Suriye'de Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) öncülüğündeki cihatçı grupların başkent Şam'ın kontrolünü ele geçirmesinin ve Devlet Başkanı Beşar Esad'ın ülkeden ayrılarak Suriye'ye sığınmasının ardından İsrail'in Suriye'deki 'askeri hedeflere' 500'den fazla hava saldırısı düzenlediği bildirildi. İsrail ordusundan yapılan açıklamada, saldırılarda vurulan hedefler arasında savunma sistemleri ve uçak filolarının yer aldığı ifade edildi.
AA'nın aktardığına göre, Esad yönetiminin devrilmesinden sonraki 48 saatte düzenlenen 500'den fazla hava saldırısında Suriye'deki gelişmiş uçaksavar füze sistemlerinin yüzde 90’ının, hava savunma sistemlerinin yüzde 85’inin imha edildiği ileri sürüldü. Açıklamada, Suriye'deki Rus yapımı SU-22 ve SU-24 uçak filolarının tamamen kullanılamaz hale getirildiği, hava kuvvetlerinin de yaklaşık yüzde 40'ının imha edildiği savunuldu.
RUSYA DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI'NDAN 'SURİYE' AÇIKLAMASI
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Orta Doğu ve Afrika Özel Temsilcisi ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov da başkent Moskova'da gazetecilere yaptığı açıklamada, Suriye'deki son gelişmeleri değerlendirdi. Bogdanov, Suriye'de Esad yönetiminin yıkılmasının ardından kurulan geçici yönetimle temas kurduklarını bildirdi.
Bogdanov, "Başkent Şam'da çalışan siyasi komiteyle bir otelde temas kuruldu. Onlar, diplomatik misyon temsilcileriyle görüşüyor. Büyükelçiliğimizin temsilcileri de onlarla görüştü" dedi. Bogdanov, görüşmede, öncelikle diplomatik misyonlarının ve Suriye'deki Rus vatandaşlarının güvenliğinin sağlanmasıyla ilgili konuların ele alındığını bildirdi.
Temasların yapıcı yönde ilerlediğini söyleyen Mihail Bogdanov, verilen sözlerin yerine getirileceğine dair umudunu paylaştı. Bogdanov, Suriye'deki Rus askeri üslerinin durumuna ilişkin şöyle konuştu: "Üsler Suriye topraklarında kalıyor. Şimdilik bu konuda başka bir karar alınmadı. Bu üsler Suriye yönetiminin isteği üzerine orada konuşlandırıldı. Hedefimiz teröristlerle, IŞİD ile mücadeleydi. Herkes, terörle ve IŞİD'in kalıntılarıyla mücadelenin bitmediği konusunda hemfikir. Bu ortak çabaların pekiştirilmesi gerekiyor."
Mihail Bogdanov, bu bağlamda Suriye'nin Lazkiye ilinde Rusya'ya ait Hmeymim Hava Üssü'nün 'terörle mücadelede' önemli rol oynadığını savundu.
LÜBNAN: HİÇBİR GÜVENLİK YETKİLİSİ YASAL YOLLARDAN ÜLKEYE GİRMEDİ
Öte yandan, Lübnan İçişleri Bakanı Bessam Mevlevi de Suriye'de devrilen Esad yönetiminin hiçbir güvenlik yetkilisinin 'yasal yollardan' Lübnan topraklarına girmediğini söyledi.
Lübnan haber ajansı NNA'ya konuşan Mevlevi, Suriye Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Ali Memluk'un Lübnan topraklarında olduğunu yalanladı. Mevlevi, "Devrik Suriye rejiminden hiçbir güvenlik yetkilisi yasal geçiş noktalarından Lübnan'a girmedi" dedi.
Esad yönetiminin devrilmesinin ardından 'bazı aileler ve iş insanlarının' Lübnan'a geldiğini belirten İçişleri Bakanı Mevlevi, bu kişilerin sıkı güvenlik talimatlarına uygun bir şekilde ülkeye girdiğini ve haklarında adli ve uluslararası tutuklama emri olmadığını kaydetti. İçişleri Bakanı Mevlevi, Esad yönetiminin bazı yetkililerin Lübnan'da olduğu söylentilerinin ülke genelinde güvenlik birimlerince araştırıldığını aktardı.
Lübnan güvenlik birimlerinin yasalar doğrultusunda hareket ettiğine dikkati çeken Mevlevi, "Hakkında Lübnan'da veya uluslararası çapta tutuklama emriyle arama kararı olan herkes tutuklanır. Bu yargının denetimindedir ve hukukun uygulanmasıdır" diye konuştu.
'LÜBNAN'A YASA DIŞI YOLLARDAN GİRENLER SURİYE'YE GERİ GÖNDERİLDİ'
Mevlevi, ülkeye yasa dışı yollardan girenlerin Suriye'ye geri gönderildiğine dikkat çekerek, Lübnan ordusunun kaçak girişler sebebiyle bazı kişileri gözaltında tuttuğunu belirtti.
Lübnan İçişleri Bakanı, "Suriye halkının sevincini ve halkın iradesinin her zaman galip geldiğini görüyoruz. Yerinden edilerek Lübnan'a gelen Suriyelilerin sevincine de şahit oluyoruz. Suriye'de topraklarına ve geçim kaynaklarına güvenli bir şekilde dönerek onların bu sevinçlerini tamamlamak için onlarla birlikte çalışıyoruz. Bunun yakın zamanda gerçekleşmesi hem Lübnan halkını hem Suriye halkını sevindirir" dedi.
Mevlevi, "Lübnan yeniden yapılanma, meşru otoriteyi büyütme ve devleti inşa etme sürecine başlayacak" ifadesini kullandı. Hakkında uluslararası soruşturmalar da yürütülen Ali Memluk, Esad yönetiminin Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanlığı görevini yürütüyordu.
ABD: TIMMERMAN'IN ÜLKEYE GETİRİLMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ
Dün Suriye'de bulunan ve ABD vatandaşı Travis Timmerman olduğu ifade edilen kişiyle ilgili ise ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan açıklama geldi. Bakan Antony Blinken, ABD'nin dün Suriye'de bulunan ABD vatandaşının ülkeye geri getirilmesi için çalıştığını bildirdi.
Reuters haber ajansının aktardığına göre, dün Türkiye'ye gelerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen Bakan Blinken, Ürdün'de yaptığı açıklamada, "Bugün bulunan Amerika vatandaşıyla ilgili olarak size tam olarak ne olacağına dair detay veremem; sadece onu Suriye'den çıkararak eve getirmeye çalıştığımızı söyleyebilirim. Ama özel hayatın gizliliği dolayısıyla bununla ilgili başka ayrıntı paylaşamam" dedi.
CBS News'ün haberine göre, Missouri eyaletinden gelen bir ABD vatandaşı olan Timmerman, bu hafta başında cihatçı gruplar tarafından Suriye'deki bir hapishaneden serbest bırakılmıştı. Timmerman'ın annesi Reuters'a yaptığı açıklamada, oğlunun yedi aydır kayıp olduğunu, kendilerinin de onun öldüğünü düşündüğünü anlatmıştı.
Timmerman da CBS'e yaptığı açıklamada, yedi ay önce izinsiz bir şekilde 'spiritüel amaçlarla' Suriye'ye girdikten sonra cezaevine konulduğunu söyledi. Suriye'nin başkenti Şam'ın güneyinde bulunduğu bir köyde basına açıklamalarda bulunan Timmerman, AA'ya verdiği demeçte de 'hac ibadeti' için ABD'den yola çıktığını ifade ederek, martta Avrupa'ya gittiğini, mayısta Lübnan'ın Zahle kentine geldiğini ve sonrasında Suriye'ye gittiğini anlattı.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby ise Washington yönetiminin Travis Timmerman'ın Suriye'de olduğuna dair ellerinde önceden bir emare olmadığını belirterek halihazırda kimliğini teyit etmeye çalıştıklarını aktardı.