Kommersant gazetesindeki Marianna Belenkaya ile Kirill Krivoşeev imzalı yazıda “ABD’nin Kürtlerle Türkler arasında manevra yaptığı” öne sürüldü. Erdoğan'ın Suriye’de yeni bir operasyon ilan etmesi üzerine Pentagon'un Ankara’ya hemen geldiğini belirten yazarlar, görüşmenin tampon bölge üzerine mutabakat sağlayıp Türkiye’nin operasyonunu durdurmak için yapıldığını ifade etti.
Svobodnaya pressa haber portalında yayımlanan yazıda Lyubov Şvedova “Rusların Türkleri İdlib’den kovduğunu” iddia etti. Yazara göre Şam ve Rus askerleri bölgede ilerledikçe Türk askerleri kuzeye doğru çekiliyor.
Çoktan beri İdlib’de Esad ordusunun taarruzu pek başarılı değildi. Rusya çatışmalara katılınca durum değişti, “yakın zamanda” İdlib “temizlenecek”. Türkler ise doğrudan doğruya çatışmaya girmekle çekilmek arasında seçim yapmalı. Şimdiye kadar Moskova ile pazarlık için zaman kazanmaya çalışan Ankara, durumu diplomatik yolla çözmeye odaklandı.
Ne var ki “ılımlı muhalefeti teröristlerden ayıramayan Türkiye” istediğini elde edemedi. Üstelik İdlib’deki radikaller TSK’ye saldırıyor veya Şam ordusuyla karşı karşıya getiriyor.
Bu arada Rusya’nın, ABD’nin himayesindeki Kürtlerle savaşmasının uygun olmadığını, “Erdoğan’ın da çekilmekten başka yolunun olmadığını” öne süren yazar, İdlib’in yakında “Suriye’ye döneceğini” tahmin etti.
Tsargrad TV sitesinde çıkan Kamran Gasanov’un yazısına göre Erdoğan S-400’den “ilham alıp” ABD’nin müttefiklerini Suriye’den kovmaya karar aldı.
“Fırat Kalkanı” ve “Zeytin Dalı”ndan sonra, ABD ile ne tampon bölge ne de Menbiç konusunda anlaşabilen Türkiye Fırat’ın doğusunu nişan aldı.
Washington’un YPG’den vazgeçmeyeceğini anlayan Ankara, Afrin’de ani hamle yapabildiğini herkese gösterdi. Bununla beraber Türkiye, Amerikan finans pazarından mahrum olmaktan ne kadar korkuyorsa ABD de İncirlik’i kaybetmeyi o kadar istemez. Gasanov’un deyişiyle Erdoğan operasyon konusunda gerçekte kararlı olsaydı iki sene önce onu emrederdi. Yine de yazara göre S-400, Erdoğan’a ilham vermiş olmalı. Türkiye liderini operasyona zorlayan bir unsur da ekonomik kriz. Suriye’de yeni bir harekat Erdoğan’ın reytingini yükseltir.
Kommersant gazetesinde çıkan ve Marianna Belenkaya ile Kirill Krivoşeev imzalı yazıda “ABD’nin Kürtlerle Türkler arasında manevra yaptığı” öne sürüldü.
Erdoğan Suriye’de yeni operasyonu ilan edince Pentagon Heyeti Ankara’ya hemen geldi. Görüşme maksadı, tampon bölge üzerine mutabakat sağlayıp Türkiye’nin operasyonunu durdurmak oldu.
Gazeteye durumu değerlendiren Rusya Dışişleri Konseyi Üyesi Aleksey Hlebnikov, Türkiye’nin, ABD’li ve Avrupalı askerlerin konumlandığı bölgede geniş çaplı operasyon yapabilmesinin şüphe verici olduğunu ve operasyonu ilan etmekle Ankara’nın sadece müzakerede pozisyonunu güçlendirmeye çalıştığını öne sürdü.
Yazarlara göre ABD, Kürtlerle işbirliğini tehlikeye atmaz çünkü aksi takdirde Kürtlerin Şam’a yakınlaşma ihtimali büyük. Bununla beraber Kürtler Esad ile anlaşırlarsa Moskova onların “güvenliğini sağlamaya hazır”. Öte yandan gazetenin mikrofon uzattığı uzmanlara göre, Ankara İdlib’de Şam ve Rus askerlerine engel koymazsa, Rusya, Türkiye’nin yeni operasyonuna göz yumacak.
Voyennoye Obozreniye haber portalında yayımlanan yazıda Yaroslav Vyatkin, ABD’nin kullandığı tehdit dilinin müttefiklerini yavaş yavaş düşmana çevirdiğini öne sürdü.
Yazara göre Türkiye konusunda ancak “maddi çıkarlara bakan” Amerika “son derece aptalca” ve hatta “komik” davrandı. Yunanistan ve “NATO’nun başka üyeleri” S-300 ve PMU-1 füzeleri alınca hiç sorun çıkmamıştı. Halbuki S-400 birdenbire NATO savunma sistemine adapte olamayacaktı ve üstelik F-35’leri “deşifre edecekti”. Bunun ardından S-400 teslimatı başlayınca ABD’nin Türkiye’ye Rus füzelerini aktive etmemek gibi bir teklifte bulunduğunu ve Ankara’yı F-35 programından “atmak” gibi bir aptallık yaptığını iddia eden Vyatkin, Washington’un başka tekliflerde de bulunacağını tahmin etti.
Neticede yazarın deyişiyle Türkiye, F-35’ten daha modern ve ucuz Rus yapımı Su-35’lere göz dikti. Vyatkin’e göre Türkiye’nin NATO içinde bağımsız politika yürütmesi veya ittifaktan çıkması Rusya’nın işine gelir.
Regnum ajansının konuk yazarı Mira Gasanova, 21’inci yüzyıldaki Rus-Türk ilişkilerini değerlendirdi.
İki ülkenin durumunu geçen yüzyılın başındaki haline benzeten Gasanova, Batı’nın Moskova ile Ankara’yı sürekli tehdit ettiğine, Türkiye’nin toprak bütünlüğünün tehlikeye girdiğine, Rusya’nın yaptırımlara karşı direndiğine dikkat çekerek iki ülke arasındaki işbirliğinin doğal olduğunu savundu. “Bulunduğumuz aşamada bu işbirliği savunmadan enerjiye, ticaretten turizme, Suriye’den Doğu Akdeniz’e kadar uzanıyor.” ifadesini kullandı.
Bütün çabalara rağmen Ankara, ne Kıbrıs problemini ne Kürt meselesini çözdü ne de AB’ye üye oldu. Soğuk Savaş bitince NATO’nun Türkiye’ye ihtiyacı azaldı, uçak krizinde de NATO, Türkiye’yi Rusya ile başa baş bıraktı, Patriot’ları vermedi. Başka deyişle Batı, Türkiye’ye alternatif olmaktan çıktı.
Gasanova’ya göre bu şartlarda Ankara’nın Rusya’ya yönelmesi doğal. Ve bu süreç bölgedeki gelişmeleri daha çok etkileyecek.
Aynı ajans yazarı Stanislav Stremidlovskiy, Erdoğan’ın Süryani Ortodoks kilisesinin temel atma törenine katılmasını kaleme aldı.
Cumhuriyet döneminde Türkiye’de inşa edilecek ilk Süryani Ortodoks kilisesi ile ilgili bu gelişme Ankara’nın Suriye politikasının bir parçası ve hatta daha geniş çaplı bir hamle olarak değerlendirilir.
Andrey İsaev
GAZETE DUVAR