Dün (22 Kasım) Rusya, İran ve Türkiye liderlerinin katılımıyla gerçekleştirilen zirvede, Putin’den ‘tüm etnik ve mezhepsel grupların katılımı’nın esas alınması gerektiği açıklaması geldi. Aynı şekilde İran Devlet Başkanı Ruhani de ‘bütün tarafların’ katılacağı bir Ulusal Diyalog Kongresi'ne vurgu yaptı.
Öte yandan Erdoğan’dan gelen PYD/YPG şerhi, Türkiye’nin bu üçlü ittifakta çok da ‘ittifak’ edemediğini gösteriyor.
Bilindiği gibi Soçi Zirvesi taraflarının ‘terör örgütü’ diye zikrettiği gruplar bile aynı değil. Türkiye’nin en öncelikli ‘terörist!’ grup olarak gördüğü PYD/YPG’yi Rusya Efrin’de Türkiye’ye karşı korumuştu. Öte yandan Rusya’nın terörist olarak gördüğü El Nusra’nın açıktan Türkiye tarafından korunduğu bilinmektedir.
Şimdi tartışılan, Soçi’de tüm tarafların ‘uzlaştık’ dediği Suriye Ulusal Diyalog Kongresine PYD’nni katılıp katılmayacağı. Soçi Zirvesi’nde hem Putin hem de Ruhani’den gelen ortak ‘tüm taraflar’ vurgusundan sonra da, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kremlin Sözcüsü Dimitriy Peskov, Kürtlerin katılımına yönelik sorulara konunun Zirve’de görüşüldüğünü ve toplantının ‘kapsayıcı’ olması gerektiği konusundda tarafların anlaştığı dile getirmişti.
PYD Eş Başkanı: “Soçi’de hazır bulunacağız.”
Soçi öncesinde de kendilerinin toplantıya Rusya tarafından davet edildiğini kamuoyuna deklare eden PYD’den Soçi Zirvesi sonrasında da açıklama geldi. PYD Eş Başkanı Şahoz Hasan, Amerika’nın Sesi Radyosu Kürtçe Servisi’ne yaptığı açıklamada, Soçiye katılımları noktasında kendilerine dönük davetlerin olduğunu, bunu daha önce de açıkça dile getirdiklerini söyledi.
PYD Eş Başkanı’nın konuşmasında önemli bir diğer ayrıntı ise kendilerinin Soçi’ye parti veya şahsiyet olarak değil, ‘Cizîre, Efrîn ve Kobanê özerk kantonal yönetimleri’ olarak katılacaklarını söylemesiydi.
Acaba, PYD’yi masada istemeyen Erdoğan krizine, böylesi bir ‘isimlendirme’ formülüyle mi çare bulundu? Bu durumda da PYD’nin katılımıyla, Erdoğan ‘dışlamaya’ gittiği masadan ‘dışlandı’ mı?
Başbakan Binal Yıldırım ise Habertürk Yazarı Muharrem Sarıkaya’ya verdiği mülakatta Putin’in ‘Suriye’deki etnik ve dini tüm tarafların bir araya geleceği’ sözüne ihtiyatlı yaklaşarak PYD’nin olduğu hiçbir platformda yer almayacaklarını yineleyerek ekledi:
“Nusra da Suriye’deki etnik ve dini kesim; o da mı çağrılacak? Öyle bir şey olabilir mi? Nusra neyse PYD veya bileşenleri de o...”
Halbuki, Soçi öncesinde tarafların ‘IŞİD ve El Nusra (Diğer adıyla Tahrir el Şam) militanlarının bölgeden temizlenmesi noktasında anlaşmış oldukları gazete manşetlerinde fazlasıyla yer aldı. Değil masada kendilerine yer açmak, şu günlerde İdlib’e operasyon gündemde.