Üretme alışkanlığı olmayan sadece işgaller, işgaller sonucu yapılan talanlarla geçinen Osmanlı artık yıkılmak üzeredir. Bu kaçınılmazı gören ve varlıkları buna bağlı olanlar büyük bir yaşam korkusuna girdiler. Artık tek çareleri vardı. Devleti ayakta tutmak, güçlendirmek ve tekrar eskisi gibi mazlum halklar üzerinde sömürgeci düzenlerini sürdürmekti. Bunu mevcut devletleri ile yapamıyorlar ise amaçlarına uygun yeni devlet ve sistem kurmak zorunda olduklarını gördüler.
Dünyada geçerli nizamı ve egemen olan emperyalist devletlerin gelecek planlarını bu coğrafyada en iyi onlar gördü. Hiç tereddüt etmeden onlarla çalışmayı kabul ederek, hem onların hem de emperyal devletlerin çıkarına uygun olan bir devlet kurmaya hazır oldular. İngiltere, Fransa ve SSCB’nin desteğinde kendi devletlerini kurdular. Normalde devleti kuranın bir ulus olması gerekirken,ortalıkta devleti kuran bir ulus yoktu. Devleti kuranların hemen hemen hepsi köklerinden kopmuş devşirmelerdi.
Devlet her şeyin üstünde olduğuna göre, devlete ulus yaratma projesine giriştiler. Eski devletlerinde başladıkları, tarihsel köklü mirasa sahip, mazlum halkları ve inanç guruplarını katletme ve zorla bölgeden göç ettirmeye daha da hız verdiler. Katlettikleri ve göç ettirdiklerinin yerine, amaçladıkları ulus projesine uyum sağlayacak ve kurulan devlet sınırları dışında yaşayanları tersine göç ettirme projesini devreye soktular. Kayda değer ölçüde de başarı sağladılar.
Devlet ulusunun tarihten gelen kültür ve yaşam şekli olmadığı için yeni bir kültür ve yaşam şekli oluşturmak gerekliydi. Çağdaş medeniyete uyum adı ile ulvi değer biçtikleri masa başında hazırlanan yaşam şeklini halka dayattılar. İknada zorluk çektiklerinde, bunun yasal altyapısını oluşturarak zorla uygulamaya soktular. Devrim Kanunları olarak uygulamaya sokulan yasaların hepsi, kurmaya çalıştıkları sisteme destek amaçlıdır. Aşağıda tam metinleri olan 25/11/1925 Tarih ve 671 SayılıŞapka İktisası Hakkındaki Kanun ile 13/12/1934 tarih ve 2596 sayılı Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun bu amaçla hazırlanan ve uygulamaya sokulan kanunlardan ikisidir.
Her iki kanun detaylı incelendiğinde ve analiz edildiğinde, çağdaş medeniyet adı altında nasıl tek tip insan yaratıldığını rahatlıkla görebiliriz. Bu kanunlar hala yürürlüktedir ve katı şekilde uygulanmaktadır. Uygulama şekil değiştirmiş olsa bile, gerçek anlamda tek tip insan uygulamasının T.C.de devam ettiğini görebiliriz.
Sadece şapka kanunu için resmî belgelerin kabul ettiği idam edilen kişi sayısı on üç dür. Bu amaçla olup farklı gerekçeler üretilerek idam edilenler bu rakamın dışındadır. İdam edilenlerin dışında bu amaçla cezalandırılanların miktarı düşünmek bile istenmez.
Kanunlar incelediğinde, oluşturulan Devlet Dininin ihtiyacının karşılandığı ve asimilasyonun kesintisiz sürdürülmesi için bu yasaların çıkarıldığı ve uygulamasının sürdürüldüğünü görebiliriz. Hedeflenen sadece dini kıyafetler değil, mazlum halkların tarihten gelen ve kendilerinin kimliklerini ifade eden kültürleridir.
Bu yasaları savunanlar metinleri incelemeden kendilerine empoze edilen sloganlarla hareket etmektedirler. Çağdaş bir yaşamın gerektirdiği komşuları ile uygar ilişki kurmak istiyorlar ise masa başlarında hazırlanan yalana dayalı kavramlardan kurtulmalıdırlar. Kendilerinin ve torunlarının yararınadır. T.C.de sol gerçeği görmekten uzaktır. Kendilerini sol olarak tanımlayanlar, Kemalistler tarafından tasarlandıklarını ve kendilerine hizmet edecekler olarak şekillendirildiklerini gördükleri takdirde, ırkçıların etkisinden kurtulabilirler. Kurdler, ırkçıların yancısı olarak hareket eden Türk Soluna yakın durduğu sürece, onlar da aynı yapılarını devam ettirecektir. Kurdlerin Türk soluna yakın durmaları, demokrat olma olasılığı olan Türklere zarar verdiği gibi, kendi halkına da zarar vermektedir. Bu tutum kendi halkının yararına enerji harcaması gereken Kurdleri, başkasının hamalı olmayla karşı karşıya bırakmaktadır.
Şefik Çolak
ŞAPKA İKTİSASI HAKKINDA KANUN
Kanun Numarası : 671
Kabul Tarihi : 25/11/1925
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 28/11/1925 Sayı : 230
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 7 Sayfa : 108
Madde 1 – Türkiye Büyük Millet Meclisi azaları ile idarei umumiye ve hususiye ve mahalliyeye ve bilümummüe ssesata mensup memurin ve müstahdemin Türk milletinin iktisa etmiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedir.Türkiye halkının da umumi serpuşu şapka olup buna münafi bir itiyadın devamını hükümetmeneder.
Madde 2 – İşbu kanun tarihi neşrinden itibaren meriyülicradır.
Madde 3 – İşbu kanun Büyük Millet Meclisi ve İcra Vekilleri Heyeti taraflarından icra olunur
Bazı kisvelerin giyilemeyeceğine dair kanun
( Resmî Gazete ile neşir ve ilânı : 13/XII/1934 Sayı : 2879 )
No. Kabul Tarihi :2596 3-XII-1934
BİRİNCİ MADDE — Herhangi din ve mezhebe mensub olurlarsa olsunlar ruhanilerin mabed ve ayinler haricinde ruhanî kisve taşımaları yasaktır.
Hükümet her din ve mezhebden münasib göreceği yalnız bir ruhaniye mabed ve ayin haricinde dahi ruhanî kıyafetini taşıyabilmek için muvakkat müsaadeler verebilir. Bir müsaade müddetinin hitamında onun ayni ruhanî hakkında yenilenmesi veya bir başka ruhaniye verilmesi caizdir.
İKİNCİ MADDE — Türkiyede kanuna tevfikan teşekkül etmiş ve edecek olan izcilik ve sporculuk gibi topluluklar ve cemiyet ve kulüb gibi heyetler ve mektebler mahsus kıyafet, alâmet ve levazım taşımak istedikleri zaman yalnız nizamname veya talimatname ile muayyen tiblere uygun kıyafet, alâmet ve levazım taşıyabilirler.
ÜÇÜNCÜ MADDE — Türkiyede bulunan Türklerin ve yabancıların, yabancı memleketlerin siyaset, askerlik ve milis teşekkülleri ile münasebetli kıyafet ve alâmetlerini ve levazımını taşımaları yasaktır.
DÖRDÜNCÜ MADDE — Ecnebi teşekkül mensuplarının kendi kıyafet, alâmet ve levazımları ile Türkiye’yi ziyaret etmeleri, îcra Vekilleri Heyetince tayin olunacak mercilerin müsaadesine tâbidir.
BEŞİNCİ MADDE— Türkiye Devleti nezdinde memur bulunanların kıyafetleri beynelmilel meri âdetlere tâbidir.
Müsaadei mahsusa ile gelen yabancı memleketler kara, deniz, hava kuvvetlerine mensub kimselerin resmî üniformalarını nerelerde ve ne zaman taşıyabilecekleri îcra Vekilleri Heyeti kararı ile tayin olunur.
ALTINCI MADDE — Bu kanunun tatbik suretini gösterir bir nizamname yapılır.
YEDİNCİ MADDE — Birinci maddenin hükümleri bu kanunun neşri tarihinden itibaren altı ay sonra ve diğer maddelerin hükümleri kanunun neşri tarihinden itibaren meridir.
SEKİZİNCİ MADDE — Bu kanunun icrasına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.
5 kânunuevvel 1934
Cumhuriyet Reisliğine yazılan tezkerenin tarih ve numarası:4 - XII - 1934 ve 1/1138
Bu kanunun neşir ve ilânının Başvekilliğe bildirildiğine dair Cumhuriyet Reisliğinden gelen tezkerenin tarih ve numarası:5 - XII - 1934 ve 4/1150
Bu kanunun müzakerelerini gösteren zabıtların cüd ve sayıfa numaraları : 25 40,74,75:78