Tahran’da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in katılımıyla üçlü zirve düzenledi. Zirvede, Ankara’nın mayıs ayından bu yana gündemde tuttuğu Rojava'ya askeri operasyona ilişkin Rusya'nın Fırat'ın batısını hedef göstermesi dikkat çekti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, İranlı mevkidaşı Reisi ve Rusya lideri Putin’in bir araya geldiği Tahran’daki üçlü zirvenin en kritik gündem başlıklarından biri de Türkiye’nin Rojava'ya dönük yapacağı olası askeri operasyonu oldu.
Zirve sonundaki ortak bildiride de ‘Üç ülke sınır ötesi saldırılara karşı durma ve terörün her biçimiyle mücadelede kararlı’ ifadesi kullanıldı.
Ortak bildirideki tavır liderlerin açıklamasına yansımadı. Suriye’de siyasi çözüme vurgu yapan Putin, dışarıdan müdahaleye karşı çıktı. Reisi de “Sınırların ihlali terörle mücadeleye yardımcı olmadı” dedi. Bildiride İdlib maddesi de dikkat çekti. ‘Sahada sükunetin sağlanması için İdlib’le ilgili bütün anlaşmaların tam olarak uygulanması gerektiğinin altını çizildi’ ifadesi Türkiye’ye yönelik mesaj olarak yorumlandı.
Putin açıklamasında, “Kabul ettiğimiz ortak bildiride, Rusya, İran ve Türkiye olarak Suriye’de sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dönüşüm sağlanabilmesi için kararlı olduğumuzu teyit ettik. Suriye krizinin sadece ve sadece siyasi ve diplomatik yöntemlerle çözülebileceği konusunda üç ülke de hemfikir” dedi.
Açıklamasının devamında, dışardan bir reçete veya model empoze etmeden Suriye’nin geleceğini Suriyelilerin kendisinin belirlemesi gerektiğini vurgulayan Putin, Fırat’ın doğusuna işaret ederek “Orada bazı Batılı ülkelerin desteğiyle Suriye’nin toprak bütünlüğüne aykırı olarak yasa dışı yabancı askeri bulundurma ve tutma çabaları var. Orada bölücülüğü kışkırtma çabaları var. Bize göre, Fırat’ın doğusundaki bölge, Suriye hükümetinin kontrolünde olmalıdır” ifadelerini kullanırken, Fırat'ın batısında kalan Tel Rıfat ve Menbiç'e yönelik operasyona 'yeşil ışık' mı yaktı sorusunu gündeme getirdi.
Erdoğan ise açıklamasında, "Astana garantörleri olarak, Rusya Federasyonu ve İran’dan beklentimiz bu mücadelede Türkiye’ye destek olmalarıdır. YPG-PYD topraklardan tamamen sökülüp atılmalı. Bu terör örgütü, bölücü gündemini ilerletirken, saldırılarını sürdürürken, Türkiye’nin kayıtsız ve hareketsiz kalmasını beklemek mümkün değildir. Siz değerli dostlarımızdan Türkiye’nin güvenlik endişelerini anladığınıza dair ifadeler duyuyorum. Buna müteşekkirim, ancak sadece sözler yaralara derman olmuyor. PKK, YPG ve PYD'nin sınırımızdan en az 30 kilometre öteye tamamen çekilmesi, zamanında yapılan mutabakatların bir gereğidir. Ancak, bu hala gerçekleşmemiştir. Örgütün sığındığı bu limanları temizlemenin vakti esasen çoktan gelmiştir. Astana ortaklarımızdan beklentimiz, Suriye’de istikrarın sağlanmasına yönelik çabalarımıza samimi destek vermeleridir.” ifadelerini kullandı.
İran Cumhurbaşkanı Reisi “Amerikalıların Fırat’ın doğusundaki varlığı kabul edilebilir değil ve onların buraları terk etmesi gerekiyor” diye konuştu. Reisi “Suriye’nin topraklarının her noktasının Suriye’nin meşru hükümetinin denetimine ve kontrolü altına girmesi gerekiyor. Suriye’nin egemenliğini ihlal edecek herhangi bir girişimden kesinlikle kaçınılması gerektiğini vurguladık” ifadelerini kullandı.
İran lideri Ayetullah Ali Hamaney ise konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak çok önemli. Suriye’nin kuzeyine yapılacak herhangi bir askeri saldırı kesinlikle Türkiye, Suriye ile birlikte tüm bölgeye zarar verecek ve teröristlere fayda sağlayacaktır” dedi.
Türkiye’nin güvenliğini İran’ın güvenliği olarak kabul ettiklerini ifade eden Hamaney “Siz de Suriye’nin güvenliğini kendi güvenliğiniz olarak görüyorsunuz. Suriye ile ilgili sorunlar müzakere yoluyla çözülmeli ve İran, Türkiye, Suriye ve Rusya bu meseleleri diyalogla sonuçlandırmalıdır” dedi.