Ali Abbas Yılmaz
Altılı Masanın ‘Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ne ilişkin değerlendirmede bulunan Kürt Çalışmaları Merkezi Direktörü Reha Ruhavioğlu, Altılı Masa partilerinin HDP ile ortaklaşmasının önemine vurgu yaparak, “Seçim ikinci tura kaldığında sürprizler de yaşanabilir. Bugünkü anket verileriyle Cumhur İttifakı yüzde 41-43 ile bile Meclis çoğunluğunu sağlayabiliyor. Cumhur İttifakı Meclis çoğunluğunu sağlamış bir şekilde ikinci tura giderse, kriz çıkmasın, ‘topal ördek’ senaryosu olmasın gibi durumlarla Erdoğan’ın eli güçlenir. Bütün muhalefet blokunun (HDP dahil) birbirlerini daha fazla gözeten ve daha sorumlu hareket edecek bir siyasete ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum” dedi.
Altılı Masanın 30 Ocak’ta açıkladığı ‘Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni değerlendiren Kürt Çalışmaları Merkezi Direktörü Reha Ruhavioğlu, metinde Kürt sorununun çözümüne yer verilmemesini bir eksiklik olarak değerlendirirken, söz konusu metnin umut vaat ettiğini ancak heyecana dönüşesinin ise siyasetin görevi olduğunu söyledi.
Ruhavioğlu, aday meselesinin biran önce halledilmesine değinerek, “Aday meselesini biran önce halletmek ve ortak mutabakat metnini, bunun vaat ettiği umudu aday kampanyasıyla bir heyecana dönüştürmek. Eğer muhalefet bunu becerirse çok avantajlı olduğunu düşünüyorum. Ama bu dağınıklık adayın belirlenmesinden sonra da sürerse o zaman toparlanma ihtimalleri zor olabilir” dedi.
Altılı Masa partileri 30 Ocak’ta ‘Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni açıkladı. Toplantıya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal katıldı.
240 sayfalık ana başlık, 75 alt başlık, 2300’den fazla somut hedefin yer aldığı Ortak Mutabakat metni, 9 ana başlık altında 2 binin üzerinde yeni düzenlemeyi içeriyor.
Kürt Çalışmaları Merkezi Direktörü Reha Ruhavioğlu, Altılı Masanın mutabakat metnini, Altılı Masanın olası Cumhurbaşkanı adayının kazanması için muhalefet blokunun hareket tarzını, HDP desteğinin seçimlerde oynayacağı kritik rol ve seçimlerin ikinci tura kalması halinde Cumhur İttifakının elde edeceği avantajları ve Demirtaş faktörünün seçim kampanyasında tuttuğu yeri Sur Ajans’a değerlendirdi.
‘Birbirine benzemeler bir araya geldiğinde asgari müşterekleri konuşmak zorundadırlar’
Ruhavioğlu, Altılı Masanın açıkladığı mutabakat metninin toplumda bir heyecan yaratmamasının nedenlerine ilişkin şunları söyledi: “Metin bir kere birbirine benzemeyen 6 siyasi partinin bir araya gelerek oluşturduğu bir metin. Bu açıdan kıymetli bir metin. Saadet Partisi’nden CHP’sine, yani tarihsel olarak 2 karşıt ideolojinin siyasi temsilleri. Dolayısıyla her şeyde anlaşmalarını bekleyemeyiz. Birbirine benzemeler bir araya geldiğinde asgari müşterekleri konuşmak zorundadırlar, kırmızıçizgilerini değil. Onlar için en önemli olanları masaya koymazlar. Karşı tarafla en çok benzeyebileceğiniz gündemleri masaya getirisiniz. Bu açıdan bakıldığında kıymetli bir iş yapıldığını düşünüyorum. Yani 250 sayfaya yakın o metin bir sürü kamu reformu gözetiyor ve iyi şeyler söylüyor. Fakat bu metin tam da asgari müşterekleri gözettiği için söz konusu metinler heyecan verici metinler olmazlar. Bu metinler umut verici metinler olurlar. Benzemeler bir araya gelip ortaklaşma aradıklarında sonuçta ortaya heyecan çıkmayabilir ama bir umut çıkabilir. Şimdi bu umudu heyecana dönüştürmek sahada siyasetin gündemi olmak zorunda. Bu 240 sayfalık metni vatandaşların çoğu açıp okumaz. Çoğumuz açıp okumuyoruz. Bu metni çok basit ifadeyle insanlara taşıyabilmeniz, anlatabilmeniz lazım. Gerisi buraya kalmış. Yani, salonlara insanların gidip akademik bildiriler gibi bunları uzun uzun okumaları çok anlam ifade etmez. Sizin çarpıcı, vurucu mesajlarla; örneğin Türkiye’de billboardları donatmanız gerekiyor. Toplumun en çok dikkat çekeceği konuları öne çıkarırsınız. Kabul edelim etmeyelim örneğin iklim meselesi toplum için öncelikli bir mesele değil. Önemli bir mesele fakat öncelikli bir mesele değil. Fakat siz bunu mutabakat metnine yazmışsınız. Siz billboardlara iklimle ilgili şunu yapacağız derseniz insanların dikkatini çekmeyebilir. Fakat orada daha fazla dikkatlerini çekecek reformlar var. Örneğin mutabakat metninde kayyumların görevden alınacağı, belediyelere kayyumların atanmayacağı ve eğer belediye başkanı ile ilgili bir soruşturma olursa ancak mahkeme kararı ile onun görevden alınacağı; yerine ise meclisten birinin gelebileceği söyleniyor. Diyarbakır’daki billboardlara ‘kayyum uygulamasına son vereceğiz ve Diyarbakırlıların iradesi Diyarbakırlılar tarafından belirlenmeye devam edecek’ gibi bir mesajla bunu anlatabilirsiniz. Gidip uzun uzadıya 10 tane maddede bunu anlatmanıza gerek yok. Nerede nasıl bir ihtiyaç varsa öyle anlatılması gerekiyor.”
Mutabakat metninde Kürt meselesi neden yok?
Altılı Masa partilerinin açıkladığı ortak mutabakat metnindeki eksikliklere ilişkin Ruhavioğlu şunları söyledi: “Metinde eksikler mutlaka var. Örneğin Kürt meselesi çok büyük bir eksik. Ama bu metinde doğrusu Kürt meselesiyle ilgili bir şey çıkmasını da beklemiyorduk. Çünkü Altılı Masa 1 yıldır bir araya geliyor, bazı metinler üretiyor. Ve bazı partiler Kürt meselesine diğerlerinin çok önünde olmakla birlikte Kürt meselesinde 6 partinin o masada ortaklaşabildiği bir tutumun da olmadığını görüyoruz. Örneğin anadilin kullanımına hiçbiri karşı değil ama anadil nasıl bir statüye sahip olacak meselesinde herkes farklı düşünüyor. Dolayısıyla buradan o konuda bir metin çıkması zor, asgari müşterekleri gözettiğiniz bir yerde. Ama tabii bu metinler hiç yoktan iyi. Böyle bir reform hazırlığı yapılmış olması, iktidara geldiklerinde neyi yapacaklarını anlatmaları iyi bir şey. Çok fazla eksik sayabiliriz ama Kürt meselesi önemli bir eksiklik. Ama bunun üzerine bugünden ne konulabilir belki bu yönde tartışmalar olacak. Örneğin DEVA Partisi çıkıp diyebilir ki, ‘ben iktidara geldiğimde Kürt meselesiyle ilgili bunun yanına bir de şunu koyacağım. İYİ Parti diyebilir ki, kadın meselesinde ben bir de şunu yapacağım’. CHP başka bir şey söyleyebilir. Yani birbirinden farklılaştıkları meseleleri kamuoyunun önünde tartışabilir, konuşabilirler. Ama en azından şöyle diyebilirler; biz 244 sayfalık bir metinde anlaştık ve buna ek olarak 20-30 sayfalık bazı politikalarımız daha var diyebilirler. Dolayısıyla umut vaat eden bir metin olduğunu ve siyasetin bunu heyecana dönüştürmek gibi bir görevinin olduğunu düşünüyorum. Metin Kürt meselesi ve özelde bölgemiz bakımından ciddi eksiklikler içermekle birlikte kayyum uygulaması ve seçmenin iradesinin sandığa yansıması noktasında da net bir tutum sergiliyor. Buradan ileriye nasıl gidebiliriz. Bunu düşünmek, tartışmak ve alternatifleri zorlamak gerek. Bu partilerin Kürt meselesinde daha demokratik, özgürlükçü bir tutumu deklere etmeleri için bir şey yapmak gerekiyor. Yani onları zorlayacak bir mekanizmaya daha ihtiyaç var.”
‘Aday tartışması her şeyi domine etti’
Millet ittifakı partilerinin aday belirleme sürecinde yaşanan handikapları değerlendiren Ruhavioğlu, şöyle konuştu: “Metnin heyecan yaratmamasının bir sebebi de aday meselesi. Aday meselesinde şöyle bir süreç yaşadığımızı görüyorum: İktidar Altılı Masanın ortaya çıkaracağı kıymetli ortaklaşmaları gündemden düşürmek için ‘adayınız kim?’ kampanyasına başladı. Muhalefet, ‘biz adayı falanca tarihe kadar açıklamayacağız, adayla ilgili de konuşmayacağız, içeride başka ortaklaşmalar yapıyoruz’ diyebilmeliydi. Örneğin adayını kim diye sorulduğunda ‘adayı başka zaman konuşacağız, zamanı gelmedi ama size hangi demokratik açılımları yapacağımızı açıklayayım’ deselerdi biz bu meseleleri daha fazla duyardık. Muhalefetin de aday belirleme ve aday tartışması tuzağına düştüğünü düşünüyorum. İktidar ‘adayını kim?’ diye ortalığı zorladı ve muhalefetten de birisi çıkıp kaşı kara olacak, diğeri diyor konuşmayacağız, bir diğeri diyor konuşacağız. Dolayısıyla Altılı Masa bir metin yayınlıyor ve biz altında adayın adını arıyoruz. Bir yandan aday rekabetleri var. Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu birbirine rakip adaylar gibi hep tartışıldı. Adı geçen 3 aday da CHP’li olduğu halde CHP buna karşı bir tedbir almadı. Bu aday tartışmasını kendi içinde erkenden bitirebilirdi. Kemal Bey aday olma konusunda çok netse diğer belediye başkanlarını çok erkenden buna ikna edip kendisinin yayında duracak şekilde bir uzlaşıya gidebilirdi. Bunun henüz yapılabildiğini görmüyoruz. Öbür taraftan aday açıklanmadığında siz iktidarıyla muhalefetiyle bütün kamuoyunu aday kim meselesine kilitlemiş olduk. Bunun için de insanlar adayın kim olduğunu öğrenmedikçe diğer şeylere çok da önem vermiyor, ne dediğinizi duymuyorlar. Ben bunun yanlış bir süreç olduğunu ve zaten son 6 ayda iktidar bir yandan toparlanırken, muhalefetin de dağınık görüntüsü sebebiyle bir türlü oyunu arttırmadı. Bir tarafta bir iç rekabet ve aday belirsizliği var ve öbür taraf ise toparlanmak için kendince reformlar hayata geçiriyor. İkisi bir araya geldiğinde bir taraf toparlanıyor diğer taraf da bir cazibe merkezine dönüşemiyor. Mutlaka bir aday belirlenecek ve bu politikaların temsilcisi, hayata geçirecek aktör olacak. O zaman bir miktar toparlanma olacağını düşünüyorum. Toparlayacak olursam, heyecansızlığın nedeni bu bir ortak müşterekler metnidir. Bir heyecan değil umut vadeder. Başka bir sebebi aday tartışmasının her şeyi domine etmiş olması. Metinde çarpıcı bir şey olmadığı için Kürtler yeni bir şey söylendi demiyorlar. Geriye şu kalıyor: Aday meselesini biran önce halletmek ve ortak mutabakat metnini, bunun vaat ettiği umudu aday kampanyasıyla bir heyecana dönüştürmek. Eğer muhalefet bunu becerirse çok avantajlı olduğunu düşünüyorum. Ama bu dağınıklık adayın belirlenmesinden sonra da sürerse o zaman toparlanma ihtimalleri zor olabilir.”
‘HDP’nin de adayının çıktığı bir durumda büyük ihtimalle ikinci tura gideceğiz’
HDP’nin seçimlerde oynadığı kilit rol ve Altılı Masa partilerinin seçimlerin ikinci tura kalmaması için atması gereken adıma işaret eden Ruhavioğlu, “Adayın heyecan verici bir mutabakatla ortaya çıkması gerekiyor ki, HDP de biz bu adayı destekleyebiliriz, adayımızı geri çektik desin. Aksi halde HDP’nin de adayının çıktığı bir durumda büyük ihtimalle ikinci tura gideceğiz. İkinci tura gitmemiz demek de birinci turda Meclis çoğunluğunu alanın ikinci yarıya 1-0 başlaması demektir. Bugün bakıldığında Cumhur İttifakı’nın Meclis çoğunluğunu alma ihtimali daha yüksek görünüyor. Dolayısıyla bütün dengeleri bir arada hesap edecek bir siyaset kurgulamak gerekiyor. Onun için de çok fazla zaman kaldığını düşünmüyorum. Henüz zaman var ama çok zaman yok” uyarısı yaptı.
‘Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ihtimalinin güçlenmiş olduğu görülüyor’
Altılı Masa bileşenlerinin adayı için ismi sayılan siyasi aktörleri değerlendiren Ruhavioğlu, Kılıçdaroğlu’nun öne çıktığına vurgu yaparak şunları ifade etti: “Bugün bildiğimiz adaylar dışında bir adayın gösterilme ihtimalini zayıf görüyorum. Tabii ki bu bir sübjektif öngörü. Hem seçim sürecine 100 gün var hem de popüler adaylar var. Dolayısıyla hiç bilmediğimiz birinin aday gösterilme ihtimalini zayıf görüyorum. Mansur Yavaş’ı HDP desteklemeyeceği için, Ekrem İmamoğlu’nun da yasal yollarla engellenme ihtimalinin bundan sonra çok daha yüksek olması, yani riskli bir adaya dönüşmesi durumunu göz önünde bulundurduğumuzda Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ihtimalinin güçlenmiş olduğu görülüyor. Ama tabii bu şu anlama da gelmiyor. Siz Ekrem İmamoğlu’nu adaylık yarışında eliyorsunuz ama kampanyanın dışına çıkaramıyorsunuz. Dolayısıyla hem İmamoğlu’nun mağduriyetini hem de sinerjisini, Mansur Yavaş’ın desteğini ve Altılı Masanın diğer bileşenlerinin enerjisini toplayacak bir kampanyaya ihtiyaç var. Aday kim olursa olsun, ister Kılıçdaroğlu olsun isterse de adını duymadığımız bir aday olsun buna ihtiyaç var. Diyelim ki, aday HDP’nin ihtiyaçlarına cevap veren bir aday oldu ve HDP aday göstermedi. HDP aday göstermekle kalmayacak, Demirtaş gibi popüler aktörler aday lehine kampanyaya dahil olacaklar. Kitlelerinin sinerjisini arttıracaklar. Örneğin HDP’lilerin yüzde 70’i mi gidip bu adaya oy verecekler yoksa yüzde 90’ı mı verecek. Bu oranı belirleyecek olan şey HDP’nin kendi seçmenini ne kadar motive ettiği ne kadar sinerji yaratabildiği. Dolayısıyla herkesin kampanyaya bu şekilde çalışması gerekecek. Böyle bir işbirliğinde ben muhalefet açısından işlerin çok zor olduğunu düşünmüyorum. Ama tersi durumda bir dağınıklık, küskünlük olur, tek adayla çıkılamaz. Böyle bir durumda moraller bozulur, sandığa gitme oranı düşebilir. Seçim ikinci tura kaldığında sürprizler de yaşanabilir. Bugünkü anket verileriyle Cumhur İttifakı yüzde 41-43 ile bile Meclis çoğunluğunu sağlayabiliyor. Cumhur İttifakı Meclis çoğunluğunu sağlamış bir şekilde ikinci tura giderse, kriz çıkmasın, ‘topal ördek’ senaryosu olmasın gibi durumlarla Erdoğan’ın eli güçlenir. Kararsızların bir miktarı Erdoğan’a dönerler. Birinci turda sandığa gitmemiş Cumhur İttifakı seçmeni ikinci turda sandığa gidip Erdoğan’a verebilir. Dolayısıyla ben bütün muhalefet blokunun (HDP dahil) birbirlerini daha fazla gözeten ve daha sorumlu hareket edecek bir siyasete ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Ve seçimi birinci turda bitirecek bir hazırlıkla seçime girilmesi gerektiğini düşünüyorum. İkinci tur olursa muhalefetin işinin daha zor olacağını düşünüyorum.”
‘HDP’nin gözetilmesi gerektiği herkesin ortak kabulü’
Altılı Masanın HDP’nin de destek vereceği bir aday profilini tercih etmesinin önemine dikkati çeken Ruhavioğlu, “Altılı Masanın açıklayacağı aday HDP’nin daha önce açıkladığı kriterlere uygun olursa ve Kürt meselesiyle ilgili biraz inisiyatif alırsa, yani Altılı Masanın mutabakat metnini uygulayacağım ama HDP’yi de ziyaret edip desteklerini isteyeceğim gibi bir inisiyatif alanı geliştirirse HDP’nin de o adayı destekleyebileceğini düşünüyorum. Neticede HDP mutlaka adayımızı çıkaracağız diye de demiyor, müzakerelere açık olduğunu söylüyor. Müzakerenin gözetilmesi ve ortaklaşma aranması gerektiğini düşünüyorum, her iki taraf açısından da. HDP’nin destekleyebileceği bir aday çıktığı halde HDP’nin aday göstermesi de bu sefer HDP açısından olumsuz bir görüntü olur. Dolayısıyla HDP’nin gözetilmesi gerektiği herkesin ortak kabulü. Bu hepimizin bildiği bir şey. Muhalefet bunu gözetmezse büyük bir riski göze almış demektir. Ama ben bunu gözeteceklerini düşünüyorum” diye belirtti.
‘HDP ile Demirtaş’ın sinerjileri birbirinin alternatifleri değil, birbirini tamamlayan şeyler’
Edirne Cezaevinden seçim kampanyasına ciddi katkı sağlayan HDP eski Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş ile HDP arasında bir paralellik olduğunu ifade eden Ruhavioğlu, şunları söyledi: “Demirtaş tek bir kişi ve dolayısıyla bir karar alıp uygulaması daha kolay. Ve popüler bir lider. Söylediklerinin kamuoyuna ulaşma kanalları daha geniş. Ama tabii neticede HDP de bir kurum ve kararlarını daha çok tartışarak alıyor. Tabii bir kişinin inisiyatifine göre biraz daha ağır hareket etmesi de normal. Ben Demirtaş ile HDP arasında bugün itibariyle bir paralellik olduğunu; aday meselesi, seçime girme konularında bir tartışma, anlaşmazlık olduğunu düşünmüyorum. O yüzden herkes bir şekilde kampanyaya bir şekilde etki etmeye çalışıyor. HDP ile Demirtaş’ın sinerjileri birbirinin alternatifleri değil, birbirini tamamlayan şeyler. Nihayetinde Demirtaş’ın yarattığı sinerji de en çok HDP’ye yarıyor. Başka bir yere yaramıyor. Bir yerde HDP ile Demirtaş anlaşmazsa o zaman etkiyi görebiliriz. Örneğin ortak adayın desteklenmesi konusunda. Demirtaş adayın desteklenmesi gerektiğini düşünür ama yok HDP ille de kendi adayımızı ayrı çıkaracağız derse o görüş, tutum ayrılığı HDP’li Kürt seçmeni elbette ki etkiler. Ama bugün itibariyle Demirtaş’ın vites yükseltmiş olmasını, HDP’nin de masada bir cevap bekliyor olması sebebiyle bir bekleme modunda olmasını çok normal görüyorum. Normal süreçler yaşıyoruz. Anormal süreç şu olur; HDP adayını açıklar ve muhalefetin adayı ortaya çıktığında da adayını çekmezse be bu aday HDP’nin destekleyebileceği bir aday olmasına rağmen adayını geri çekmezse o zaman anormal süreçler yaşıyoruz diyebiliriz. Ama bugün itibariyle ben hepsini siyasetin normali olarak görüyorum.”
Haber: SUR AJANS