan göstericiler bir medya yasa tasarısı kararının ülkenin cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesi talebiyle 'medya özgürlüklerini kısıtladığı' gerekçesiyle karşı çıktı.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ENDİŞESİ
Tartışmanın merkezinde bir yasa ile kapatılmak istenen ABD merkezli medya şirketi Discovery Inc şirketine bağlı bir televizyon kanalı olan TVN24 var. Meclis cuma günü hızlı bir şekilde tasarıyı onayladı ve cumhurbaşkanına sundu. Söz konusu yasa ülkedeki yabancı medya kuruluşlarını ilgilendiriyor ve hisselerine kimi kısıtlamalar getiriyor ama kamuoyu bunun daha geniş çaplı bir ifade özgürlüğü baskısı olmasından endişeli.
Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda henüz imzasını vererek tasarıyı yasalaştırmasa da gündem ABD ile NATO üyesi Polonya arasındaki ilişkilerde soruna yol açtı. ABD'den Duda'ya 'ifade ve ekonomik faaliyet özgürlüğü ile mülkiyet haklarını koruma' çağrısı yapıldı.
'SADECE TVN İLE İLGİLİ DEĞİL'
En büyük muhalefet partisi Sivil Koalisyon üyesi senatör Bogdan Klich, Krakow'da toplanan kalabalığa "Şu anda biz TVN hakkında konuşuyoruz ancak bu sadece TVN ile ilgili bir mesele değil" sözleriyle seslendi: "Bu, Polonya'da ifade özgürlüğünün geleceği ile ilgili, demokrasimizin geleceği ile ilgili" dedi. Protestocular 'Özgür halk, özgür medya' ve 'Herkes için Polonya' gibi dövizler taşıyarak eylemlere katıldı.
Yasa tasarısına göre hisselerini büyük bir çoğunluğunu satmak zorunda olacak Dicovery'e bağlı TVN24 kanalı, yürütülen destek kampanyasında kısa sürede 8 yüz binden fazla imzaya ulaştıklarını duyurdu. İktidardaki Hukuk ve Adalet (PiS) partisi ise yabancı medya gruplarının Polonya'da çok fazla güç sahibi olduğu görüşünde. Yapılan eleştirilerde ise asıl konunun 'otoriter bir ajandayı takip etmeye başlayan Varşova'nın LGBTİ hakları ve yargı reformu konusunda Avrupa Birliği ile anlaşmazlık yaşaması ve yabancı medya kuruluşlarının bunu körüklediği' yer alıyor.