Referanduma nasıl bakmalıyız?

Ali Buran

16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandum %51 Evet oyuyla kabul edildi. EVET veya HAYIR demenin Kürt halkına yarar sağlamayacağını söylediğim için bazı dost ve arkadaşlardan olumlu ve daha çok da olumsuz eleştiri aldım.

Sonuç olarak demiştim ki, ‘’bu Anayasa Türk Milleti adına yapılıyorsa; Evet’in de Hayır’ın da Kürde yararı yoktur. Çünkü bu Anayasada Kürdün adı yok!”

Şimdi ise ülkemiz Güney Kürdistan’da özgürlük ve bağımsızlığa yol açabilecek muhtemelen Kasım 2017 de yapılacak referandumu takip etmeli ve destek vermeliyiz. 

2005 yılında Irak Meclisi için yapılan genel seçimlerde Kürdistan'da referanduma halkın yüzde 99’u bağımsızlıktan yana evet demişti. 2 milyona yakın imzayla Birleşmiş Milletlere yapılan başvuruyla Kürdistan’ın bağımsızlığı için referandum talep edilmişti.

Diğer yandan sevindirici olan Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin genel sekreterliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), IKBY'nin "bağımsızlık referandumu" tarihinin belirlenmesi için ortak komisyon kuracaklarını, ayrıca Kerkük’ün Kürdistan’ın bir parçası olduğu konusunda görüş birliğine vardıklarını duyurdular. Umarız ki başta GORAN olmak üzere diğer partiler de bu uyumlu yaklaşıma dahil olur ve referandum %90 ‘ları geçer. Referandumda yüksek oranda bağımsızlık yanlısı oyların çıkması, uluslararası alanda kendi kadrimizin tayin hakkına büyük destek olacaktır. Öte yandan Kerkük’te Kürt Ulusal Bayrağının göndere çekilmesi Irak ve Türkiye tarafından tepkiyle karşılandı ve bu durum tansiyonu bir hayli yükseltti, fakat Kürtlerin tutarlı ve ulusal duruşu bu tepkileri sonuçsuz bıraktı.

Tüm bu gürültü patırtının nedeni Kerkük’ü Kürdistan’dan koparmaktı. Nitekim Türkmen ve Arap üyelerin boykot ettiği, 26 Kürt üyenin katılımıyla toplanan Kerkük İl Meclisi, geçen hafta yaptığı oylamada kentteki kamu binalarına Irak bayrağının yanında IKBY bayrağının asılmasını da karara bağladı ve bu meseleyi kökünden halletmiş oldu.

Neçirvan Barzani, Irak'ta yaşayan özerk Kürtlerin bağımsızlık için referanduma gideceğini söyledi. Barzani referandumun 2017 yılı içerisinde kesinlikle yapılacağını vurguladı

Geçen hafta Barzani, sağlıklı bir referandum sürecinin işlemesi için gözlemci olarak ziyarette bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ve beraberindeki heyeti Erbil kentindeki başkanlık konutunda kabul etti.

En önemlisi referandum, Irak Anayasası’ndaki şarta bağlı itilaflı bölgelerde de uygulanacak ve insanlara Irak’ın bir parçası olmak mı istiyorsunuz, yoksa Bağımsız Kürt devleti mi istiyorsunuz diye sorulacak.

Barzani’n şu sözleri çok önemli:

’’Bağdat ile ilişkilerimiz ağırlıklı olarak iki dönem var. İlki 1922-2003 idi. Bu süre boyunca 2 bin 500 köy yerle bir edildi 182 bin kişi mahvoldu, 12 bin kişinin cesedine dahi ulaşılamadı, ailemden 8 bin kişi öldürüldü, Halepçe’de 5 bin kişi gazla zehirlendi. 2003’ten sonra Irak rejiminin çökmesinden sonra yeni ve demokratik anayasa hazırlanması, bütün vatandaşlara eşit haklar verilmesi ekseninde oluşan yeni Irak’ta birlikte yaşamayı iple çektik. Anayasal sürece katkıda bulunduk ve onayladık; iyi niyetimizi gösterdik. Fakat Irak Devlet Başbakanı tek kalemde bunu noktaladı. Hiçbir sorumluklarını yerine getirmediği gibi üstelik adeta bizi yoksulluğa sürükledi, DEAŞ’la yiğitçe savaşan Peşmergelerimizi açlıkla karşı karşıya getirdi. Kısacası tüm bu gelişmeleri tahlil ettiğimizde biz tüm Güneyli Kürtlerin Irak’la birlikte yaşama şanslarının olmadığı, tek seçeneğin, bu bölgenin en kadim halkının bağımsızlığının tek seçenek olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.”

Bizler, Güney halkının tümü ile Kuzey, Doğu ve Rojava’da bu kutsal kervana candan gönülden katılmalıyız. Ancak Kürt olup ra bağımsız Kürdistan’ı istemeyenler ve engelleyenleri tarihe havale etmeliyiz. Çocuklarımız ve torunlarımız bunları pek de iyi yad etmeyecektir.

05. 06. 2017