15 Temmuz günü Diyarbakır’da, 25 Eylül’de Güney Kürdistan’da yapılacak referandumu değerlendirmek amacıyla düzenlenen çalıştayda oluşturulan “Bağımsızlık Referandumunu Destekleme İnisiyatifi”, yapacağı çalışmalara ilişkin hazırladığı yol haritası uyarınca, 1 Ağustos günü bölge milletvekillerine bir mektup gönderdi.
Parti ayrımı gözetilmeksizin bölge milletvekillerine gönderilen mektuplarda, Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) 25 Eylül tarihinde “Bağdat yönetiminin izlediği ayırımcı ve anayasaya aykırı politikası sonucu” referandum yapma kararı almak zorunda kaldığı belirtiliyor ve “2005 yılında, Kürtler bugünkü Irak Anayasası’nın yazılması ve kabulünde önemli bir rol oynadılar. Irak Anayasası eşit ortaklığı ifade eden federal bir anayasa olarak kabul edilmişti. Ama daha sonraki süreçte Bağdat yönetimi Anayasa’ya bağlı kalmadı, gereklerini yerine getirmedi” denildi.
Bağdat yönetiminin izlediği politikalarla birlikte yaşamayı imkânsız hale getirdiği belirtilen mektupta, Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi’nin geleceği güvence altına almak amacıyla arayış içine girmesinin doğal olduğu dile getirilerek, “Bu bağlamda, IKBY’nin kendi geleceğini belirlemek amacıyla referandum yapması meşru ve demokratik bir haktır. Bu hak uluslararası hukuk tarafından da güvence altına alınmıştır” denildi.
Referandum kararının bölgede yaşayan tüm dini ve etnik gurupların desteğini aldığına vurgu yapılan ve referandumun “Türkiye Cumhuriyeti ve bölge için bir tehlike değil, aksine iki ülke arasında var olan iyi komşuluk ilişkilerini siyasi, ekonomik ve kültürel alanda daha da geliştirecek ve bölgede barış ve huzurun sağlanmasına katkı sunacaktır” denilen mektupta milletvekillerine referandumla ortaya çıkacak iradeye saygı gösterilmesi için çaba sarf etmeleri istendi.
Mektubun sonunda “IKBY’nin kendi iradesini ortaya koymak amacıyla yapacağı referanduma verilen her destek, bölgede huzur, güven ve istikrarın sağlanmasına katkı sunacak, Türkiye’de Kürd sorununun barışçıl, demokratik ve diyalogla çözümüne hizmet edecektir” denildi.