Rûdaw TV’nin programına konuk olan Maxim Rubin, Rusya-Kürdistan Bölgesi ilişkileri, Rusya-Ukrayna savaşı ve Kürdistan Bölgesi’nin tutumu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Rusya’nın Kürdistan Bölgesi ve Kürt halkı ile kadim, tarihi ve olumlu ilişkileri bulunduğunu vurgulayan Rus diplomat, “Rusya, genelde Ortadoğu’yu ve özelde de Kürt meselesini her zaman dikkate almış, Kürt halkının acısını her zaman anlamış ve Kürtlerin kendi topraklarında refah, istikrar ve barış içinde yaşaması için çabalamıştır” dedi.
“Kürdistan Bölgesi'nde pek çok kişi Ukrayna'da neler olup bittiğini anlıyor”
Moskova'nın Ukrayna'ya karşı “özel askeri harekat” diye tanımladığı operasyonla ilgili Batı’nın “çarpık ve yanlış bir tablo çizildiğini” belirten Rubin, Kürdistan Bölgesi'nin tutumundan övgü ile bahsederek, Kürt yetkililerin körü körüne Batı'nın yanında yer almaktan kaçındıklarını kaydetti.
Kürdistan Bölgesi yönetiminin “Rus devletine karşı Batı medyası tarafından başlatılan kampanyaya katılmadığını" vurgulayan Rubin, “Kürdistan Bölgesi'ndeki pek çok kişinin Ukrayna'da neler olup bittiğini anladığına inanıyorum. Ayrıca medya Ukrayna'nın çıkarlarına meyletse de Rusya'yı kınamıyorlar ve neler olduğunu anlamak istiyorlar” ifadelerini kullandı.
“Rus-Kürt ilişkileri çok yönlüdür”
Kürdistan Bölgesi ile Rusya arasındaki ekonomik ilişkileri değerlendiren Maxim Rubin, “Rus-Kürt ilişkileri çok yönlü, kültürel ve ekonomik yönü de var. Ama bu ekonomik ilişki enerji alanında da yapılıyor ve iki büyük Rus şirketi Gazprom ve Rosneft Kürdistan Bölgesi'nde faaliyet gösteriyor. Bu iki şirket Kürdistan Bölgesi'ne çok büyük yatırımlar yaptı ve yaklaşık 6 milyar dolar ile ekonomisini güçlendirdi. Gazprom'un 1,5 milyar dolardan, Rosneft'in 4,5 milyar dolar ile Kürdistan Bölgesi'nin en büyük iki yatırımcısı durumunda” dedi.
“Kürdistan Bölgesi'nin enerji sektöründeki önemini de görüyoruz”
Her iki rus enerji devinin Kürdistan Bölgesi'ndeki çalışmalarını daha da genişletme arzusunda olduklarını vurgulayan Rubin, diğer Rus şirketlerin de yatırım yapmak istediğini ancak Kürdistan Bölgesi’ndeki belirsiz ortam ve güvenlik riski ile “bilgi eksikliği” nedeniyle çekinceleri olduğunu söyledi.
Rus şirketlerin farklı bölgelerde petrol ve gaz sahalarını genişletme konusunda çok fazla deneyime sahip olduklarını ve Rusya’nın, dünyanın en büyük doğal gaz üreticilerinden biri vurgulayan Rus diplomat, “Kürdistan Bölgesi'nin enerji sektöründeki önemini de görüyoruz ve ortam uygun olursa Rus şirketler doğal gaz sektöründe büyük adımlar atabilir” yorumunu yaptı.
Kürdistan Bölgesi doğalgazının Avrupa’ya ihracatının Rusya'nın çıkarlarına tehdit olup olmadığı hakkında bir soruya Maxim Rubin, “Rusya'nın başka herhangi bir ülkenin üretimini kontrol etme yetkisi yoktur ve diğer ülkelerin gaz üretimine kısıtlamalar, şartlar uygulayamaz. Bu Irak'ın bir iç meselesidir ve Kürdistan Bölgesi'nin gaz üretimini geliştirme hakkı vardır” yanıtını verdi.
Maxim Robin ayrıca Kürdistan Bölgesi'ne Rusya'dan buğday, tahıl ve gıda ithal eden çok sayıda Kürt şirketi bulunduğunu söyledi.
“Irak’ın egemenliğine yönelik ihlaller endişe konusudur”
Rusya’nın Erbil Başkonsolsu Rubin, “İran'ın Kürdistan Bölgesi'ni hedef alan bombardımanlarına karşı Rusya'nın tutumu nedir?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“İster İran, ister Türkiye olsun, bağımsız bir devlet olan Irak’ın egemenliğine yönelik ihlaller elbette endişe konusudur. Elbette İran ve Türkiye'nin bombardımanlarını hiçbir şekilde hoş karşılamıyoruz. Irak ile bölge ülkeleri arasında güven tesis edilebilmesi gerektiğine inanıyoruz. Irak'ın bu sorunu çözebileceğine inanıyorum. Kürdistan Bölgesi ve Irak'tan üst düzey yetkililerin kendi topraklarının çatışma alanı haline getirilmesini reddettiklerini duydum. Aynı zamanda Irak topraklarının komşu ülkelere saldırmak için kullanılması kabul edilemez.”
Bir süre Şam’da görev yaptığını belirten Rubin, Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin Rojava’ya ve oradaki Kürtlere yansıması konusunda, “Rusya'nın bu bölgede diyalog yolunu açmak, gerilimi azaltmak ve istikrarsızlığı önlemek için çok çalıştığını söylemek isterim. Bu bizim mesajımız ve bunun için çalışıyoruz. Şam'da büyükelçimiz var ve oradaki arkadaşlarım, meslektaşlarım Suriye meseleleriyle ilgili tüm imkanlarıyla üzerine düşeni yapıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Ukrayna’da “operasyonun amacına ulaşana kadar devam edeceğini” söyleyen Rubin, “Ana hedef Donbass halkını korumaktır. İkinci hedef, Rusya'nın ulusal güvenliğine yönelik tehditleri ortadan kaldırmaktır. Son kamuoyu araştırmasına göre, Rus halkının yüzde 80'i askeri operasyon kararına destek veriyor” dedi.