Rojava’dan, ABD’ye; Esad rejiminden Rusya’ya: 2021’de Suriye!

.

Ayaklanmanın çatışmaya dönüştüğü 11 yıllık Suriye iç savaşının son yılında, ekonomi aşağı yönlü bir çizelgede Suriyelilerin yüzde 90’ını yoksulluğa iterken, Şam ile bölgesel normalleşme çabaları hız kazandı. Öte yandan Beşar Esad’ın, yüzde 70’ini kontrol ettiği Suriye’de, kuzeydoğu (Rojava) ve kuzeybatıdaki (İdlib) çıkmaz, kırılgan bir dengede yer alıyor.

Syria Direct haber sitesinden Alicia Medina, Orta Doğu politika uzmanlarının Rojava ve Suriye’ye yönelik analizlerini ve 2022’deki öngörülerini kaleme aldı. “Suriye’nin 2021 taslağı ve 2022’de neler bekleniyor” başlığı ile yayınlanan makalede, Türkiye’nin Rojava’ya olası müdahalesi, İdlib’deki gelişmeler ve terör örgütü IŞİD dosyası ele alındı.

Rojava

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2021 yılında, Demokratik Suriye Güçleri (DSG) kontrolündeki Rojava’ya olası müdahale tehditleri, ateşkes ihlalleri gibi ısrarla sürdü. 

Rojava’da askeri bir çözümün olmadığını ve Türkiye’nin de bunun farkında olduğunu söyleyen Uluslararası Kriz Grubu Proje Direktörü Heiko Wimmen, “Türkiye’nin Rojava’da işgal ettiği bölgeyi genişletmek istemeyeceğini düşünüyorum. Böyle bir durumda, Ruslarla zorlu bir süreç içerisine girecekler” dedi.

Orta Doğu Enstitüsü Suriye Programı Direktörü Charles Lister ise, Rusya’nın Rojava’ya olası bir Türk müdahalesine karşı kırmızı çizgisini ortaya koyduğunu, ve Türkiye’nin bölgedeki herhangi bir eyleminde, Rusya’dan yeşil ışık alması gerektiğini söyledi. 

Lister ayrıca, Turkstream projesi ve S-400 hava savunma sistemi gibi stratejik çıkarlar nedeniyle Moskova ve Ankara’nın Suriye’de sürekli birbirlerini dengelediğini, ve her iki taraf için de bu dinamiğin sürdürülmesinin daha önemli olduğunu belirtti.

Bir diğer karmaşık konu ise DSG konusu. Lister, DSG’nin bir numaralı müttefikinin ABD olduğunu ve Biden yönetiminin birliklerini Rojava’dan çekmeyeceğini ısrarla belirttiğini ifade etti.

Rusya’nın DSG için masaya koyduğu anlaşmada, Kürtlerin son 6 yılda kazandığı her şeyden vazgeçmesini önerdiğini aktaran Orta Doğu uzmanı, buna rağmen DSG’nin Moskova ve Şam’a kapıyı kapatmadığını vurguladı.

Lister ayrıca, DSG’nin ABD’yi 2022 senesi içerisinde, 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararında ilerleme sağlanması ve rejimle siyasi bir anlaşmaya varılması için teşvik edeceğini söyledi.

Kuzeybatı (İdlib)

2021 boyunca sürekli ateşkes ihlallerinin yaşandığı, muhalif güçler ile İslamcı kökten dinci Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) tarafından kontrol edilen kuzeybatıda ateşkesin sürdüğü görülüyor. Lister, ateşkesin her gün ihlal edilmesine rağmen, bu durumun her taraf için diğer alternatiflerden daha uygun olduğunu belirtti. 

Şam’ın bölgeye tam teşekküllü bir saldırısının muhtemel olmadığını aktaran Lister, “Türkiye bölgedeki varlığını sürekli genişletti ve bu durumun Türk ve Suriyeli birlikler arasında doğrudan bir çatışmaya yol açma olasılığı yüksek. Fakat Ruslar bununla ilgilenmiyor” dedi. Meydana gelebilecek büyük bir saldırı sonucunda binlerce insanın Türk topraklarına akın edeceği anlamına geldiğini aktaran Lister, bu durumun Ankara için kırmızı çizgi olduğunu söyledi. 

Öte yandan Wimmen ise Şam’ın söz konusu operasyonunda, kuzeybatıda bulunan ve çoğu eski Sovyetler Birliği ülkelerinden gelen cihatçı savaşçıların yayılmasına yol açabileceğini ve Rusya için bunun bir kabus olduğunu belirtti. 

IŞİD Dosyası

Özerk Yönetim Bilgi Merkezi verilerine göre, 2021 yılında Rojava’da 267 IŞİD saldırısı düzenlendi. Bu saldırılarda 186 kişi hayatını kaybetti. Söz konusu veriler 2020’deki saldırılarla kıyaslandığında bir düşüşün yaşandığı gözüküyor. 2020 yılında terör örgütü 527 saldırı düzenlemiş ve 299 kişinin ölümüne neden olmuştu.

Lister, IŞİD’in özellikle son 12 ayı, finans ve lojistik ağlarını sessizce yeniden yapılandırmak için kullanabileceğini ve daha karmaşık saldırılarla gün yüzüne çıkabileceğini belirtti.

IŞİD'in 2019'da Baghouz'daki yenilgisinden bu yana, yaklaşık 10.000 IŞİD üyesi şüpheli Rojava’daki hapishanelerde tutuluyor. Hol Kampı’nda ise 60 bin IŞİD üyesi ailenin yer aldığı ve kampın IŞİD’in yeniden canlanabileceği bir alana dönüştüğü iddia ediliyor. 2021 yılında Hol Kampı içerisinde 95’ten fazla ölüm meydana geldi. 

El Hol kampındaki güvensizliğin eşi benzeri yok; İnsan Hakları İzleme Örgütü Suriye araştırmacısı Sara Kayyali, “İnsani koşullar açısından durum daha da kötüleşmeye devam ediyor ve hiçbir yardım tek başına bunu çözmeyecek” dedi.

Esad rejimi ile normalleşme çabaları!

2021 yılında Esad rejimi ile normalleşme çabaları yoğunlaştı. Ürdün sınır kapılarını tamamen açarak, Şam uçuşlarına izin verdi. Interpol’ün başkanlığını tartışmalı bir şekilde eline alan Birleşik Arap Emirlikleri de bu süreçte boş durmadı. BAE Dışişleri Bakanı, ticareti görüşmek üzere Şam’ı ziyaret etti.

Kayyali, Suriye'nin "İnterpol'ün sistemini siyasi güdümlü tutuklama emirleri çıkarmak için kullanabileceği" ve Çin gibi ülkelerin daha önce yaptığı gibi kırmızı bülten sistemini "kötüye kullanacağı" konusunda uyardı. 

Öte yandan Suriye Adalet ve Hesap Verebilirlik Merkezi (SJAC) Hukuk Üyesi Nessma Bashi, "Devletler, Suriye'den gelen her talebi ciddiye almalı çünkü insanların hayatları risk altında olabilir" dedi.

Ekonomi analisti Karam Shaar ise, normalleşme çabalarının bir 'yutturmaca' olduğunu belirterek, “BAE ve Ürdün ilişkileri normalleştirmeye çalışıyor ancak ne pahasına olursa olsun Esad tarafından ciddi adımlar görmek istiyorlar ve Esad'ın onlara anlamlı bir taviz vereceğini düşünmüyorum” yorumunda bulundu.

'Yeniden yapılanma'

2021 Eylül ayında Suriye Sanayi Bakanı, yıkılan fabrikaların yeniden rehabilite edilmesi için yatırımcılara çağrıda bulundu. Shaar, “Bu çağrı, hükümetin içinde olduğu umutsuzluğun derinliğini gözler önüne seriyor” diyor. 

Kayyali, çağrıyı vasat buluyor ancak "Suriye'de yeniden yapılanmanın nasıl olacağını" anlamak için BAE'nin bir elektrik santrali inşa etme anlaşmasının 2022'de nasıl ortaya çıktığının izlenmesi gerektiğini belirtiyor.

Wimmen ise, herhangi bir yatırımcının “Suriye'nin altyapısını yeniden inşa etmek için ihtiyaç muazzam miktardaki parayı” yatırmaya ve ABD Sezar Yaptırımlarından etkilenme riskini almaya istekli olacağından şüphe duyduğunu ifade ediyor.

Kurdistan Haberleri

Üçüncü Dünya Savaşı - Arzu Yılmaz*
Eğer Danielle Mitterrand bugün burada olsaydı
Myles Caggins: Kürdistan petrolünün yeniden ihracatı için birçok adım atıldı
Dersim ve Ovacık belediyelerine kayyum atandı
Mesud Barzani: Her türlü barış girişimine destek veriyoruz